Mehteranlarda dede-torun kavgası

Osmanlı’nın askeri mızıkası mehteran, neredeyse tarihteki en popüler dönemlerinden birini yaşıyor.

Mehteranlarda dede-torun kavgası

Çünkü görünüşleri, ilginç kıyafetleri, sert bakışları, tok sesleri ve yarattıkları coşku dolu ezgilerle gördüğünüz anda asla kayıtsız kalamayacağınız bu takımların sayısı gün geçtikçe artıyor. Son yıllara kadar resmi kutlamalarda ve bayramlarda görmeye alıştığımız mehter takımı artık özel kutlamalara, açılışlara da davet ediliyor. Klasik bir sonuç olarak da talep arzı yaratıyor ve Türkiye’nin dört bir yanında yeni yeni mehter takımları kuruluyor. Örneğin Manisa’da tam sekiz tane takım var. Bu da ister istemez aralarında tatlı bir rekabetin ortaya çıkmasını sağlıyor. Özellikle Ramazan ayının vazgeçilmezleri arasına giren mehteranın bu özel dönem öncesi nasıl bir çalışma içinde olduğunu araştırdık. Sadece İstanbul’daki mehter takımlarının sayısı şimdiden 13’ü buldu. İçlerinde en eskisi ve en disiplinlisi Askeri Müze Mehteran Takımı. Büyükşehir Belediyesi’nin, Kültür Bakanlığı’nın takımları da yine büyüklükleri ve imkanlarıyla dikkat çekenler arasında. Bunların yanı sıra ilçe belediyeleri de kendi ekiplerini kurdu. Ama özel sektörün girişimci ruhu da işin içine girdi ve bir anda hemen her semtin bir mehter takımı oldu. Kimi en iyi takımın kendileri olduğunu iddia ediyor, kimi ise hepsinin ‘dedesi’ olduğunu. SELAMSIZ BANDOSU GİBİ Sıtkı Kızıltunç Eyüp Belediyesi Mehteranı’nın Çorbacıbaşı. Şimdiki deyimle genel müdürü. Eyüp mehteranını 1997’de esnaf ve halkla beraber 100 kişilik bir ekiple kurduklarını anlatan Kızıltunç, İstanbul’un ilk sivil mehteri olduklarını söylüyor. Osmanlı padişahlarının Eyüp Sultan Camii önünde her cuma namazı öncesi mehter marşı çaldırması geleneğini yeniden yaşatmak isteyen belediye, ilginç bir yola başvuruyor ve mahalle muhtarından, kamyon şoförüne, berberden, oto döşemecisine kadar değişik mesleklerden gönüllüleri bir araya getiriyor. Toplanma öyküleri Şener Şen’in unutulmaz filmi Selamsız Bandosu’nu çağrıştırsa da tam o tarihlerde Askeri Müze’den emekli olan 10 kişilik bir ekip, disiplinli bir çalışma temposuyla amatör takımı profesyonel hale dönüştürmüş ve kısa bir süre sonra da bu işe yeteneği olan sadece 25 kişilik bir çekirdek kadro kalmış. Kızıltunç siyasi bir anlaşmazlık nedeniyle bir bölünme yaşadıklarını, kendilerinden ayrılan grubun başka bir mehter takımı kurduğunu anlatıyor. Fatih ve İstanbul Mehteranı’nın böyle kurulduğunu anlatan Kızıltunç ‘Biz onların dedesiyiz. Çünkü herkesin yetişme yeri burası. Beni takım kurmak için arayan çok oluyor ama hiç de kolay değil, piyasadaki zurnacı sayısı belli. Biz mehteri kurarken güzel bir geleneği, kültürü yaşatmak istemiştik. Şimdi bunun hakkını veremeyenler var. Bence mehter takımlarına TSE standardı getirilmeli. Hak etmeyen kapatılsın. Bu işi çok istismar edenler var. Tabir-i caizse ayaklar altına düştü. Maneviyat bitti’ diye konuşuyor. Mehterbaşı, Malkoçoğlu hayranı EYÜP Mehterbaşı Zafer İşlek, 34 yaşında. Çocukluğundan beri Osmanlı’ya ilgi duyduğunu anlatan İşlek, Malkoçoğlu ve Cüneyt Arkın hayranı. Birçok mehteranın aksine bıyıkları da aksesuarları da onun günlük yaşamının vazgeçilmezleri arasında. Mehter takımı kurulduğunu öğrenince yalvar yakar takıma girmeyi başardığını anlatan İşlek yaptığı işi şöyle anlatıyor: ‘Takıma ilk girdiğimde onlar dördüncü marşı çalışırken ben sekize geçmiştim. İçimde bu aşk hep vardı. Mehterbaşı müzik ve makama göre takıma komut verir. Mehterbaşının insanlara şevk vermesi lazım. Yaptığım işi söylediğimde genellikle çok şaşırıyorlar. Hala mehterin ne olduğunu bilmeyenler var. Çevganların söylediği marşları dinlediğiniz zaman tarihin içine girebiliyorsunuz. Mehter bir eğlence değil, bir kültürdür. Bu nedenle önüne gelen bu işi yapamaz. Elbise alıp, insanlara giydirmekle olmaz.’ ‘Bu iş çorba gibi yayılarak olmaz’ FATİH Mehteri Genel Koordinatörü Muhammet Yolaç, takımının iki yıl önce kurulduğunu ama ekiptekilerin birçoğunun Askeri Müze Mehteran Takımı’ndan emekli, tecrübeli kişiler olduğunu anlatıyor. Fatih Belediyesi’nin programlarına katılan mehteran 25 kişilik çekirdek kadroya sahip. 2002’deki Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın simgesi haline gelen Athena grubunun 12 Dev Adam şarkısını grupla birlikte seslendiren takım, bu tür yeniliklerin kimseyi rahatsız etmemesi gerektiğini söylüyor. Yolaç ‘Diğer mehter takımlarıyla aramızda rekabet yok, sadece tarihimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Ekip çok ama talep de çok’ dese de ekiptekilerin bazıları çok sayıda takım olmasını eleştiriyor ve ‘Askeri Müze’den sonra en iyi takım biziz’ diyor. Mehterbaşı Ali Orhan ‘Bilmeyenler daha çok konuşuyor’ derken Askeri Müze’de 25 yıl görev yaptıktan sonra emekli olan Ekrem Sergen ‘Bu işi bilen de yapıyor bilmeyen de. Bizim dışımızdakilerin birçoğu disiplinsiz. Bu iş çorba gibi yayılarak olmaz’ diye konuşuyor. Nakkarezenbaşı bateri çalıp Guinnes’e girdi FATİH mehteranının başı Ali Orhan’ı, 30 yıllık mehter serüvenine sürükleyen genç yaşta bağlamaya duyduğu ilgi olmuş. Askeri Müze’den emekli olduktan Fatih Mehteri’nde gençleri eğiten Orhan ‘Onlar bizden hızlı’ diyor. Fatih Şahin ise genç köszenlerden (kös çalan). 24 yaşındaki Şahin, 10 yıldır mehterin içinde. Hobi olarak başladığı köszenlik, şimdi mesleği haline gelmiş. İlk başlarda onlarca gözün üzerinde olmasının yarattığı bir çekingenlik olduğunu söyleyen Şahin, artık bu ilgiye alıştığını anlatıyor. İçinde tasavvuf musikisi ve Türk Sanat Müziği parçalarının da yer aldığı 200’e yakın eseri icra edebildiklerini belirten Şahin ‘Ailem mehter takımında çalışıp, köszen olacağımı duyunca pek inanamadı ama sonradan ikna oldular’ diyor. Takımda nakkarezenbaşı olan Oktay Kızılkaya’nın önemli bir özelliği var. Yaptığı müzikle biraz zıt görünse de bundan beş yıl kadar önce 48 saat aralıksız bateri çalarak Guinnes Rekorlar Kitabı’na giren Kızılkaya, bu rekoru dört güne çıkarmayı hedefliyor. Küpeli ‘kös’çü kızların ilgi odağı EYÜP Belediyesi mehteranının Çorbacıbaşı Sıtkı Kızıltunç’un iki oğlu da Eyüp Belediyesi Mehter Takımı’nda. 21 yaşındaki Fatih mehteranın köszenbaşı. Gıda teknolojisi bölümünü bitiren Fatih, kot pantolon giyip, kulağına küpe taktığını, bu nedenle mehter takımında olduğunu duyanların çok şaşırdığını söylüyor: ‘Yedi yaşımdan beri mehterle iç içeyim. Mehterden inanılmaz zevk alıyorum. Birkaç gün konser vermesek özlüyorum. Zaten sevmeden yapılabilecek bir iş değil. Birçok arkadaşım gelip izliyor. Beni tanıyamayanlar bile oluyor. Gıda mühendisliği yapacağım ama mehteri hiç bırakmayacağım.’ Genç kösçü gösteri yaparken en çok genç kızların ilgisinden utandığını da söylüyor. 19 yaşındaki Abdülkerim de tıpkı ağabeyi gibi takımın vazgeçilmezlerinden. Mehterde zil çalan Abdülkerim ise konservatuarda okumayı istese de endüstriyel elektrik bölümünde eğitim gördüğünü anlatıyor: ‘Mesleğimi yapacağım ama mehtere de devam edeceğim. Arkadaşlarım ilk başlarda çok şaşırsalar da artık alıştılar. ‘Hadi bize mehter marşı söyle’ diyorlar ama sesim o kadar kötü ki hemen pişman oluyorlar. Bugüne kadar gösteri sırasında başıma gelen en ilginç olay Formula 1 açılışında konser bittikten sonra, tanımadığım kızların koluma girmesi oldu. ‘
<< Önceki Haber Mehteranlarda dede-torun kavgası Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER