[M. Ertuğrul İncekul ] Afedersiniz Ermeniyiz

Eğitimci Yazar M. Ertuğrul İncekul Bu hafta 'Afedersiniz Ermeniyiz' başlıklı bir yazı kaleme aldı

SHABER3.COM

M. Ertuğrul İncekul - Samanyoluhaber.com 

Yan komşumuz Melahat Teyze vardı.Çocukluk yıllarımda çok iyiliğini görmüştüm. Vefat edeceğine yakın gerçek isminin Maria ve kendisinin Ermeni olduğunu öğrenmiştim. Ne farketti? Hiçbirşey . 

Farkında mısınız bilmem... Artık fıkralarımızla dahi birbirimizle şakalaşamaz hale geldik, çekinir olduk. Oysa ne keyiflenirdik değil mi, Türk'lü, Kürt'lü, Laz'lı, Yahudi'li, Ermeni'li fıkralarla sohbet koyulaştırdığımızda? İncinmezdik hiç. Ortak kültürümüzün ortak ürünleriydi onlar. Ortamına göre Kürdü Laz yapar, ortamına göre Yahudi'yi Ermenileştirir öyle anlatırdık. Ama farklılıklarımız öylesine öcü hale getirildi ki, birbirimize fıkra anlatmaktan bile çekinir olduk... Hrant Dink
1800 lerin başındaki Osmanlı otorite boşlukları ve girilen ağır savaşlar yerel ve içtimai problemlere sebeb oldu. 

1887 ‘de Marksist çizgide Hınçak  Partisi ,İsviçre/Cenevre’de kuruldu sonrası Rusya Ermenilerinin de etkili olduğu Tiflis'te  kurulan Taşnak Ermeni cemiyetleri ile Uluslararası arenada haklarını aramaya başladılar. Tarihsellik içerisinde kendi aralarındaki rekabet, yurtdışı uzantılarının Türkiye’ye müdahaleleri, İttihatçıların manipüle edici tutumları,Ermeni çeteleri,  Türkiye’de yaşayan Ermeni vatandaşların durumunu iyice girift hale getirdi.
Ermenilerle Müslüman halk arasında ilk çatışma 1890’da Erzurum’da çıktı ve sonraki Kayseri, Merzifon ve Yozgat olaylarını tetikledi. 

Said Nursi’nin Nurs civarında Ermeni çeteleri ile mücadelesi olmuştur, ama masum olan kadın ve çocukları yine geri iade ederek o dönemde savaşda bile masumlara dokunulmaması konusunda net tavır sergilemiştir. Fakat o dönemde dini otoritelerden bu konuyu destekler mahiyette pek açıklama gelmemiştir.

1920 yılında Sevr anlaşması ile empoze edilen bazı azınlık hak ihlalleri sonrasında Lozan Antlaşması ile  gün yüzüne çıktı ve  bir devr-i sabık silindi. Ermeni ve diğer azınlıklarla ilgili haklar ,Savaş Suçu Mahkemeleri'nde verilen kararlar etkisini yitirdi.
Tehcirden evvel Malatya’da yaklaşık 40 bin Ermeni yaşamaktaydı. Malatya’da ticaret ve çiftçilikle meşgul olan Ermenilerin üç büyük Kilisesi ve üç lisesi bulunmaktaydı. 24 Nisan 1915 Tehcir Kanununun icrası için, başka yerlerde olduğu gibi, Malatya’da da yaşayan Ermeniler kafileler halinde Suriye ve Erivan’a sürgün edilirler. Bu sürgünler sırasında fiziksel,cinsel tacizler olur. Katliamlar olur.

Aslında bu sürgünler ve katliamlar geçmişimizle yüzleşmekten kaçıştı. Ayrıca Uluslararası mecralarda hariciyemizin oldukça zayıfladığının göstergesi idi ki diplomasi yoluyla çözüm üretilemedi. Ama hakikat şudur ki;  gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.

1915 ‘de en yakınlarını yitiren ,acılarını bağrına bir köz gibi gibi basan Arapkirli Agop'un 1992’ de kansere yakalanana dek  susmasında kimbilir ne kadar vebalimiz var ! Torunlarına tüm olanları halâ korkarak anlatan Agop, tarihe not düşüyordu.
Moskova’da bulunan Ermeni Okulu Müdiresini 2000 lerin başında Türkiye'ye davet etmiştik. Bizi iyi tanıdığı, sevdiği halde uzun zaman gelmek istemedi. En sonunda ısrarlara dayanamadı ve ziyareti kabul etti. Güzel bir gezi oldu. Dostlarımızın evlerine misafir olduk, yürekten bir etkileşim oldu. İstanbul'da bulunan Ermeni Okulu'nu ziyaret ettiler, okul müdürü ile görüştüler. Ortadoks Kilisesi ziyareti yapıldı. Keyifli bir gezi sonrası havalimanında müdire hanım şu itirafta bulundu; Ben sizleri seviyordum, daha çok sevdim. İki Türkiye'nin olduğunu biliyordum. Yıllardır ben öğrencilerimi 24 Nisan'da Moskova Türkiye elçiliğinin önüne götürüp protesto yapıyorduk, tarihte canlarına kıyılan Ermenilerin haklarını savunmaya çalışıyordum. Bana da dostlarım Türkiye'ye gitme ! Seni keserler ,dediler, o yüzden teklifinizi uzun süre ertelemiştim. Ama şimdi gördüm ki sizin bizden farkınız yokmuş.

Ne olursa olsun milletlerin ya da grupların genellemelerle tanımlanması, yargılanması hep yanlıştır. Devletin ceberut yüzü hep olagelmiştir. Masumiyetin siyasete alet edilmesi ise ayrı bir cinayettir.
Ermeni ozan Tumanyan: Abrek yerekhek, payts mez bes çabrek [Yaşayın çocuklar, ama bizim gibi yaşamayın], der.

<< Önceki Haber [M. Ertuğrul İncekul ] Afedersiniz Ermeniyiz Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER