Çevrecilik bahane, Amerika şahane!

Gerçek bir hikâyeden uyarlanan Büyük Mucize (Big Miracle), Soğuk Savaş döneminde, kutuplaşmış bir dünyada, buzullarda sıkışan balina ailesini kurtarmak için bir araya gelen insanların hikâyesine odaklanıyor.

Çevrecilik bahane, Amerika şahane!

Bu birlikteliğin mucize olarak tanımlanmasının sebebi Eskimolardan Greenpeace eylemcisine, Amerikan ordusundan Sovyet Deniz Kuvvetleri'ne kadar geniş bir skalayı içinde barındırmasından kaynaklanıyor. Buzların arasında sıkışan anne-baba ve yavru balina biraz da Amerikan toplumunun hali pür melaline işaret etmekte, tüm mücadele onların açık denizlere kavuşabilmesi için. Bu sıkışmışlıktan yönetmenin çıkardığı mesaj tüm film boyunca alttan alta, seyrin nihayetinde ise büyük harflerle dile getiriliyor: "Yenilmez Amerikan ruhu". Bir devletin gücü, adaletinin göstergesi, en zayıfa tanıdığı haklar üzerinden ölçülür, bu sebepten olsa gerek senaryo meramını dile getirebilmek için Amerika'nın en kuzey şehrindeki aciz balinalara kadar uzanmış. Sevimli balinalar, mücadeleci çevreciler, hırslı gazeteciler, gelenekleri ile hızla değişen dünya arasında sıkışan Eskimolar ve ordu birlikleri üzerinden bir toplum panoraması yapmaya çalışılmış. Alaska yerlisi küçük Nathan'ın (Ahmaogak Sweeney) bakışı üzerinden şahit oluyoruz tüm hikâyeye. Bizim bahçemiz dediği okyanus ve balinalarla konuşan 'bilge' dedesi Malik (John Pingayak) atalarından yadigâr balina avcılığı ile geçimini sağlar. Torununa da bu mirası aktarmak niyetindedir fakat küçük Nathan kulaklarına taktığı walkman sebebiyle ne dedesini ne de balinaların sesini duyar. Yerel bir kanalın televizyon muhabirliğini yapan Adam Carlson (John Krasinski), Nathan'ın en iyi arkadaşıdır. Ufaklığın hayali avcı olmak değil, hayran olduğu gazeteci Adam gibi dünyayı gezebilmektir. Alaska'da Meksika yemekleri gibi eften püften haberler yapmaktan sıkılan Adam'ın ise tüm derdi bir ulusal kanala kapak atabilmek... Tevafuken karşısına çıkan buz kütlesine sıkışmış 3 gri balinayla ilgili yaptığı bir-iki dakikalık haber dikkat çekince kısa sürede gazetecilerden çevrecilere, petrol kralından ordu birliklerine kadar herkes bu balinaları kurtarmak için seferber olur. O coğrafya için sıradan bir durumdur bu, medya aygıtının maharetiyle kısa sürede ulusal bir mücadeleye dönüşür. Tüm bu kalabalık içerisinde Greenpeace'in başına buyruk eylemcisi Rachel Kramer (Drew Barrymore) ile yerel gazeteci Adam'ın bitmiş ilişkisi ve değişen dünyanın akımına kapılan torun Nathan ile geleneksel olanın temsilcisi dede Malik arasındaki iletişim ön plana çıkıyor. Sinematografisi, senaryosu, oyunculukları ile vasatın ötesine geçemeyen film, Amerika'nın propagandasına kayıtsız kalmak mümkünse eğer keyifli bir seyir olarak da okunabilir. Big Miracle YÖNETMEN Ken KwapIs OYUNCULAR Drew Barrymore, John KrasInskI, KrIsten Bell , Dermont Mulroney
<< Önceki Haber Çevrecilik bahane, Amerika şahane! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER