Kılıçdaroğlu, Erdoğan'la sınırı net çizdi: Ne ölüsüne ne dirisine!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, büyük yıkıma neden olan deprem felaketine ilişkin açıklamalarda bulundu. Yarın CHP'li belediye başkanlarıyla Defne'ye gideceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Erdoğan ile siyaset üstü hizalanmayı reddediyorum dedim. Ne kendisiyle ne Saray'ıyla ne çeteleriyle hizalanacağım. Ne siyaset üstüne ne siyaset altına ne ölümüne ne dirisine" dedi.

SHABER3.COM

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen ve afette hayatını kaybedenler nedeniyle saygı duruşu ile başlayan grup toplantısında açıklama yaptı. 

KILIÇDAROĞLU, HATAY'IN DEFNE İLÇESİNE GİDECEĞİNİ AÇIKLADI
Grup toplantısında yaşanan acılar nedeniyle alkış olmamasını isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, dün Hatay'ın Defne ilçesinde 6,4, Samandağ ilçesinde 5,8 büyüklüğünde meydana gelen depremleri hatırlattı. CHP lideri yarın belediye başkanları ile birlikte de 6 Şubat'tan bu yana meydana gelen depremler nedeniyle büyük yıkım ile karşılaşan Defne'ye gideceğini açıkladı. 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle oldu:

KELİMELER KİFAYETSİZ KALIYOR
Her acıdan ders çıkarmak insanların temel görevlerinden birisidir. Her acıdan ders çıkarmalıyız. Aynı acıları yaşamamak, önlem almak aklın gereğidir. Yaşadığımız büyük felaketin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Milletimizin tekrar başı sağ olsun. Çok fazla kaybımız var. Bugün yapacağım konuşma için uzun uzun düşündüm. Kelimeler kifayetsiz kalıyor. 

KADİM ŞEHİRLERİMİZDE ÖLÜMDEN BAŞKA HİÇBİR ŞEY YOKTU
Büyük bir felaket yaşıyoruz. Haberi aldığımda hepiniz gibi dehşete düştüm. Sonra en iyisi hemen depremin olduğu bölgeye gitmek geldi. Başkanlarımızı aradım 'Kalkın gidiyoruz' dedim. Hatay'a vardık. Gördüklerim nasıl anlatılır bilmiyorum. Rüyada gibiydik. Gördüğümüz gerçek olamayacak kadar korkunç ve kabustu. Kadim şehirlerimizde ölümden başka hiçbir şey yoktu. İnsanlar isimleri haykırıyordu sokaklarda; evlat, anne, baba, kardeş isimleri... Gece indiğinde tümüyle tükenmiştik.

Bu ülkede her şeyi bölüştüler, acılar hariç. Yarın torunlarım büyüyecek, 'En zor zamanlarda sen neredeydin, ne yapıyordun' diye soracaklar. İşte o an içimde bir şey koptu. Anladım ki ben eski ben olamayacağım. Aynı Kemal değildim.

NE DÜŞÜNÜYORSAM AMASIZ, FAKATSIZ SÖYLEDİM
Telefonlar çekmiyor, Danışmanım Ömer araçta olacağını söylemişti, o da uyumuyordu. 'Haydi Ömer halkımıza seslenmemiz lazım' dedim. Erdoğan ile siyaset üstü 'Hizalanmayı reddediyorum' dedim. 'Dayanışacaksam milletimle dayanışacağım' dedim. Onlar varken 'Erdoğan ne Allah aşkına diye sordum' kendime. Milletimize seslenmek istiyorum ama internet yok. Saat gecenin 2'si. Ne düşünüyorsam amasız, fakatsız söyledim.

Ey halkım; sen daha iyi olmayı hak etmiyor musun? Halkına hep hüzün ören bir ülkede yaşamaya devam mı edeceğiz? Cumhuriyet'in ikinci yüzyılı daha iyi olmasın mı? Halkının derdine koşamayan bir devleti düzeltmeye çalışmayacak mıyız? Yazımızı öldürdüler bir baharı yaşatmayalım mı?

İKTİDARI DEĞİŞTİRMEKTEN ÇOK DAHA DERİN MESELELERİMİZ VAR
Net konuşmamız lazım. Bizim bir iktidarı değiştirmekten çok daha derin meselelerimiz var. İktidarı değiştireceğiz, orası kolay. Değişim iktidarı değiştirmekten büyük olmalı. Zihniyeti değiştirmemiz lazım. Bu ülkeyi enkaz altında bırakan düşünce şeklini kurutmamız lazım. Değerlerimizi yeni baştan örmemiz lazım. Devlete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerek.

Rant peşinde koşanlar bizi yönetiyor. İş insanları yasa boşluklarını dolduruyor. Kibir alkışlanıyor, düzen aynen devam ediyor. Büyük küçük herkes rantın peşinde. Biz ne yaptık kendimize böyle? Nedir bu haram sevdası böyle?

DEĞİŞİME BU VAHŞİ NEO-LİBERAL TEK ADAM REJİMİNDEN BAŞLAYACAĞIZ
Elbette önce bu düzeni suçlayacağız. Bu düzeni onlar getirdi. İğneyi kendimize batırmak zorundayız. Siyasete giren anormal şekilde zenginleşiyor. Biz siyasiler de oy kaybederiz diye imar aflarına el kaldırıp, indiriyoruz. Defter tutuyorlarmış, zıvanadan çıktılar. Onlar bambaşka bir evrende yaşıyorlar. Değişmemiz lazım. Düzenin çalışma şeklini kökünden değiştirmemiz lazım. Siyasetin yapılma şeklini değiştirmemiz lazım. Davranışlarımızı değiştirmemiz lazım. Her şeyi temelden değiştirmek zorundayız.

Değişime bu vahşi neo-liberal tek adam rejiminden başlayacağız. Halkı ilgilendiren her alana sirayet edecek değişim. Şafak söktüğünde evsiz barksız kalanlar yuvalarını yeniden bulacak. Depremler hep olacak. Ama devlet artık depremler karşısında aciz kalmayacak. Bu kabus bir daha yaşanmasın. Haramdan, düzensizlikten, yalandan, riyadan siyaset elini çekecek.

DEPREM GECESİNDEN BERİ DAYANIŞMA İÇİNDE OLAN ONURLU HALKIMIZ İÇİN İNANMAK ZORUNDAYIZ
Kayırma bitecek, suiistimal bitecek, açgözlülük, rant bitecek. Her birimiz elimizi taşın altına koyacağız. Önce inanacağız. Birbirimize inanacağız. Adaleti getireceğimize inanacağız, daha iyisini hak ettiğimize inanacağız.

Deprem gecesinden beri dayanışma içinde olan onurlu halkımız için inanmak zorundayız. Halkımız için bu ülkeyi yeniden kuracağız. Kural koyacağız, asla çiğnetmeyeceğiz. Artık imar aflarını ağzımıza almayacağız. Kurumlar inşa edeceğiz, tek adamlar asla bu coğrafyada asla olmayacak. Bu harami düzeni mutlaka değiştireceğiz. Yarın çocuklarımız sorduğunda, 'Bu kabusu biz bitirdik' diyelim.
<< Önceki Haber Kılıçdaroğlu, Erdoğan'la sınırı net çizdi: Ne ölüsüne... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER