Dugin kiminle görüşüyor?

İşin aslı Aleksandr Dugin dolaylı yoldan radarıma takıldı. Kendisini değil, ABD’li mürit ve takipçisi Steve Bannon’ından dolayı ilgileniyorum.

SHABER3.COM

KADİR GÜRCAN 

Bizim Çınarlı Kıraathanesi’nin mekan edinen nüktedanlar yazarınız için “Hadi Rihanna (Rihi) ile ilgilendiğini biliyoruz da, Dugin’i de mi tanıyorsun be birader? Hiç mi ciddi işin yok?” diyerek kendi aralarında verip veriştiriyorlarmış. Olsun. Bu konuda, yüz yaşına merdiven dayamış Kissinger’a kulak vermeyi yeğliyorum; “Yaşadığım çağı bilmem kadar tabii ne olabilir? ” Ayrıca, geçtiğimiz hafta Türkiye gündemi, bir sanatçının söylediği sözden dolayı hapse girmesinden ibaret lüzumsuz ve lokal bir mevzu ile meşguldü. Yazarınız, her zaman olduğu gibi çıtayı yükseltip, kaliteyi uluslararası boyuta taşıyor. Boğulacaksak büyük denizde boğulalım.

Şunu baştan söyleyip, altını çizelim. Sebep ne olursa olsun, siyasi cinayetlerin hiç bir zaman makul ve ikna edici sebebi olmadı, bundan sonra da olmayacak. Savaşın masumlara sıçradığı yerlerde, işin rengi değişiyor. Rus Diktatör Putin’in beyin yapıcısı ve fikir mimarı kabul edilen Dugin’in, kızına düzenlenen suikast sonrasında kameralara yansıyan “Çaresiz ve şaşkın Baba!” halini azılı düşmanlarımıza dilemeyiz. Orada kibirli, kahir ve Putin’in kulağına cinayetler üfleyen Dugin yok!

İşin aslı Aleksandr Dugin dolaylı yoldan radarıma takıldı. Kendisini değil, ABD’li mürit ve takipçisi Steve Bannon’ından dolayı ilgileniyorum. Hani şu Trump’ın dört yıl perde arkasından akıl hocalığı yapan ve hatta “Bu kararlar Trump’ın değil. Karanlıklar Sultanı Bannon’ın!” kulislerinin üretildiği koridorda volta atan Bannon. “Konuyu aydınlığa kavuşturalım!” diyenlere “Bırak karanlıkta kalsın. Böylesi daha iyi!” diyerek cevap verdiğinden olsa gerek “Karanlıklar Sultanı” lakabına pek iyi oturuyor. 2015 yılında Bloomberg Bannon’u “Amerika’daki en tehlikeli siyasi aktör!” olarak nitelendirmiş. Yani, Trump Başkan olmadan önce, ABD kamuoyu Steve Bannon’ı yakından tanıyor.
Rijit ve marjinal olmak ve öyle kalmak Bannon gibileri rahatsız etmiyor. Dugin ile ilişkisi siyasi teori ve dünya görüşündeki tercihleri noktasında yoğunlaşıyor. Her ikisi de faşist ve aşırı grupların dünyaya hakim olması gerektiğinde hemfikir. Dugin Putin’in, Bannon da eski Başkan Trump’ın popülaritesini kullanarak kendi düşüncelerini hayata geçirmeye azmetmişler. Bannon, Trump’ın büyük işler yapabilecek kapasiteye sahip olmadığını çok iyi biliyor ama, kullanıma müsait olması işine geliyor.

ABD’nin zengin ailelerinden olan Mercer’ler, Bannon’ı Trump’a mukayyed olsun diye Beyaz Saray’a sokmak için çok uğraşmışlar. En az Trump kadar patavatsız ve egoist olan Bannon, Trump ailesi ile girdiği it dalaşından sonra kendisini Beyaz Saray’ın dışında buldu. Söylentilere göre Trump’ın kızı ve gözdesi İvanka ile çatışınca, baba yüreği kızını tercih etmiş. Ancak Trump’ın Bannon’dan bağlarını koparabileceğine kimse inanmadı. Zira, Başkan Trump’ın başkanlık yetkisini kullanarak, adli suçlara karşı koruma kalkanı oluşturduğu en son birkaç kişiden biri yine Bannon oldu.

Metafiziğe meraklı yabancı bir dostuma “Mistik Network” den haberin oldu mu diye sorduğumda “Mistisizm ferdi bir tecrübe, bunun networkü mü olur?” diyerek gülmüştü. O da benim gibi, bu insani eğilimin modern dünyada, insanları belirli bir yöne sevk eden duygusal bir silaha dönüşeceğini aklına hiç getirmemiş.

Bannon ve Dugin arasındaki ilişki, dünya çapında mistik cazibenin oluşturacağı bir ağ kurmakta düğümleniyor. Aşırı sağcı, ırkçı ve faşist Bannon ve Dugin ikilisinin teklif ettikleri ütopik dünyada bilinen dini tecrübelerden derlenmiş bir metafizik öğreti de var. Hinduizm, İslam, Hristiyanlık ve diğer doğu mistisizmi bu öğretinin kaynakları arasında. Yanlış okumadınız. Steve Bannon’ın mistik tecrübesinin temel taşlarından biri herkesin tanıdığı Müslüman-mistik ve entelektüel Rene Guenon(Abdülvahid Yahya). Bir önceki İlahiyatçı nesil 1951 yılında Mısır-Kahire’de vefat eden, mühtedi, Fransız asıllı mistik entelektüel Guenon’u çok iyi tanır. Seksenli yıllarda ABD Deniz Kuvvetlerinde genç bir subay olarak görev yapan Bannon, İran-ABD Rehine krizinde, İran Körfezinde görev yapmış. İslam ve Müslümanlardan nefret ediyor ama, Sufizmin mistik tesirine teslim olmuş. Görev yaptığı dönemde aynı birlikte olanlar, Bannon’ın günlük meditasyon rutinlerinden taviz vermediğini söylüyorlar.
Bütün ütopyalarda olduğu gibi Dugin ve Bannon da, geleceğin seçilmiş, aryan ve özel donanımlı kuşaklarca kurulacağına çok kötü inanmışlar. Bunun için İtalya’da bir okul dahi açmışlar. Trump’ın başkanlığı kaybetmesinden sonra, okul maddi problemlerden dolayı kapısına kilit vurmuş. Aslında Bannon, o kadarcık bir okulun masraflarını yıllarca karşılayacak kadar zengin ama, işin bir yere varamayacağını anlamış olmalı.

War of Eternity yazarı Benjamin R. Teitelbaum, Bannon’ın dünya genelinde uçlarını bir araya getirmek için gayret sarf ettiği Mistik Network’u gizli tutmaya çok özen gösterdiğini söylüyor. Bannon-Dugun ikilisi, Roma’da gerçekleştirdikleri toplantıyı sır gibi saklamışlar. Modern dünya, modernite ve demokrasi karşıtı eğilimlerin geleceğin dünyası için umut olabileceğine inanan bir kesim, Bannon’ın aşırı-sağ ve marjinal şemsiyesi altında bulunmaktan şikayetçi değiller. Teitelbaum Putin ve Trump gibi, Brezilya devlet başkanı Bolsonaro, Putin’in yılmaz takipçisi Macaristan Başkanı Urban’ın da birer Dugin ya da Bannon’u olduğunu söylüyor.

Teitelbaum kitabında zikrettiği kaynaklara dayanarak, Dugin’in 2004 yılından itibaren Türkiye ile ilgilendiğini ve o günkü (bu gün de aynı hükümet var!) hükümeti, Nato’dan çıkmaya ikna etmek için bir dizi ziyaret gerçekleştirdiğini kaydediyor. Mevcut hükümetin Putin aşkının o kadar eskilere dayandığını tahmin etmemiştik. Madem böyle yasak bir ilişki başlamış, insanın aklına “Dugin Saray’da kiminle konuşuyor ki?” şeytani sorusu gelmiyor değil.

Geçtiğimiz hafta Dugin’in kızına düzenlenen suikasttan sonra, internet sitelerinde Bannon ve bizim Saray’dan gelecek tepkiyi merak ettim. İlginçtir, her iki taraftan da tık çıkmadı. Anlaşılan, War of Eternity yazarının tespiti doğru; Mistik Network ilişkilerini gizemli tutmakta oldukça kararlı.

Çınarın gölgesinde yaz rehavetine kapılıp yazarınızı eleştiren dostlar “Dugin’in Türkiye’de konuşacağı tek insan var o da Marksist döküntü!” diyerek ortaya servis edilen hazır cevaplara tav olabilirler. Gözünü geleceğe dikmiş Bannon ve Dugin gibilerin, kılıç artığı Marksist döküntülere ayıracak vakti olduğunu zannetmiyorum. Peki kim? Kusura bakmayın! Biliyorum ama söylemem! Dedik ya, Mistik Network gizemli kaldığı sürece popülarite kazanıyor. Dugin’in göbeğine kadar inmiş Ortodoks Vaiz görüntüsüne ümit bağlayan o kadar çok budala var ki, tahmin bile edemezsiniz. Adama bakın, Bannon’ı bile kendine bende etmiş!

<< Önceki Haber Dugin kiminle görüşüyor? Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER