İstiğfar: Yeniden Dirilişin Ab-ı Hayatı

"Allah’ın Tevvab; kendine olan yönelişleri kabul eden ve Rahîm; merhametli, bağışlayıcı vasıfları ile kendisini tanıtması, günah işleyenlerin affedilme ümitlerini arttırmakta, istiğfarın hatadan geri dönüşte en kolay yol olduğuna da işaret etmektedir."

SHABER3.COM

İstiğfar: Yeniden Dirilişin Ab-ı Hayatı
Hüseyin Yağmur’la Dua Köşesi

Sevgili dostlar, evveli rahmet, ortasın mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluşa vesile olan mübarek Ramazan-ı şerifin mağfiret günlerindeyiz. Ğaffar u Settar Rabbimiz bugünler hürmetine bizleri mağfiret buyurduğu kullarından eylesin. Amin...

Değerli dostlar, mağfiret günlerinde ğufrana erip bağışlananlar listesine adımızı yazdırabilmek için, çokça istiğfar etmemiz gerekir..
İstiğfar, hata ve kusurunu fark edince hemen dönüp bağışlanma istemektir. Hayatını sorgulayıcı bir bakışla gözden geçiren bir insan, her gün “estağfirullah” diyeceği pek çok hata ve kusur bulabilir. 

Diğer taraftan Allah’ın Tevvab; kendine olan yönelişleri kabul eden ve Rahîm; merhametli, bağışlayıcı vasıfları ile kendisini tanıtması, günah işleyenlerin affedilme ümitlerini arttırmakta, istiğfarın hatadan geri dönüşte en kolay yol olduğuna da işaret etmektedir.

Allah Resûlü aleyhissalâtü vesselâm istiğfarın ehemmiyetini, “Kim amel defteriyle mutlu olmak isterse, oraya çok istiğfar yazdırsın.” ifadeleriyle açıklamıştır (Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat 1/256)

İnsanlara tevbe ve istiğfar tavsiye ederken Kendisi de günde yüz defa istiğfar ettiğini beyan buyurmuştur. (Bkz.: Müslim, zikr 41)

Bediuzzaman hazretleri de “İstiğfar, meyelan-ı hayra kuvvet verir, şerrin kökünü keser; dua da meyelan-ı hayra kuvvet verir.” şeklinde özetler.

Hemen her fırsatta, “Yâ Rabbi, Yâ Rabbi...” diyerek yapacağımız dualar, hem iradelerimize fer ve kuvvet verip bizim hayra yönelmemizi sağlayacak hem de onlardan gelebilecek tehlikelere karşı bizi muhafaza edecektir.

Buhari şerhi Tecrid-i Sarihte Seyyidü’l-istiğfar duasının şerhinde güzel bir anektod nakledilir: 

“Bir gün Hasan Basrî hazretlerine bir adam gelerek fakirliğinden şikâyet etmiş. Hazret ona: Allah'a istiğfar et! Diye cevab vermiş. Başka birisi de: Duâ buyursanız da Allah bir oğul verse diye rica etmiş. Hazret-i İmâm buna da: Allah'a istiğfar et! demiş. Bir başkası daha gelerek kuraklıktan bahçesinin kuruduğundan şikâyet etmiş. Buna da istiğfar tavsiyesinde bulunmuş.
Mecliste hazır bulunanlar Hasan Basrî Hazretlerine: Ey üstâd! Türlü şikâyet ve başka başka dileklerde bulunanların hepsine yalnız istiğfar tavsiye buyurdunuz, demeleri üzerine Hazret-i İmâm (Ben bunu kafamdan atıp söylemedim. Nûh aleyhi's-selâm’ın, türlü âfet ve zaruretlere müptelâ olan kavmine bunlardan kurtulmaları için: "Rabbinize istiğfar ediniz!" dediği Kur'ân'da hikâye buyurulduğundan mülhem olarak ben de bana müracaat edenlerin hepsine istiğfar etmelerini tavsiye ettim!) buyurmuştur ki, Hazret-i İmâm'ın bu içtihadı bizim için de ibret alınmağa, değer mâhiyettedir. Ve her türlü sıkıntılı zamanımızda kusurlarımızdan istiğfar ederek arınmak ve her gûnâ maksadımızın husulü için Rabbimize müracaat etmek gerektir. Aşağıda tercümeleri görülecek olan hadîsler de bize istiğfarın ehemmiyetini ayrıca tebarüz ettirmektedir.” Dedikten sonra Kamil Miras beyefendi şu notu da düşer:
“Pek ziyâde me'sûr olan bu Seyyidü'l-istiğfâr du'âsı vaktiyle taşraların büyük camilerinde perşembe gibi eyyâm-ı mübârekede ikindi namazından sonra İmam tarafından cemâatle birlikte okunurdu. Ne güzel âdet idi”.


Şeddâd İbn-i Evs radiya'llahu anh'den rivayete göre, Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: 

“Allah’ım! Sen benim Rabbimsin!Senden başka ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiğince ezelde sana verdiğim sözümde ve vaadimde durmaktayım.Yaptığım kötülüklerin ve işlediğim kusurların şerrinden sana sığınırım. Bana lütfettiğin, üzerimdeki nimetlerini yüce huzurunda minnetle anıp, itiraf ederim. Aynı şekilde günahımı da itiraf ederim. Beni bağışla; çünkü senden başka hiçbir kimse günahları affedip bağışlayamaz.” (Buhârî, De’avât, 2, 15; Ebû Davud, Edep, 101; Tirmizî, De’avât, 15; Nesâî, İstiâze, 57; İbn Mâce, Dua,14 )

Resûl-i Ekrem buyurur ki: Bu seyyidü'l-istiğfâr duasını her kim kalbiyle sevab ve fazîletine inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse, o kimse ehl-i Cennettir. Her kim de sevab ve fazîletine inanarak gece okur da sabah olmazdan önce ölürse, o kimse de ehl-i Cennettir. 

Cenab-ı Allah hepimizi bu mübarek günler hürmetine bağışladığı kullarından eylesin. Amin.

<< Önceki Haber İstiğfar: Yeniden Dirilişin Ab-ı Hayatı Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER