Kanaat önderleri: Yenilenebilir enerji yoksa gelecek de yok


Kanaat önderleri, yenilenebilir enerjinin önemine işaret etti. Alanda araştırmaları bulunan isimler, "Yenilenebilir yoksa gelecek de yok." uyarısı yaptı.

Yenilenebilir enerji konusu İzmir'de ele alındı. 'Gelecek Yenilenebilir Enerjide' Platformu tarafından tarafından tertip edilen toplantıda "Yenilenebilir enerji devriminde Türkiye önder mi olacak, takipçi mi?" sorusuna cevap arandı. Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak tarafından yönetilen toplantıda Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Nezihi Bilge, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, Greenpeace Rüzgar Enerjisi Bölge Koordinatörü İbrahim Çiftçi ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rüzgar Enerjisi Kulübü Genel Sekreteri Soner Gültekin söz aldı.

Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, Türkiye'nin potansiyeli değerlendirme bakımından yeterli olmadığını vurguladı ve şunları dile getirdi:

"Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrili; güney ve batı bölümü senede ortalama 300 gün güneşli gün yaşıyor. Yani 'su akar Türk bakar' çok doğru bir söz. Potansiyelleri değerlendirmede çok eksik kalan bir ülkeyiz. Potansiyel enerjiyi sürdürülebilirlik açısından kullanabilmeliyiz. Balçova'da enerji potansiyeli var. Ondan da tam olarak yararlanamıyoruz. İzmir'de ciddi bir hava kirliliği var. Akşamları havayı solumak çok zor. Yenilenebilir enerji hava kirliliğine de çözüm getirebilir. Rüzgâr enerjisi oldukça temiz bir enerji kaynağı olarak yer alıyor. Üniversitelere önemli görevler düşüyor. Yaşar Üniversite'sinde 3 yıl önce kurduğumuz Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümümüz var. Salt üniversite eğitimleriyle olmaz toplumda genel farkındalık yaratmalıyız."

Dünya Rüzgar Enerji Birliği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar da şu açıklamalarda bulundu:

"Rüzgâr enerjisi özellikle Paris'teki İklim Zirvesi sonrasında bir kez daha geleceğe dair önemini bizlere ispat etti. Paris'te tüm devletlere bir hedef kondu ama bu sadece bir karardan ibaret. Ne yapacaksa ülkeler kendi gelecekleri için kendileri yapacaklar. O nedenle rüzgâr enerjisinde şu unsurlar büyük önem taşıyor. Birincisi sesin 45 desibeli geçmemesi gerekiyor. Nitekim türbinlerde artık bu sorun ile karşılaşmıyoruz. İkincisi de gölge yarattığı iddiası… Artık tüm tribünlerin alan içerisine yerleştirilmesi bu kurallara uygun yapılıyor. Bu oranın üzerine çıkan türbinler zaten yasal olarak kurulmuyor. Türkiye'de rüzgâr enerjisine ilişkin oluşan bu muhalif duruş da yanlış bir seyir olarak gözlemleniyor. Kamuoyunu da yanlış bir yöne sevk ediyor. Öyle ki tüm dünya rüzgâr enerjisini de kapsayan yenilenebilir enerjiyi en temiz ve en ucuz enerji olarak benimsedi."

ÇİFTÇİ: GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİNE YATIRIM YAPMALIYIZ

Greenpeace Rüzgar Enerjisi Bölge Koordinatörü İbrahim Çiftçi ise şöyle dedi:

"Büyük bir bilgi kirliliği var. Geçmişe baktığımızda elektrik üretiminde kullandığımız bu teknolojiler diğer teknolojilerle kıyaslandığında yeni teknolojiler. Güneş enerjisi fiyatları örneğin son 10 senede yüzde 45 geriledi. Son 10 senede yenilenebilir enerjinin pazar payları arttı. Yenilenebilir enerji günden güne dünyadaki birçok pazarda şebeke kalitesini yakaladı. Dünya enerji piyasaları bir yöne doğru evriliyor. 2023 hedeflerimizde üretim kapasitemizi ikiye katlamak ve bununla ilgili ciddi miktarda yatırım yapmak hedefimiz var ve bu alt yapı yatırımlarını da beraberinde getirecek. Böyle bir yol ayrımındayken geçmişin teknolojilerini değil geleceğin teknolojilerine yatırım yapmanın daha mantıklı olacağını düşünebiliriz."

Kanaat önderleri yenilenebilir enerjilerden daha etkin yararlanılabileceği görüşünde birleşti.

Dünya Gazetesi Yazarı Rüştü Bozkurt, bu konuda şu yorumu yaptı:

"Yenilenebilir enerjide şehir efsaneleri yaratılmaya çalışılıyor. Bir insan elinde olan kaynakları kullanmak zorundadır. Türkiye'de üretilen argümanlarla sonuç kıyaslandığında tutarsızlığı görüyoruz. Yenilenebilir enerjide her şeyden önce işi bilip konuşmak gerekiyor. Bilimsel kanıtı olmayan haber ve bilgilerle yatırım yapıldığında bunların başarıya ulaşmadığını görüyoruz. Kesinlikle ülkemizin kaynakları çok ciddiye alınmalıdır. Onun yerine de gerçekliğe ve bilgiye dayanmayan stratejiyle yapılan yatırımların sürdürülebilirliği mümkün değildir. Bütün bunların hepsinde fizibilite eksiği var. Gerekli çalışmaları, araştırmaları yapmadan yatırım yaparsanız batarsınız."

GÜLTEKİN: RÜZGÂRIN SESİNE KULAK VERELİM"

Yıldız Teknik Üniversitesi Rüzgâr Enerjisi Kulübü Genel Sekreteri Soner Gültekin'den ise "Yetkin yetişmiş mühendislerimizin yenilenebilir enerji alanına ilgisini çekmemiz gerekiyor. Yenilenebilir enerjiye geçmediğimiz her gün kaybediyoruz. Bugün kaybettiğimiz esen rüzgâr yarın geri gelmeyecek. O yüzden yenilenebilir enerjiyi kurmadığımız her gün esen rüzgârı kaybediyoruz. Yenilenebilir enerjiye geçebilmek için rüzgârın sesine kulak verelim." tembihi geldi.

BİLGE: VERİMLİ FİZİBİLİTE ÇALIŞMALARI YAPILMASI ŞART"

Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Nezihi Bilge, "Rüzgâr enerjisindeki hedeflere ulaşabilmek için rekabetin de arkasında çok iyi fizibilite çalışması yapılması lazım. Rüzgar enerjisinin yaşama etkisi çok farklı. O nedenle Türkiye'nin geleceğinde önemli bir enerji yatırımı olarak değerlendirilebilecek RES'lere ve güneş enerjisine gereken ilgi ve önemi göstermesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.


CİHAN
<< Önceki Haber Kanaat önderleri: Yenilenebilir enerji yoksa gelecek de yok Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER