Hocaefendi'den Hizmet Gönüllülerine çok önemli tavsiyeler

Fethullah Gülen Hocaefendi'nin yeni Bamteli Sohbeti, Herkul.org web sitesi ve sosyal medya hesaplarından yayınlandı. Hocaefendi, zaman tanzimi, doğru yerde istihdam, istişare ve hakiki mü'minler arasında yardımlaşmanın ne şekilde olması gerektiğine dikkat çekti...

Bamteli: İÇTİMAÎ HUZUR VE YÜKSELİŞİN VESİLELERİ

"İÇTİMAÎ HUZUR VE YÜKSELİŞİN VESİLELERİ" başlıklı Bamteli sohbetinden notlar...

Gayet net… Sıkıntılı dönemlerde bir araya gelip elemi paylaşmak, kardeşlerimizin arkasında olduğumuzu ifade etmek, onlara destek olmak, çok ciddî olarak “teâvün” (karşılıklı yardımlaşma) esaslarını hayata geçirmek, pratik hayata geçirmek, önemli.

***

Hazreti Pîr, -bir- “mesâîlerin tanzimi” diyor. İşler, çok ciddî olarak dizayn edilmeli, mâkul bir çerçevede, makul bir blokaj üzerine bina edilmeli. Yani çok ciddî bir statiğe tâbi tutulmalı, riyazî mülahazaya dayandırılmalı, mantığın hesap buuduna dayandırılmalı, matematik buuduna dayandırılmalı… Mesâî öyle tanzim edilmeli, öyle tanzim edilmeli ki, gelecekte o mesâîye terettüp eden iyi veya kötü şeyler karşısında pişmanlık yaşamayalım; iyi neticeler karşısında “elhamdülillah” deyip dahasına talebimizi ortaya koyalım; olumsuz sonuçlar karşısında da “keşke” deme durumunda kalmayalım.

***

Kolektif şuura ve istişare ruhuna saygılı olmak, peygamberlerin ahlakı ve sâlihlerin de şiarıdır.

Allah Rasûlü, Selmân-ı Fârisî ile meseleyi istişare ediyor ve Ashâb nazarında, onun dediğine göre, orada hendek kazma işine girişiyor. Efendim, bir Mürşid-i A’zâm, bir Mübelliğ-i A’zâm, bir Üstad-ı A’zam (sallallâhu aleyhi ve sellem); yetiştirdiği çırağının düşüncesine saygılı davranmak suretiyle, bize ders veriyor. Küçükten de gelse, evladınızdan da gelse, çocuktan da gelse, sizin ehemmiyet vermediğiniz, sıradan gibi gördüğünüz bir insandan da gelse, onun düşüncesine de kulak verin, dinleyin, mülahazaya alın!.. Bilemezsiniz, onun içinde de ciddî bir cevher vardır; alır, değerlendirirsiniz. Bize ders veriyor, Mürşid-i A’zam, Müderris-i A’zam, Mübelliğ-i A’zam (sallallâhu aleyhi ve sellem), bize ders veriyor.

Evet, mesâî tanzim edilirken, esasen, onun belli bir “makuliyet” üzerine bina edilmesi fakat orada kolektif şuura müracaatın da ihmal edilmemesi çok önemlidir. Meşveret…

***

Yapılacak işlerin taksimi ve herkesin başarılı olabileceği yerlerde istihdamı çok önemlidir; İnsanlığın İftihar Tablosu’nun, vazifeye göre insan seçiminde de eşi benzeri yoktur.

Hazreti Üstad, “a’mâlin taksimi” kaidesini de nazara veriyor. Evet, hizmet edilirken, herkes ne yapabilecekse ve neye kabiliyeti yetiyorsa, onun çok iyi bilinmesi ve aynı zamanda amelin, aksiyonun ona göre taksim edilmesi lazımdır. “Bu, bir talebe olabilir; bu, bir muallim olabilir; bu, gönüllere giren iyi bir mürşit olabilir; bu, iyi bir idareci olabilir; bu, çok engin bakışlı, tâ uzakları görüyor, bence, her zaman fikrine müracaat edilecek birisi olabilir…” Bunların her birerlerini bir yere bir nöbetçi gibi dikmek suretiyle, esasen, onları rantabl olarak değerlendirmek lazımdır.

Bilmediği bir alanda, bir insanı istihdam ettiğiniz zaman, beklediğiniz ürünü ondan alamazsınız, neticeyi alamazsınız. O insanın rantabl olabilmesi… Hani Kıtmîr’e çok defa soruyorlar: “Nerede okusun?!.” Bakılmalı: Hobisi ne istikamette? “Yani, liseyi bitirmiş; tıp mı okusun bu, sosyal bilimlere mi girsin, fen bilimlerine mi girsin, falana mı girsin, filana mı girsin, resme mi girsin, sinemaya mı girsin?” Neye daha ziyade meyli var, ne ile uğraşıyor?!. Amatörce ne ile meşgul oluyor?!. Demek ki, o mevzuda, ister “zaaf” deyin buna, ister “hobi” deyin, bir meyli var. O istikamette değerlendirdiğiniz zaman, adımlarını daha geniş atar, o mevzuda daha hızlı ilerler. Bunun gibi, şahısları çok iyi bilerek, tahmil edeceğiniz vazife/misyon açısından iyi okuyarak, onlara yön belirlemelisiniz.

***

Fakat hakiki mü’minlerin kendi aralarında yardımlaşma işini kolaylaştırmaları lazım; küçükten başlamaları ve alıştırmaları lazım. Alıştırıla alıştırıla Sahabe-i kiram efendilerimiz o hale gelmişlerdir ki; işte biliyorsunuz, söylemeye ne gerek var, Hazreti Ebu Bekir, bütün servetini vermiştir, Tebük’e çıkarken. Hazreti Ömer efendimiz -makamlarına göre- o da servetinin yarısını vermiştir. Hazreti Ali de, dörtte birini vermiştir; dörtte birini açık, dörtte birini kapalı, dörtte birini bilmem nerede, dörtte birini bilmem nerede. Farklı zaviyeden bir “mercûh” fakat farklı şekilde bir “râcih” haline geliyor. Hazreti Osman efendimiz, beş yüz deve veriyor, beş yüz tane…

<< Önceki Haber Hocaefendi'den Hizmet Gönüllülerine çok önemli tavsiyeler Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER