Çocukları olmayan bir çiftin gayri resmî yollardan evlatlık edinmesi sonrası yaşanan süreci anlatan film, Müjde Ar'ın başkanlığındaki jüri üyelerini gözyaşlarına boğdu. Selen Uçer ve
Serdar Orçin'in severek evlenen ve taşradan İstanbul'a kaçan Ayşe-
Cemal çiftini oynadığı filmde, çocuk
oyuncu Yusuf Berkan Demirbağ, masum yüzüyle seyirciyi yakaladığı gibi oyunculuğuyla da yıldızlaşıyor. Başkasının çocuğunu almak istemeyen Ayşe, Can'ı bağrına basamayınca Cemal evi terk eder. Çocukla bir başına kalan Ayşe de çalışan bir kadın olarak Can'ı büyütmeye çalışır.
Gösterim sonrası yapılan söyleşide
Raşit Çelikezer de "Bire bir
Yeşilçam güzellemesidir." diyerek filmini
tarif etti. Çelikezer, "Biz o filmlerle büyüdük. Burada da doğrudan Yeşilçam'la bağlantılı bir hikâye var. Aslında tüm hikâyeler aynıdır. Önemli olan, onu farklı bir dille anlatabilmek." dedi.
Filmin oyuncularından Selen Uçer de filmin Yeşilçam'dan farkının, melodramı
tercih etmeden gerçekler üzerine kurgulanması olduğunu belirtti. Zeki Demirkubuz'un 'kadrolu' oyuncusu Serdar Orçin ise Raşit Çelikezer'le çalışmanın farklılıklarından bahsetti: "Bazı yönetmenler senaryonun kılına dokundurmaz. Ama Raşit hoca, bize alan bıraktı."
Dün gösterilen filmlerden Ramin Matin'in yönettiği 'Canavarlar Sofrası' ise seyirciyi ikiye böldü. Dot tiyatrosu oyuncularıyla
İngilizce olarak çekilen film baskıcı rejimde geçen bir distopya hikâyesi. Gösterim sonrası yapılan söyleşide seyircilerin bir kısmı 'Bu film neyi anlatıyor? Sansür olacaksa böyle filmler için olmalı'ya varan tepkiler gösterirken, bir kısmı da baskıcı rejimlerin insanları bu hale getirdiğini söyleyerek filme
destek verdi.