Kenarda duranlar, Uzaklaşanlar, Küskünler ve Vefa- 2

Samanyoluhaber.com yazarı Prof. Dr. Osman Şahin'in yazısı

SHABER3.COM

PROF. DR.OSMAN ŞAHİN

Önceki yazıda, bu süreçte yaşanılan kayıpların telafi edilmesi, insanların aşk, şevk ve motivasyonlarının yükseltilmesi, ihtiyaçları olan manevi beslenmelerinin yapılabilmesi, her bir ferdin durumuna uygun bir hizmette koşturması ve küskünlerin ve uzak duranların tekrar hizmetlere kazanılmaları adına yapılması gerekenler nelerdir sorularına cevaplar aramıştık. Kaldığımız yerden devam edelim… 
İHTİYAÇLAR ÜZERİNDEN YAKLAŞMAK
Bir kenara çekilen arkadaşlara ulaşmak için başvurulabilecek önemli bir vesile de çocuklarının ve eşlerinin hizmetle olan bağlantıları veya rehberlik hizmetlerine ve yeni geldikleri coğrafyalarda asimile olmamaları adına hizmete olan ihtiyaçlarıdır. 
Yaşanan travmaların şiddeti azaldıkça, ayaklar yere basmaya başladıkça, entegrasyon adına mesafe kat ettikçe görüldü ki, bulunulan yerlerde ayakta kalabilmek, değerlerini koruyabilmek, dinlerini yaşayabilmek ve aile fertlerinin manevi ölümlerine yol açabilecek bir asimilasyondan korunabilmek için Hizmet’ten başka başvurulabilecek bir alternatif bulunmamaktadır.
Artık, herkes, en başta kendilerinin ve aynı zamanda aile fertlerinin iman ve Kur’an hakikatlerinin konuşulduğu sohbetlere, onlara Allah’ı (CC) ve ahireti hatırlatacak insanlarla bir araya gelerek onların maneviyatından faydalanmaya ihtiyaçları olduğunun ve zaman geçtikçe bu ihtiyacın ne kadar şiddetlendiğinin farkına varmışdır. 
Bu ihtiyaçlar üzerinden, bu arkadaşlar ile oluşturulacak birliktelikler sayesinde mevcut mesafeler kapatılabilir. Zamana yayılarak, kafadaki sorular cevaplanabilir ve yapılan hizmetleri ve hizmet insanlarını gördükçe yaralar sarılıp iyileştirilebilir. 
Örneğin, çocuklarını rehberlik veya ders çalışmaları için organize edilen mekanlara getirdiklerinde, onlara, yapılan hizmetleri anlatmaya yönelik, üniteler tarafından brifingler ve sunumlar yapılabilir. İmkân nispetinde bu mekanlarda yapılabilecek ikramlarla, onların da bir süre buralarda kalmaları temin edilebilir. 
Bayramlarda yapılacak umumi toplantılara ve kermes gibi gerçekleştirilen toplu faaliyetlere bu arkadaşların aileleri ile katılmalarının sağlanması ve bunun bir plan dahilinde uygulamaya geçirilmesi de çok faydalı olacaktır. 
Bu faaliyetlerde, Hizmet insanlarının hem toplu ve kalabalık bir şekilde görülmesi hem onların Hizmet adına aşk ve şevklerine şahit olunması, onlar ve aileleri üzerinde çok etkili olacaktır. Böylece, hizmetlerin hala nasıl canlı olduğunu ve devam ettiğini görebileceklerdir. 
 BİRLİKTELİKLERİN VE BERABERLİKLERİN ARTTIRILMASI
“Sadıklarla beraber olunuz” emr-i İlahisinde ihtar edildiği gibi, doğru insanlarla oturup kalkma, Allah’ı (CC) hatırlatan ve ümit kaynağı olacaklarla beraber olmak çok önemlidir. Bu açıdan, iradi olarak böyle insanları bulup onlarla oturup kalkmaya özen göstermek zorundayız.
Üstad Hazretleri, günümüzde bir insan, ferdi ferid veya bir kutup dahi olsa bu zamanda tek başına bir şey yapamayacağını ifade etmektedirler ve ancak kardeşleri ile kenetlenerek meydana getirilecek bir şahs-i manevi (cemaat ruhu) ile insanın canlı kalabileceğini, dinini yaşayabileceğini ve yapılan hücumlar karşısında dayanabileceğini ifade etmektedirler.
Bu yüzden, herkesi böyle sadıkların bulunduğu ortamlara çekerek, onların iman, ümit, aşk ve şevklerinden istifade ettirmeye çalışmalıyız. 
Bu sadıklar, hayrı ve sabrı tavsiye ederler ve insanı yeis ve ümitsizliğe düşüren menfi (negatif) söylemler yerine hep ümit veren müspet (pozitif) söylemlere sahiptirler ve hadiselerin dış ve maddi görünüşünden ziyade (onlardan alınması gereken dersler ve ibretleri de ihmal etmeden) iç ve manevi yönüne dikkat çekerler. 
Günümüzde, bu sadıkların zirvesini, en başta Üstad hazretleri ve Hocaefendi olmak üzere, hayatlarını ve her şeylerini bu uğurda feda etmiş, bunun karşılığında bir beklentiye girmemiş, hadiseler altında kalıp ezilmemiş ve geçmişe de takılmamış, yaşanan hadiseler ne kadar zor olsa da iman, ümit, aşk ve şevklerinden hiçbir şey kaybetmemiş ve “bu şartlar altında hizmetler adına daha ne yapabilirim” deyip, hizmet etme imkanları araştıran ve bütün himmetlerini hizmet etme adına kullananlar oluşturmaktadır:
 
“Vakıa, bu türlü zulümlere maruz kalan ve gadre uğrayan mü'minler, gerçekten inanıyorlarsa, zalimlerin komploları karşısında asla ye'se düşmezler. Aksine, "İnkisara kapılmayın, gevşeklik göstermeyin ve tasalanmayın; hiç endişeniz olmasın, inanıyorsanız üstünsünüz!" muştusuyla sürekli inşirah yaşarlar. Ellerinden gelen tedbirleri alır, sa'ye sarılır ve Allah'a tevekkül ederler.” Şeytanî Fısıldaşmalar ve Kulis Faaliyetleri 
Bu örnek alınması gereken insanları bulup onlarla beraber olmak, onların fikir ve düşüncelerinden, Nebevi ve Kur’an’i davranış ve tutumlarından istifade ederek bunları nazara vermek çok önemlidir:
“Her şeye rağmen biz duruşumuzu, tavrımızı değiştirmeden konumumuzun hakkını vermeli, yerimizde durmalı, herkesin başvuracağı bir güç, bir ümit kaynağı olmalı ve sönmeye yüz tutan bütün meşaleleri yeniden tutuşturmaya çalışmalıyız…

Dünden bugüne bu kutlular yoluna baş koyanlar dört bir yanda düşmanlık duygularının körüklendiği, dost gönüllerin bile vefasızlık edip hasımları sevindirdiği, varlığını kine, nefrete bağlamış ruhların diş gıcırdatıp hiddetle üzerlerine geldikleri durumlarda bile ne yeis, ne sarsıntı, ne öfke ne de düşmanca duygularla onlara karşılık vermeyi düşünmemiş; kötülükleri hep iyilikle savmış; fena muameleleri hüsnühâl, yumuşak beyan ve farklı ihsanlarla rehabilite ederek, âdeta bütün kırılmaları ve tahribatı tamire çevirmiş ve yıkma düşüncelerine yapma hamleleriyle mukabelede bulunmuşlardır.
Bu itibarla da –maâzallah– bir gün ülkede her şey alt-üst olsa, yığınlar gidip karanlıklara gömülse, yollar harap olup köprüler yıkılsa; bu insanlar paniklemeyi inanç ve iradelerine karşı saygısızlık sayarak yeis ve durgunluk içinde ölüm görüntüleri sergilemektense, başkalarının yaşama hislerini harekete geçirmek için uçma gayretlerinde bulunacak ve her hâlleriyle, yürüyebilene yolların açık olduğunu haykıracaklardır…

Öyle ümit ediyoruz ki; işte bu sağlam karakter sayesinde, bugün olmasa da yarın mutlaka, hicranla yanan sinelerin hicranı dinecek, asırlardan beri iki büklüm yaşayanlar bellerini doğrultarak var olduklarını haykıracak, zulmetlere yenik ruhlar dirilip çevrelerini saran karanlıkları kovacak ve herkes olağanüstü bir gayret ve performansla kendi ruh ve mânâ köklerinin kılavuzluğunda bütün engelleri aşarak, özüyle bütünleşip talihinin zirvesine ulaşacaktır.” İnanan Sarsılsa da Devrilmez

İRTİBATTA İFRAT

Hizmet insanlarının bir araya gelerek manevi yönlerini güçlendirmeleri, birbirlerinden istifade etmeleri, aralarındaki kardeşliği kuvvetlendirmeleri o kadar önemlidir ki bunda başarılı olabilmek için büyük fedakârlıklar bile göze almaya değmektedir. Risale-i Nur talebelerinin topluca Eskişehir hapishanesine alınmaları gibi bir musibeti bile, Hazret-i Bediüzzaman bu noktaya vurgu yaparak değerlendirmişlerdir:

“Sizin için pek çok müteessirdim, elem beni eziyordu. Fakat bana ihtar edildi ki; kader ve kısmetinizde, beraber bu hapishânenin suyunu içmek ve ekmeğini yemek vardı. 
Bir eser-i rahmet-i İlâhiye ve bir cilve-i inâyet-i Rabbâniyye olarak bu suyu ve bu ekmeği beraber yememizin ve içmemizin en kolayı ve en hafifi ve en hayırlısı ve sevablısı ve Risale-i Nur şakirdlerinin en menfaatli bir dershâneleri ve en feyizli bir çilehâneleri ve düşmanlarına karşı ne derece ihtiyatlı davranmak lâzım geldiğini tâlim eden en hassas bir imtihan meydanı ve her birinde ayrı ayrı güzel meziyetleri bulunan bu arkadaşların birbirinin âlî meziyetlerinden ve güzel hasletlerinden ve birbiriyle tesis ve tecdid-i uhuvvetlerinden istifade etmek ve ders almak için en nurlu bir dershâne, bir tekke suretinde gördüğümden, bu vaziyetten değil şekvâ, belki bütün ruhumla şükür ettim. 
Evet, mesleğimiz şükürdür. Ve her şeyde bir vech-i rahmeti, bir cihet-i nimeti görmektir.”
KAMPLAR
Bu yaşadığımız süreçte, manevi beslenmeye ve bir araya gelmeye her zamandan daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır. Buna binaen, herkesin katılabileceği değişik formatlarda kamplar düzenlenmesi gerekmektedir. 
Küçük mekanlarda ve daha sık aralıklarla (ayda bir) bazı küçük kamplar düzenlenebileceği gibi, tatil dönemleri gibi zamanlarda daha çok katılımlı ve daha farklı mekanlarda daha büyük kamplar yapılabilir. 
Kampların sadece talebelere ve gençlere yönelik olarak değil de her kesimdeki Hizmet insanına yönelik planlanarak yapılması gerekir. Günümüzde de Hizmetle alakalarını devam ettiren ve hizmetlerin bir yerinde bir şekilde elini taşın altına sokan, hizmetlerin derdini çeken, eskiden aktif olarak birçok hizmetlerde bulunmuş tecrübeli yetişkinlerin de kamp yapmaya çok ihtiyaçları vardır. Bir zamanların abileri ve ablalarının bu ihtiyaçlarını göz ardı etmemek gerekir. Herkesin dolmaya ve şarj olmaya ihtiyacı vardır. 
Kenarda duranları ısındırmak ve tekrar hizmetlere kazandırmak için kamp benzeri organizasyonlar yapılabilir. Muhatapların durumuna göre, formatlar üzerinde oynayarak bu arkadaşlarla daha uzun süreli beraber kalma imkânları araştırmalıdır. 
Bu şekildeki birlikteliklerde, dertler ve problemler paylaşılabilecek, meselelerin çözümünde en etkili bir yol olan iman hakikatlerinin ve hizmete ait meselelerin müzakeresi mümkün olabilecektir. Ayrıca, aktif koşturdukları dönemlerdeki kampların ve hizmetlerin hatırlanması onlarda küllenmeye yüz tutmuş güzellikleri hatırlatacak ve heyecanlarını tetikleyebilecektir.
Mümkün olduğu kadar bu arkadaşlarımızı, gençlerin kamp yaptığı yerlere götürmek, gençlerin tesbihatlarına ve kitap okumalarına şahit tutmak, yapabilecek olanları gençlere sohbet ettirmek de onlar üzerinde çok etkili olacak, hem gençlerin aşk ve şevkleri onları heyecana getirecek ve gençlerin hala hizmetlere sahip çıktıklarını görmek onların ümitlerini besleyecektir.
İnşallah sonraki yazıda konumuza devam edelim…
<< Önceki Haber Kenarda duranlar, Uzaklaşanlar, Küskünler ve Vefa- 2 Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER