(...)
Ne olursa koalisyon olabilir?
Az da olsa ‘umut’ yok mu koalisyon için?
Hangi gelişmeler bir anda ibreyi koalisyona çevirebilir?
İki gelişme etkili olabilir.
Birincisi, Selahattin Demirtaş’ın Brüksel’e gidişi, hükümetin İmralı ile HDP arasında görüşme trafiğini canlandırmaya dönük adımları yabana atılmasın.
Dış dinamiklerin devrede olduğu konuşuluyor.
Bu trafiklerin sonucunda ‘çatışmasızlık’ kararı çıkabilirse siyasetin tansiyonu düşer.
Belki bu sayede şu an ‘sıfır ihtimal’ gibi görünen AKP/CHP koalisyonunun kapısı aralanabilir.
Erdoğan-Davutoğlu ‘koalisyon’ için çatışır mı?
İkincisi, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’la gerekirse çatışmayı da göze alacak şekilde erken seçime direnmesi ve koalisyonda ısrar etmesi.
Erdoğan ve Davutoğlu arasında görünürde bir ‘çatışma’ yok ama aynı hedefe aynı yollardan koştukları da söylenemez.
Basit bir örnek…
Başbakanlık logosunun yenilenmesi ‘parlamenter sistem’ adına basit de olsa simgesel bir mesajdı. Çünkü, Erdoğan’ın hayali olan Başkanlık Sistemi’nde ‘Başbakanlık’ diye bir makam yok.
AK Parti’de Erdoğan’a rağmen adım atmak mümkün mü?
Erdoğan’ın gücü ve otoritesi tartışılmaz. Halen istediği ismi parti koltuğuna oturtacak gücü var. Bir süredir ‘Binali Yıldırım’ ismi üzerinden spekülasyonlar yapılması bu gücün bilinmesinden dolayı.
Bu hesabı yapanlar Davutoğlu’nun her geçen gün gücünü arttırdığını unutuyor.
Davutoğlu 7 Haziran listesinde tahminlerin üstünde etkin oldu. Seçim sonrası önemli bir mevzi daha kazandı. Abdullah Gül ve ona yakın isimler şu anda Davutoğlu’nun etrafında kenetlenmiş görünüyor.
