Erdoğan'ın en büyük korkusu

Cumhuriyet gazetesi yazarı Utku Çakırözer bugünkü yazısında AKP'nin en büyük korkusunu olan HSYK seçimlerini kaybetmemek adına, Yargıda Birlik Platformu'nun (YBP) seçimleri kazanması için devlet imkanlarını nasıl kullandığını yazdı...

Erdoğan'ın en büyük korkusu

12 Ekim’de gerçekleşecek olan Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu seçimleri uzun süredir gündeme oturmuş durumda. Her fırsatta yargının bağımsız olması gerektiğini vurgulayan hükümet ise yargıyı kendi hükmü altına almak adına Yargıda Birlik Platformu'nun (YBP) söz konusu seçimleri kazanması için skandal talimatlarla devletin bütün imkanlarını seferber etmiş ve gayet adaletsiz bir seçim kampanyasına imza atmış durumda. HSYK seçimlerinin AKP'nin ve Erdoğan'ın en büyük korkusu olduğunu belirten Utku Çakırözer, yargıyı ele geçirmek için seçimleri kazanmak isteyen hükümetin YBP'nin kazanması için yaptığı hukuksuz seferberliği bir bir açıkladı. 

Çakırözer, bakanlık ve bürokratların her an teyakkuzda olduğunu, YBP'nin bütün ihtiyaçlarının hızla devlet tarafından karşılandığını, yeni atanan başsavcılara “Seçimi kazanamazsak kendinize yer beğen” tehditlerinin gittiğini belirterek, hükümetin son koz olarak af ve rüşvet teklif ettiğini iddia etti. İşte yargıyı sıfırlamaya çalışan hükümetin o planı...

Utku Çakırözer'in "Ya Sıfır Çekersek!" isimli yazısının ilgili bölümü; 

Devlet ve hükümet seferber 

Cumhurbaşkanı, hükümet ve Adalet Bakanlığı Yargıda Birlik Platformu (YBP) listesi için seferber durumda. “Arkasında biz varız” diyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden çok daha adaletsiz bir yarış var ortada. Hükümet ve devlet olanakları YBP’nin arkasına yığılmış durumda. Neler yapmıyorlar ki... 

Pazar günü Ankara’da yapılan YBP listesinin tanıtım toplantısına, başsavcılıklardan otobüsler kaldırıldı. Bu otobüslere devletin resmi polis eskortları verildi. Bakanlığın üst bürokratları ile İstanbul ve Ankara başsavcıları YBP’nin arkasında olduklarını göstermek için toplantıda hazır bulundu. 

YBP’nin bölge tanıtım toplantılarına katılım “mecbur” kılınıyor. YBP listesindeki adayların her türlü ihtiyaçları karşılanıyor. Yemekleri valiliklerce karşılanıyor. Adalet Bakanlığı’ndan ekipler “seminer” adı altında illere gidip YBP için seçim çalışması örgütlüyor. Yeni atanan başsavcılara bakanlıktan “Seçimi kazanamazsak kendinize yer beğenin” diye tehdit telefonları gidiyor. YARSAV-Yargıçlar Sendikası için bazı bölgelerde toplantı salonu verilmiyor. 

Bağımsız adaylara seçimden çekilmeleri için birbirinden cazip kariyer imkânları sunuluyor. 

Ve tabii bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın günlerdir birbiri ardına yaptıkları “tehdit” kokan açıklamalar var.

Son koz: Seçim rüşveti 

Tüm bu müdahalelere karşın, yargı koridorlarında bir söylenti hâkim. Hükümetin baskı ve zorlamalarının ters tepeceği ve istedikleri rakama ulaşamayacakları konuşuluyor. Erdoğan’ın en büyük kaygısı da bu. Yani HSYK’nin kendi tam denetiminde olmayan bir yapı altına girmesi. Bu aynı zamanda Bozdağ’ın da kâbusu!.. Çünkü hem yeni oylama yönteminin (Seçimleri kazanabilmek için kanunla değiştirdiler) hem de YBP’nin listesinin tüm sorumlusunun bakan ve müsteşarı Kenan İpek olduğu söyleniyor. 

Bu kaygı ve korkular nedeniyle Köşk ve hükümet HSYK seçimleri öncesinde son bir adıma hazırlanıyor: Seçim rüşvetlerine! 

Hükümetin, hâkim ve savcılara “sicil affı” ve “maaş zammı” tekliflerini Meclis gündemine indirmesi bekleniyor. Tabii ki seçimlerden hemen önce. İstedikleri sonucu elde ederlerse zam da var af da... 

Devletin ve hükümetin baskı, korkutma, tehdit ve rüşvet politikaları oy kullanacak yaklaşık 15 bin hâkim ve savcıyı nasıl etkileyecek hep birlikte göreceğiz.  

<< Önceki Haber Erdoğan'ın en büyük korkusu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER