Sultan II. Abdülhamid Sempozyumu

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, ''Bugün Cumhuriyet, aslında cennet mekan Abdülhamid Han'ın başardıklarının üzerine kurulmuştur. Cumhuriyet projesinin miladı aslında Abdülhamid Han'ın 33 yıl boyunca başardıklarıdır'' dedi.

Sultan II. Abdülhamid Sempozyumu

Sultanbeyli Belediyesince Sultanbeyli Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Sultan II. Abdülhamid Sempozyumu''nda, vefatının 94. yıl dönümünde Sultan II. Abdülhamid'in hayatı, tahtta geçen 33 yılı ve bilinmeyen yönleri anlatıldı. Sempozyumun açılışında konuşan Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, Sultan II. Abdülhamid'in bugün hala kullanılan birçok kurumun öncülüğünü yaptığını söyledi. Sultan II. Abdülhamid'in eğitim, tıp ve teknolojideki dehasının tartışılamayacak boyutlarda olduğunu belirten Keskin, ''Binlerce eğitim yuvası, ilk kız okulları, hukuk, ticaret, güzel sanatlar, maden ve tıp fakülteleri, Hicaz Demiryolu'yla başlayan demiryolları, Haydarpaşa Limanı, Galata Rıhtımı, Darülaceze, Posta Telgraf Teşkilatı, Emekli Sandığı, Şişli Etfal Hastanesi gibi yüzlerce yapı, Japonya'ya gönderilen robot gibi teknolojik yenilikler, modern ordu, donanma, ilk anayasa ve daha onlarca hizmeti biz Abdülhamid'e borçluyuz'' dedi. Keskin, bugün sağlıkta, teknolojide, ulaşımda ve iletişimde Sultan II. Abdülhamid'in öncülüğünde başlatılan hizmetlerin devam ettirildiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Gerçekleştirmeyi hayal ettiği projelerden olan ve bugün hayata geçirilen Boğaz köprüleri ve demiryolu projesinin, 1900'lü yıllarda Fransız bir mimar tarafından çizimleri mevcut. Bu denli ileri görüşlü, kalkınma ve hizmet esaslı bir dehayı örnek almak, başta yönetim kadrolarında olanların, ardından geleceğimiz olan gençlerin asli görevi bana göre. Meşhur Alman devlet adamı Prens Bismark, Osmanlı Devleti'nin ömrünü uzatan Padişah ile ilgili olarak, 'Dünyada 100 gram akıl varsa, bunun 90 gramı Abdülhamid Han'da, 5 gramı bende, kalan 5 gramı da diğer dünya siyasilerindedir' diyor. Sultan II. Abdülhamid Han'ın Türkiye'de, bu icraatları, ilmi zekası ile tanınması ve bilinmesi gerekiyor.'' -''Cumhuriyet, Abdülhamid Han'ın başardıklarının üzerine kurulmuştur'' AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk de, Sultan II. Abdülhamid'i anlamanın sadece siyasetçilerin görevi olmadığını ifade ederek, Türkiye'de yaşayan herkesin Sultan II. Abdülhamid'i tanımak gibi bir yükümlülüğünün olduğunu söyledi. Külünk, ''Sultan II. Abdülhamid'in, Türk tarihinin yenik sayfalarını akıl devrimiyle ayağa kaldıran ve yeniden varoluş çabasını gösteren bir güzel adam'' olduğunu kaydetti. Sultan II. Abdülhamid'in padişahlığın ötesinde bir gönül ve muhabbet insanı olduğunu belirten Külünk, ''Liderin ve yöneticiliğin nasıl olması gerektiğini en güzel şekilde ifade eden bir güzel adam'' dedi. Külünk, Sultan II. Abdülhamid'in Osmanlı Devleti'ni 33. yıl ayakta tutmayı başardığını ifade ederek, şunları söyledi: ''Ne yazık ki, bu ülke için en kritik adımları atmış Cihan Sultanı, sürgüne maruz kalarak Beylerbeyi Sarayı'nın bir köşesinde Boğaziçi'ni seyretmek zorunda kalmış ve Cumhuriyet tarihi boyunca adının anılması dahi yasaklanarak ismi unutturulmaya çalışılmış. Bu topraklarda tam 32 yıl evvel arkadaşlarımız, cennet mekan Abdülhamid Han hazretlerini anma toplantısının afişlerini astığı için polis tarafından gözaltına alınıp işkenceye tutulmuştur'' diye konuştu. Külünk, Sultan II. Abdülhamid'in Anadolu topraklarını korumak için çalıştığını da dile getirerek, şöyle devam etti: ''Bunun için Batı tarafından uydurulmuş bir tarih safsatasıyla, Cumhuriyet tarihi boyunca baş başa bırakılmak istendik. Ama cennet mekanın ruhu o kadar güçlü o kadar büyüktü ki, o kendi evlatlarının, bir gün bu topraklarda yeniden onun rüyalarını gerçekleştireceğini biliyor, bu coğrafyada yeniden bir akıl devrimi gerçekleştirmek için, yenilgiyi galibiyete dönüştürmek yolunda büyük hizmetlere, büyük başarılara imza atacağından emin olarak Cağaloğlu'ndaki türbesinde rahatça yatıyor. O bugünlerin geleceğinden emindi. Bugün Cumhuriyet, aslında cennet mekan Abdülhamid Han'ın başardıklarının üzerine kurulmuştur. Cumhuriyet projesinin miladı aslında Abdülhamid Han'ın 33 yıl boyunca başardıklarıdır. Dolayısıyla bugün geldiğimiz noktanın kilometre taşı da cennet mekan Abdülhamid Han Hazretleri'dir.'' -''Anayasamız, etliye sütlüye dokunmadan yüzde 30 sadeleştirilebiliyor'' AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Yıldırım Ramazanoğlu da Sultan II. Abdülhamid'in tahta çıkar çıkmaz Osmanlı'da yeni bir siyasi yapılanmanın, yeni bir idari yapılanmanın önünü açmak için anayasa çalışmalarının ilki olarak kabul edilebilecek Kanuni Esasi'nin hazırlanması talimatını verdiğini söyledi. Osmanlı'da son derece gelişmiş bir kanun yapma egzersizinin bulunduğunu belirten Ramazanoğlu, şöyle devam etti: ''Kanuni Esasi'ye baktığınız zaman metnin her kelimesine, her cümlesine son derece dikkat edildiğini ve son derece titizlikle hazırlandığını görüyorsunuz. Bugün hala yürürlükte olan 1982 Anayasası'na baktığınız zaman, başlangıç sayfasındaki tek bir cümlenin 26 satırdan oluştuğunu görüyorsunuz. Bu kadar uzun bir cümle olabilir mi? Bu anlaşılabilirliği son derece zorlaştırıyor. Anayasamızda 22 bin 249 kelime var. Bunun 1462'si 've' bağlacı. Oranladığınız zaman anayasanın yüzde 6.57'sinde 've' bağlacının kullanıldığını görüyorsunuz. Başlangıçtaki 26 satırlık cümlede tam 40 've' cümlesi var. Bu 40'ın 24 'ü Türk dil bilgisi kurallarına göre kesinlikle lüzumsuz. Anayasadaki lüzumsuz 've' kelimelerini attığınızda 2 A4 sayfası tasarruf ediyorsunuz. Mükerrer kelimeleri çıkardığınız zaman yüzde 10 tasarrufunuz var. Kelimelere müdahale ettiğiniz zaman bir yüzde 10 tasarrufunuz daha var. Cümle yapısını değiştirdiğiniz zaman bir yüzde 10 tasarruf daha ediyorsunuz. Ne oluyor? Anayasamız, etliye sütlüye dokunmadan yüzde 30 oranında sadeleştirilmiş oluyor. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın da arzu ettiği gibi bizim az, öz, vatandaşlarımızın arzu ettiklerini içeren gerçekten sivil bir anayasa ihtiyacımız var.'' -I. Oturum- Açılış konuşmalarının ardından oturum başkanlığını Fatih Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet İpşirli'nin yaptığı I. oturuma geçildi. İpşirli, Türk tarihinin yaşadığı dönemde kadri kıymetleri bilinmeyen pek çok hükümdar, devlet adamı, bilim adamı ile dolu olduğunu ifade ederek, Sultan II. Abdülhamid'in bunların başında geldiğini söyledi. Sultan II. Abdülhamid'in cenaze törenine büyük tarihçi İsmail Hami Danişmend'in katıldığını ve şahit olduğu cenaze törenini anlattığını hatırlatan değinen İpşirli, şöyle devam etti: ''Küçük biraderi Sultan Reşat, Abdülhamid'in cenaze merasiminin kusursuz yapılması için bir genelge çıkarıyor. Topkapı Sarayı'nda işlemler yapıldıktan sonra, kendisinin hep hayranı olduğu II. Mahmud'un türbesine defnedilmek üzere merasim başlıyor. Merhum İsmail Hami, 'Ayasofya'dan II. Mahmud türbesine kadar caddenin iki tarafında merasim için askerlerin olduğunu ve Divan Yolu'na bakan caddeler, sokaklar, çatılar, pencereler ve ağaçların üzeri insanlarla doluydu. Bunları hayretle ve ibretle izledim' diyor. 'Bu sırada halkın büyük bir hıçkırık içerisinde, 'Ulu Hakan bizi bırakıp nereye gidiyorsun' diye haykırdıklarını duydum ve ben de kendimi tutamayarak gözyaşlarımı akıttım' diyor. 'Hatta o hayattayken ona kötülük eden bazı kimseler, adeta günah çıkarmak için törende hazır bulunanlar da vardı. Ölümü sırasında adeta kusurlarını affettirmek istiyorlardı' diyor. Elbette ki güneş balçıkla sıvanmaz, Abdülhamid Han vefatından sonra uzun yıllar ihmal edildi, itham edildi. Ağır hakaretler oldu ama gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Aradan çok zaman geçmiş de olsa Ulu Hakan'ın layık olduğu mevki ortaya konacaktır.'' -''Abdülhamid, hatırat yazmadı ama piyasada onun adına dolaşan kitaplar var''- İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç Dr. Abdülhamit Kırmızı da, Sultan II. Abdülhamid'in kişilik özelliklerini anlattığı konuşmasında, Sultan II. Abdülhamid'in yakın bir geçmişte vefat etmesi nedeniyle sadece tarihi olarak değil, siyasi olarak da gündeme geldiğini, Filistin ve basın özgürlüğü gibi konularda adından sıkça söz edildiğini söyledi. Kırmızı, Sultan II. Abdülhamid için bazı kesimlerin ''Ulu Hakan'', bazı kesimlerin de ''Kızıl Sultan'' dediğini ifade ederek, bunun da II. Abdülhamid hakkında merak uyandırdığını ve çeşitli kitapların okunmasına yol açtığını dile getirdi. ''Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri'' isimli kitabın da piyasada var olduğunu hatırlatan Kırmızı, ''Aslında Abdülhamid hatırat yazmadı. Buna rağmen onun adına dolaşan böyle metinler var'' dedi. Sultan II. Abdülhamid'in astronomiye ve astrolojiye meraklı olduğunu kaydeden Kırmızı, ''Yıldızlara meraklıdır. Belki de bu yüzden Yıldız Sarayı'nda yaşamış, yaptırdığı camiye Yıldız Camisi adını vermiş ve o caminin kubbelerini yıldızlarla donatmış olabilir. Konuşmaları arasına serpiştirdiği ayetlerden tefsir okuduğunu biliyoruz. Dini ilimlere vakıf. Tefsir derslerinde sorulara cevap veremeyen hocalara müdahale edecek kadar bu konuya hakim. Farsça, Arnavutça, Çerkezce, Fransızca ve Arapça biliyor'' diye konuştu. -''Abdülhamid, Sherlock Holmes hastasıdır''- Vakte önem verdiği için günlük gazeteleri kahvaltı yaparken ve yemek yerken okutturduğunu ifade eden Kırmızı, şöyle konuştu: ''Polisiye romanlar okutturduğunu da biliyoruz. Sherlock Holmes hastasıdır. Yeni çıkan eserlerini İngilizce'den anında çevirtip kendisine okutturuyor. Matematiğe meraklı. Hatta ateşli silahların mesafeleri konusunda bir risale kaleme aldığı bilinir. Şehzadeliğinde ticaretten çok para kazanmıştır. Hayvanseverdir. Kedisi, papağanı ve güvercinleri vardır. Tıp bilgisi şaşılacak kadar geniştir. Ara sıra ameliyathanelere girermiş. Meşhur doktorlara sürekli sorular sorarmış. Bahçelerine düşkünmüş. Cumartesi günleri bahçesinin kapıları açılır, ahali bahçeyi gezermiş. İyi bir avcı ve iyi bir yüzücüdür. Marangozluğu zaten dillere destandır. 'Aşklı meşkli romanlar ahlakı bozar' diyor. Batı müziğine meraklı. Saraya piyano getirtiyor. Yıldız Sarayı'ndaki küçük tiyatro salonuna İtalya'dan oyuncular getirtirdi. Özellikle Verdi'nin operalarını severdi. 'Memleketimizde Avrupa memleketleri gibi iman olmamasına, halkın cahil kalmasına sebep başlıca askerliktir' diyor ve askerliği 7 yıldan 3 yıla indiriyor. Aslında 2 yıla indirmeye çalışıyor ama dönemin askeri yetkilileri nüfusu bahane ederek izin vermiyor.'' AA
<< Önceki Haber Sultan II. Abdülhamid Sempozyumu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER