En hızlı kabul olunan duaya ilişkin en güzel kıssa

Bu haftaki Kürsü; 'Mü’minin en büyük yardımı: Dua'

En hızlı kabul olunan duaya ilişkin en güzel kıssa

Dua, hem kulun Allah’la arasındaki alâka ve münasebet adına, hem de Allah’ın (celle celâluhu) kula muamelesi açısından çok önemlidir.

Dua eden bir insan, her şeyden önce, Allah ile münasebet ve alâkasının şuurunda demektir. Evet, dua mülâhazasıyla ellerini kaldıran insan, yüceler yücesi bir dergâhla münasebet içinde olduğunun şuuruna erer. İnsanın Cenâb-ı Hakk’la kuracağı böyle bir münasebet ve alâka, Allah’ın da ona olan muamelesinin farklı bir şekilde cereyan etmesine vesile olur. Bazı yerlerde “Bahane Tanrısı” dedikleri gibi, Cenâb-ı Hak, insanın bu kadarcık olsun kendisine yönelmesini bir vesile kabul buyurur; buyurur da o insana, Kendi azamet ve ululuğuna yakışır şekilde muamelede bulunur.

SIRLI VE SAFİ BİR KULLUK

Diğer yandan dua, sebepler üstü Cenab-ı Hakk’a yalvarmanın bir unvanıdır. Bu yönüyle o, sırlı ve safi bir ubudiyettir. Diğer ibadet ü taatlerin, manevî de olsa sebepler kategorisi içerisinde bir izahı vardır. Meselâ abdest almanın veya namaz kılmanın kendine göre bir külfeti vardır. Aynı şekilde oruç tutma veya hacca gitme gibi ibadetlerin içinde de bir kısım mekruhlar mündemiçtir. Dolayısıyla bu ibadetleri yerine getirirken çekilen meşakkat, Cenab-ı Hakk’a karşı bir sebep olarak sunularak, bunun karşısında O’ndan bir şeyler talep etme düşüncesi içine girilebilir. Fakat insanın acz u fakr şuuru içinde ihtiyaç tezkeresiyle ellerini açıp bütün samimiyetiyle O’na yönelmesi, O’ndan bir şeyler beklemesi öyle sırlı bir kulluk ameliyesidir ki, bu, halis bir ubudiyete tekabül eder. Bu yönüyle duanın ibadetler içinde apayrı bir hususiyeti vardır.

İnsanlığın İftihar Tablosu’nun (sallallâhu aleyhi ve sellem) hayat-ı seniyyelerine baktığımızda da, O’nun bütün hayatını duayla geçirdiğini, duayla oturup duayla kalktığını, gece-gündüz hep Cenab-ı Hakk’a yalvarıp yakardığını görürüz. O (sallallâhu aleyhi ve sellem), yatarken, kalkarken, bir bineğe binerken, cihada giderken, insanları karşılarken, bir sıkıntıya maruz kaldığında… Hep dua etmiş ve hayatının her anını adeta bir dantela gibi duayla örgülemiştir. O’nun duaya dair nurlu beyanlarına bakıldığında da, onların tam yerli yerinde ve Cenâb-ı Hakk’la münasebet açısından çok yakışıklı düşen sözler olduğu görülür. Temkin ve tedbir abidesi olan Nebiler Sultanı, Allah’ı en iyi bilen zât olduğundan, Cenab-ı Hakk’tan neyin nasıl isteneceğini de en güzel ve en mükemmel şekilde bilen ve ifade eden O’dur. Evet, O, dualarında nüanslarına dikkat ederek öyle enteresan kelimeler seçmiştir ki, O’nun ifade ettiği sözlerin hiçbirisini sorgulamak mümkün değildir. Cenâb-ı Hakk’ın Zât’ına yaraşır yerli yerinde sözlerle O’na teveccühte bulunma çok önemli bir husus olduğuna göre, biz de Efendiler Efendisi’nin nurlu beyanlarıyla Rabb’imize teveccüh edebiliriz. Bu açıdan bir insan dualarında bin defa:

“Allah’ım, nebin Hazreti Muhammed’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) Senden istediği her hayrı Senden istiyor, yine nebin Hazreti Muhammed’in (sallallâhu aleyhi ve sellem), şerrinden Sana sığındığı şeylerden de Sana sığınıyoruz.” dese, yine de şahsı adına bunu az görmelidir.

EFENDİMİZİN DUA TALEBİ

İki Cihan Serveri’nin kendisi kim bilir kaç sahabîden dua talebinde bulunmuştur. Meselâ rahatsızlandığı zaman Hazreti Âişe Validemiz’den dua talep etmiştir. Allah Resûlü (aleyhissalâtü vesselâm), ruhunun ufkuna yürümeden önce, derecesinin yükselmesi, Makam-ı Mahmud’un inkişafı, şefaat alanının genişlemesi, bütün ümmetini kucaklayabilecek imkân ve salahiyetin kendisine bahşedilmesi için ümmetine çektirilecek sıkıntılar, âdeta O’na da çektiriliyordu. Zaten, bir hadis-i şerifte de ifade buyrulduğu üzere, belaya en çok maruz kalanlar enbiya-i izamdır. Bu açıdan hastalık, bütün nebilerin sultanı olan Efendimiz’i hususiyle son zamanlarında, demir pençesine almıştı. Öyle ki, mübarek başının ağrısının dinmesi için, başına sımsıkı sargı sarıyordu. İşte Hazreti Âişe Vâlidemiz, bu durumdan kurtulması için Allah Resûlü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) elinden tutuyor ve O’na dua ediyordu. Ancak son zamanlarda Hazreti Âişe Validemiz, yine O’na dua etmek üzere elinden tutmak istediğinde, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) elini çekmiş ve “Allah’ım yüce dostluğunu istiyorum.” demiştir. Yani Allah Resûlü, artık murad-ı İlahînin öteye müteveccih bir istikamette olduğunu anlamış ve kendi ruh ufkuna seyahatin söz konusu olduğu bir yerde elini çekmiş ve dua talebinde bulunmamıştır. Başka bir zaman Hazreti Ömer (radıyallâhu anh) umreye gitmek üzere Allah Resûlü’nden izin istediğinde ona izin verdikten sonra şöyle buyurmuştur: “Ey kardeşim, duanda bizi de unutma.” (Ebû Dâvud) Allah’ın himayesinde istiğna-i mukayyet içinde bir hayat geçirmesine ve Cenâb-ı Hakk’ın, kendisinin bütün dualarına icabet buyurmasına rağmen Efendimiz‘in (aleyhissalâtü vesselâm) Hazreti Ömer’den veya diğer sahâbîlerden dua talep etmesi, bu meselenin hafife alınmayacak derecede önemli bir mesele olduğunu gösterir.

EN HIZLI KABUL OLUNAN DUA

Konuyla ilgili bir hadis-i şerifte Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurmuştur: “En süratle kabule karin olan dua, gâibin gâibe duasıdır.” (Ebû Dâvud) Hazreti Pîr de 23. Mektup’ta duanın kabulünün hangi şartlara müstenit olduğunu anlatırken, diğer şartların yanında bu hususu da zikrederek gıyaben yapılan duanın kabule karîn olacağının rahmet-i İlahiye’den kaviyyen ümit edileceğine dikkat çeker. Ayrıca Üstad hazretleri, eserlerinin birçok yerinde, “Sabah ve akşam duamda dâhilsiniz. Siz dahi beni duanıza dâhil ediniz. Şu âlemde mü’minin mü’mine karşı en büyük yardımı dua iledir.”, “Ahiret kardeşiniz olan Said ise her sabah-akşam dergâh-ı İlahî’de dua vasıtasıyla sizinle beraberdir.”, “Senden ve ahiret hemşirem yani ikinci validem ve kardeşimin muhtereme validesinden duanızı istiyorum. Madem duaya sizi ortak ediyorum; siz de benim duama âmin hükmünde olarak dua ediniz.”, “Ben onları duama dâhil ediyorum; onlar da bana dua etsinler.” gibi ifadelerle bu meselenin hafife alınmaması gerektiğini göstermiştir.
<< Önceki Haber En hızlı kabul olunan duaya ilişkin en güzel kıssa Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER