İşte Takan'ın yazısının ilgili bölümü...
AKP-MHP arasında yürüyen kapı arkası diplomasisine gelelim;
Görüşmeler, taraflar arasında eşitlik kurallarına göre yapılır. Davutoğlu, Hükümet kurma görevini aldıktan sonra MHP’ye resmi ve daha sonrası görüşmeler için 1 artı 3 formülünü önerdi. MHP heyet sayısında sıkıntı olmayacağını daha da fazla olabileceğini bildirdi. AKP’den resmi görüşmelere -düşünülen- katılacak olan heyetin isimleri istendi. MHP’ye gelen cevap; Davutoğlu ile birlikte Faruk Çelik, Taner Yıldız ve Beşir Atalay şeklindeydi. Devlet Bahçeli, Beşir Atalay ismine şiddetle karşı çıktı. Devlet Bahçeli’nin, “heyette Beşir Atalay’ın olmasını istemiyoruz” tepkisi anında Davutoğlu’na iletildi. “Başbakan” kabul etti ve Atalay’ı MHP’ye gidecekler listesinden çıkardı. Şimdi, AKP’de Bahçeli’ye sıcak gelecek isim(ler) aranıyor.
Koalisyon görüşmelerinin (gayriresmi) kapı arkası diplomasisinde gelinen noktayı ise şöyle özetleyebiliriz. Bakanlık paylaşımında sayı olarak AKP’nin lehine yükselme oldu. Başbakan yardımcılığından sonra, Milli Eğitim, İçişleri, Kültür, AB’den Sorumlu Devlet Bakanlığı en az 3 icracı Bakanlığın MHP’ye verilmesi kesin gibi. Adalet Bakanlığı’nın kimde kalacağı konusunda kriz henüz giderilemedi. AA, TRT ve Basın Yayın Enformasyonun kendilerine bağlanması MHP’nin olmazsa olmazları arasında.
“Bakanlık sayılarını bırak. MHP’nin kırmızı çizgilerine ne oldu?” diye sual ederseniz, şöyle;
Çözüm sürecinin rafa kaldırılması konusunda Devlet baskısının Recep Erdoğan’ı ve AKP’yi getirdiği nokta Devlet Bahçeli’nin elini rahatlatmış gözüküyor. “Koalisyon sabır ister” diyen Devlet Bahçeli’den MHP içine yayılan izlenime göre, 17/25 Aralık dosyaları ve Recep Erdoğan’ın Anayasal çizgiye çekilmesi koalisyon sürecinde usulet ve suhuletle halledilebilecek konular.
Devlet Bahçeli ile yenen iftar yemeklerinde değişmez konu “koalisyon” olan sohbetten bir anekdot aktarayım. MHP’li bir kurmayın bana anlattığına göre, söz, partiler arasında karşılıklı sert açıklamalar ve buradan nasıl dönülebileceği konusuna gelince yine Rahşan Ecevit’in Ülkücüler için sarf ettiği “eli kanlı katiller” demecine gelmiş. Devlet Bahçeli şöyle demiş;
“Bülent Ecevit eşi adına geldi benden özür diledi. Bülent Bey, ’Rahşan Hanım sizi çok sever ve saygı duyar. Aynı zamanda bizim Genel Başkan Yardımcımız olan Rahşan Hanım sizlere saygılarını ve sevgilerini iletti’dedi. Siyaset adamı ancak böyle sözlerle özür diler. O, koalisyon hükümeti en uzun süreli koalisyondu.”
Altını ısrarla yine çiziyorum. Sakın ha!.. Bu satırlardan “AKP-MHP” koalisyonu kesinlikle “tamam” manası çıkmasın. Benzer görüşmeler AKP-CHP arasında da sürüyor. Borsa çok inişli çıkışlı. Partilerde bazı bölünmelerde, tekrar seçim de hâlâ ciddiyetini koruyor.
Bir küçük ilave not ile MHP kulislerinden aldığım izlenim faslını kapatalım;
Devlet Bahçeli olası AKP-MHP koalisyonunda sürpriz bir hamle ile herkesi şaşırtabilir. Esas en büyük sürpriz ise 2 sene sürebileceği hesaplanan koalisyonun sonunda olabilir!..
AKP cephesinde ise Recep Erdoğan’ın senaryo ve hamlelerinden duyulan sıkıntı had safhaya yükseldi. AKP’yi yönlendiren fikir bankalarının peş peşe hazırladığı raporlarda Erdoğan’ın Beştepe’ye çekilmesinin acil gerekliliği ısrarla vurgulanıyor. Seçim analizinin yapıldığı bir raporda, Erdoğan’ın seçim öncesi yaptığı konuşmaların ilk başta partiyi derleyip toparladığına, sonraki süreçte ise Erdoğan’ın aşırı saldırgan tavrı yüzünden oy kaybına sebep olduğuna işaret edildi. Davutoğlu’nun önüne konulan raporda sonuç ise şöyle bağlandı;
“AKP kibirden kaybetti”...
AHMET TAKAN - YENİÇAĞ GAZETESİ