İşkence mağdurları anlatıyor: "Uykudan bağırarak kalkıyorum"

DW Türkçe, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’de yaşanan işkenceleri haberleştirdi. İşkence görenler arasında dövülenler, cinsel organından elektrik verilenler ve köpek saldırısına maruz kalanlar da var.

SHABER3.COM

DW Türkçe, İstanbul, Ankara, Urfa, Diyarbakır ve Van’da gözaltında işkence ve kötü muamele gören mağdurlar ve avukatlarıyla konuştu. Hukukçulara göre, suç duyuruları takipsiz kalıyor.

POLİSLER AVUKAT GELENE KADAR DÖVDÜ
DW Türkçe’nin görüştüğü isimlerden biri Ankara Otogarı’nda asker uğurlamasına katılan Mehmet G. İddiaya göre Mehmen G., beraber olduğu grubun içinde hakkında yakalama kararı olan bir kişinin tespit edilmesinin ardından polisle tartışma yaşadı. Polisten dayak yediğini anlatan Mehmet G., “AŞTİ’nin (Ankara Otogarı) altında bilmem kaç numaralı bir oda var. Galiba güvenlik görevlilerinin odası. Polis bizi oraya soktu ters kelepçeyle. Odaya her gelen, ‘Siz miydiniz’ dedi ve çata pata vurdu” diye anlattı.
 
Kendisine müvekkilinin yerinin ilk önce söylenmediğini belirten mağdur avukatı Taner Eken ise “Başta ‘Hastanede’ dediler. Saatlerce kötü muameleye maruz kalmış. Mehmet G., bırakıldığında bana “Senin sesini duyduktan sonra bana dokunmayı bıraktılar” dedi.” sözleriyle işkenceyi anlattı. Olay günü Mehmet G’nin kaburgası çatlarken vücudu ve yüzünde morluklar oluştu.

İşkence iddiasını dile getiren bir başka isim ise Abdullah Yıldırım. Yıldırım, biri polis üç kişinin ölümünün ardından başlatılan soruşturma kapsamında Urfa’nın Halfeti ve Bozova ilçelerinde Mayıs 2019’da gözaltına alınan 54 kişi arasındaydı. Yıldırım yaşadıklarını “Beni ayaklarımdan tutup sürüklediler. Askeri aracın arkasına bağlayacaklardı, sonra vazgeçtiler. O sürüklemeyle omuzlarım, göğsüm paramparça oldu. Ayak parmaklarım mahvoldu tekmelerle. Sırtıma, kafama vurdular. Kaburgam çatladı. Bir sene sekiz ay geçti o olaydan sonra. Halen uykulardan bağırıp kalktığım oluyor.” diyerek anlattı.


GÖZALTINDA ELEKTRİKLİ İŞKENCE
12 gün sebebini bilmeden kaldığı gözaltında insanların cinsel organından elektrik verildiğini belirten Yıldırım “Gözaltı mı diyeyim, işkence mi… Emniyette siyah çorap gibi bir şeyle gözümüzü bağladılar. Bana değil ama oradaki arkadaşlara elektrik verildi. Cinsel organlarına elektrik verilmiş.” dedi. Ayrıca mağdur Yıldırım’ın babası, 3 kardeşi ve 5 amcası da gözaltına alınanlar arasında. Parkinson hastası baba ile kalp hastası amcanın ilaçları emniyete alınmadı.

İşkence iddiasının takipçisi olan İnsan Hakları Merkezi Başkanı Gökhan Dayık, “Görüntülerin eksik olduğu ve bazılarının açılamadığı, dolayısıyla rapor hazırlanamadığı cevabı geldi. Görünen o ki dosya kapatılmaya çalışılacak” ifadelerini kullandı. Dayık’ın verdiği bilgiye göre Urfa’da 2019 yılında 130’a yakın işkence ve kötü muamele başvurusu yapıldı.

22 YAŞINDAKİ ÖĞRENCİYE ÇIPLAK ARAMA
DW Türkçe 22 yaşındaki öğrenci Meltem Çuhadar’la da konuştu. Çuhadar, İstanbul Kadıköy’de 8 Haziran 2018 yılında “Karneler sizin, gelecek bizim” çağrısıyla yapılan eylem sırasında gözaltına alındı. Darp edildiğini anlatan Çuhadar “Polis otobüsünde de şiddete uğradık. Kafası yarıldığı için kanayan arkadaşa vurmaya devam ettiler. Karakolda çıplak aramaya maruz kaldım. Çok rahatsız ediciydi. Polis memurlarına değil, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefetten bize dava açıldı” ifadelerini kullandı.


KÖPEK SALDIRISI
Şeyhmus Yılmaz ve eşi Menice Yılmaz ise 31 Mayıs’ta Diyarbakır’daki polis baskınında köpek saldırına maruz kaldı. Yılmaz’ın anlatımına göre polisler kapıyı kırarak eve girdi. Ardından bir polis ‘Vurun’ diye seslendi. Sonra Yılmaz yerde dövüldü. Üç çocuğu yaşananları izlerken Şeyhmus-Menice Yılmaz çifti köpeklerin saldırısına maruz kaldı. Ancak aranan kişinin Şeyhmus Yılmaz olmadığı anlaşılınca polisler hiçbir şey demeden gitti.

İşkence ve kötü muamele olaylarının takipçilerinden Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nden Ufuk Can Mahanoğlu, son iki senede 54 başvuru aldıklarını, çoğu işkence ve kötü muamele iddiasına ilişkin başvuruların yarısının ise gözaltında gerçekleştiğini ifade etti. Kötü muamelenin genelde gözaltı işlemi anında başladığını, hastane raporlarına “basit yaralama” olarak geçtiğini ancak mağdurların fotoğrafları merkeze ulaştığında durumun çoğu zaman daha ağır olduğunu gözlemlediklerini anlattı. Mahanoğlu “Kişi yaşadığını karakolda ifade verirken anlatamıyor ancak mahkemede anlattığında da çoğunlukla zapta geçirilmiyor” dedi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği’nden avukat Gulan Çağın Kaleli ise “Diyarbakır’da işkenceden suç duyurusunda bulunanlara ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla da dava açılabiliyor” ifadelerini kullandı. Kaleli’nin verdiği bilgiye göre, 2018’de 584, 2019’da ise 908 olmak üzere iki sene içinde TİHV’e yapılan işkence ve kötü muamele başvuru sayısı toplam bin 492.
<< Önceki Haber İşkence mağdurları anlatıyor: "Uykudan bağırarak... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER