[M. Ertuğrul İncekul] Gençleri duyuyor muyuz...

Kendi yankı odamızdan çıkıp çocuklarımız ne diyor ?, gençler ne diyor? duyuyor muyuz? Biz ve onlar hangi evrendeyiz kulak veriyor muyuz?

SHABER3.COM

M. Ertuğrul İncekul- Samanyoluhaber.com 
Gençleri duyuyor muyuz...



Kendi yankı odamızdan çıkıp çocuklarımız ne diyor ?, gençler ne diyor? duyuyor muyuz? Biz ve onlar hangi evrendeyiz kulak veriyor muyuz?
Günümüz digital ve iletişim çağında gençlerle iletişim kurabiliyor muyuz? Kendilerine teknolojinin sesi ile, çağın dili ve argümanları ile seslenebiliyor muyuz?
Bizim kurduğumuz düzen bu! İçinde yaşadığımız evren bu! Ya sev ya terket mi diyoruz yoksa! Bizim sohbetlerimiz, konuştuklarımız onların ilgisini çekiyor mu? Okuduğumuz kitapları gençler anlıyorlar mı? Yoksa sadece al bunları, anlamasan da  oku şifa olur mu diyoruz? 

Genelde hatalarımızla yüzleşmeyi, çağımızla yüzleşmeyi, kendimizle yüzleşmeyi pek sevmeyiz. Hep iyi ve kusursuz gibi kabul etmeyi seçeriz.Bu davranış da insanın doğasında vardır. Araştırmacılar buna “doğrulama önyargısı” (confirmation bias) demişler. İnsan hoşuna gidenleri seçer ve öğrenir. Bunu yaparken bazı “metotlar” izler. Seçmeci bir yöntemle bazı şeyleri unutur, bazılarını hatırlar; haklı yanlarını abartır, haksız eylemlerini yok gibi sayar – veya “yanlış oldu” der. Ötekinin kötü davranışları ise kötü niyetinin kanıtı sayılır. Hoşa giden şeyleri dile getiren kaynaklara başvurur, örneğin “doğruları” yazan kendi gazetesini izler. Sonunda inancı hep “doğrulanır”.
Sosyal medya kullanımında tamamen yasakçı davranan ebeveynler hala var mı bimiyorum.. E-dünya günümüzün bir gerçeği ,gençlerin evreni, mabedi burası. 24 saat e-dünya'ya ulaşımları var. Birçok ihtiyaçlar buradan gideriliyor.
İngiliz Times gazetesinin aktardığı araştırma sonuçlarına göre, sosyal medya gençlerin akıl sağlığı üzerinde 1990'lı yıllarda televizyonun yarattığından daha çok hasar bırakmıyor
İngiltere'de yapılan bir araştırma, gençlerin teknoloji kullanımının karşılaştıkları psikolojik rahatsızlıklara etkisinin "az" olduğunu ortaya koydu.
Oxford İnternet Enstitüsü'nün araştırması için, 10-15 yaş arası 430 binden fazla gencin televizyon izleme, sosyal medya ve teknolojik araçları kullanma süreleri ile depresyon, intihar düşüncesi ve davranış bozuklukları gibi psikolojik sorunlar arasındaki bağlantı incelendi.
Araştırma sonucunda, 1991 ve 2019 yılları arasında, depresyon ile sosyal medya kullanımı ve televizyon izleme süresi arasındaki ilişkinin az da olsa zayıfladığı gözlemlendi.

Z kuşağı bizim kuşaklara göre daha avantajlılar. Bilgiye ulaşma problemleri yok ama doğru bilgiye ulaşma kaygıları olmalı. Bilgi kaotiği yaşandığı bir dönemde sağlıklı bilgi çok önemli. Evet, bugünkü nesillerin yetiştirilmesinde en önemli hususlar, onlarda sistemli bir tefekkür azmi uyararak, onların kendi iç dünyalarıyla varlık arasında gelip-gitmeleri, iç ve dışı bir kitap gibi mütalaa etmeyi öğreterek, onlara inanmayı, bilmeyi, araştırmayı, düşünmeyi sevdirmektir.

Okumak ,kendimizi metafizik boyutta besleyebilmek, ruha ve kalbe ait zaruri gıdayı temin etmek de çok hayati. Önceden içe dönük beslenmeler dönemin şartlarına göre birtakım ortamlarda yapılabiliyordu ama pandemi süreciyle de bazı şartlar değişti ve değişecek ! O zaman gelin evlerimizi bir araştırma merkezine çevirelim. Okulda aldıkları bilgileri özümseyecekleri bir mektep haline getirmeye çalışalım. Metafizik yönüyle, lahuti yönüyle de yine gelin evlerimizi bir mabede dönüştürme gayretinde olalım. Mukaddes kitabımız da değişik yerlerde bu meseleye dikkat çekmiyor mu? ( Yunus 10/87, Nur 24/36). Biz ve geleceği şekillendirecek gençlerimiz için günümüzün de imkanlarını kullanarak eskilerin deyişiyle çift kanatlı kendilerini yetiştirecekleri ortamlar hazırlayalım. 

Gençlerimiz en kıymetli hazinemiz olduğuna göre, bayram arefesinde çözüm adına bazı tekliflerim şunlar;
1- Gençlerin yer aldığı sosyal medya mecralarını artıralım, teşvik edelim
2- Bu konuda yazılar yazalım, çözümler önerelim.
3- Kendi kaynaklarımızı nasıl gençlere cazip hale getirebiliriz ? Bunları tartışalım, onların katkılarını alalım.
4- Her aile ve yuva bir hayat mektebine nasıl dönüşebilir bunu konuşalım.
5- Gençlerin ortaya koyduğu bizim motiflerimizi içeren başarılı çalışmaları öne çıkaralım.

Hayırlı Bayramlar...

Görüş ve önerileriniz için 
<< Önceki Haber [M. Ertuğrul İncekul] Gençleri duyuyor muyuz... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER