Lütfi
Kaplan- STAR GEZETESİ
12 Haziran seçimlerinde
CHP listesinden seçilen
Ergenekon sanığı Mustafa
Balbay ve Mehmet
Haberal, MHP'den seçilen
Balyoz darbe planı sanığı
Engin Alan ile, BDP'nin
desteklediği 6 bağımsız
adayın durumu tartışılıyor.
Anayasa'nın 14 ve 83. maddeleri Anayasa'ya, devlet ve hükümete karşı işlenen suçlara millet
vekilliği dokunulmazlığı tanımıyor. 9
tutuklu milletvekili de bu suçu işlediği iddiasıyla yargılanıyor.
YSK'nın
Diyarbakır bağımsız milletvekili ve
KCK'dan tutuklu bulunan Hatip
Dicle'nin 1 yıl 8 ay kesinleşmiş cezası bulunduğu ve bihakkın
tahliyesinin üzerinden 3 yıl geçmeden aday olamayacağı kararı ile birlikte vekilliği düştü. Diğer 5 KCK tutuklusu ile 2 Ergenekon ve bir Balyoz
darbe planı sanığı ise milletvekili seçilmelerinin tahliye edilmelerini gerektirdiğini belirterek tek tek yargılandıkları
mahkemelere başvurdu.
İlk karar
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi tarafından Ergenekon
sanıkları
Mehmet Haberal ve
Mustafa Balbay hakkında verildi. Mahkeme, talepleri Anayasa'nın 83'üncü maddesinin 2. Fıkrasına göre “anayasal düzene karşı suç işlendiği iddiası ile yargılanan sanıkların milletvekili seçilseler bile
dokunulmazlık kazanamayacağı” ve “kuvvetli suç şüphesi” gerekçesiyle reddetti.
PKK'nın şehir yapılanması ve dağ kadrolarının lojistiğini sağlayan KCK'da
yönetici olmak ve üyelik
suçlamalarıyla tutuklu bulunan BDP destekli bağımsız milletvekillerinin durumu birbirinin aynısı. Terör suçu kapsamında tutuklu bulunan vekillerin dokunulmazlığı bu kapsamda işe yaramıyor. Tahliye talebinde bulunulan Diyarbakır Özel Yetkili Ağır ceza Mahkemesi, kuvvetli suç şüphesi ve
delil durumu nedeniyle bu milletvekillerinin tutukluluk halinin devamı yönünde karar verebilir. Delil ve suç durumuna göre aralarından bazılarının serbest bırakılması durumu da mümkün.
Ergenekon iddianamesinde Haberal'ın da yer aldığı sanıklarla ilgili olarak bu sanıkların toplumda v
e devletin önemli kademelerinde görev yaptıkları belirtilerek, “amaçlarına ulaşmak için gerekli
silah mühimmat ve diğer malzemeleri kolaylıkla temin edebildikleri, Devletin çok gizli belgelerini kolaylıkla ele geçirdikleri” değerlendirmesi yapıldı. Sanıkların yargılandıkları davalar, haklarındaki suç isnatları ve hukuki durumları şöyle:
1- Mehmet Haberal / Ergenekon sanığı
Meclis'i ve Hükümeti devirmeye teşebbüs
17 NİSAN 2009'da İstanbul 14.
Ağır Ceza tarafından ‘Silahlı Terör Örgütü yöneticisi' olduğu iddiasıyla tutuklanan Haberal 2.5 yıl, hastanede kaldıktan sonra
Mart 2011'de
Silivri Cezaevi'ne konuldu. Haberal “Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme,
TBMM'yi Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs, Hükümeti Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs”ten yargılanıyor. Bu suçlar Anayasa'nın 14. maddesi uyarınca dokunulmazlık kapsamında değil. Haberal'ın talebi “kuvvetli suç şüphesi”, “delilleri karartma” gibi nedenlerle reddedildi. Haberal için 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22.5 yıla kadar
hapis talep ediliyor.
2- Mustafa Balbay / Ergenekon sanığı
Günlükleri darbe planlarının kanıtı
GAZETECİ Mustafa Balbay “Ergenekon üyesi olmak, Meclis'i ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs”le suçlanıyor. Suçlamalardan bir diğeri ise 2003-2004 yıllarında hükümeti silah zoru ile devirmek için hazırlanan “
Sarıkız,
Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven” darbe planlarına destek vermek. Balbay'ın günlükleri Özden Örnek'ten sonra davanın temelini oluşturan esas deliller arasında yer alıyor. Tahliye talebi “kuvvetli suç şüphesi”, “delilleri karartma şüphesi” gibi nedenlerle reddedildi. Anayasa'nın 14.maddesi uyarınca anayasa, hükümet ve Meclis'i değiştirmeye yönelik suçlar dokunulmazlık dışında. Balbay için, 2 kez ağırlaştırılmış müebbet, 34-58 yıl arası hapis isteniyor.
3- Engin Alan / Balyoz sanığı
Balyoz Darbesi'ne eksik teşebbüs
EMEKLİ Korgeneral Engin Alan, “Cebir ve şiddet kullanarak Hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçlamasıyla yargılanıyor. Alan ayrıca, Balyoz darbe planının ayaklarını oluşturan
Oraj,
Suga,
Çarşaf ve
Sakal isimli
eylem planları kapsamında asker ailelerini fişlemekle de suçlanıyor. Engin Alan'a yöneltilen suçlamaların tamamı da dokunulmazlık kapsamı dışında yeralıyor.
Milletvekili olması tutukluluğunu ortadan kaldırmıyor. Alan'ın
tahliye talebi Balyoz davasına
bakan İstanbul 10.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. 10 ile 20 yıl arasında
hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanıyor.
4- Hatip Dicle / KCK sanığı
Hapis cezası kesinleşince vekilliği düştü
KCK davasında halen tutuklu bulunan Hatip Dicle, 2010
Nisan'dan bu yana cezaevinde bulunuyor. İddianamede Dicle “KCK
terör örgütüne üye olmak”la suçlanıyor. Dicle, PKK'nın “meşru müdafaa hakkını kullanacağını” söyleyince
Ankara 11.Ağır Ceza Mahkemesi'ne “
terör örgütü propagandası yapmak”tan 18
Şubat 2009'da 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Cezası,
Yargıtay 9 .Ceza Dairesi tarafından 22 Mart 2011'de oybirliği ile onandı. YSK, geçtiğimiz günlerde milletvekilliğini düşürdüğü Dicle'nin, memnu haklarını 3 yıl daha kullanamayacağına hükmetti. Böylece, KCK'dan tahliye olsa bile 3 yıl daha vekil olamayacak.
5- Selma Irmak / KCK sanığı
Belediye Başkanlarına ceza kesen isim
ŞIRNAK
Bağımsız Milletvekili seçilen
Selma Irmak, KCK/TM'ye yönelik
operasyonlar kapsamında 14 Nisan 2009'da “terör örgütüne üye olmak” iddiasıyla tutuklandı. KCK iddianamesinde Irmak ile sanık Mehmet Abbasoğlu arasında geçen ilginç
telefon görüşmesi de yer aldı. Bu görüşmede, yerel seçimler öncesinde bir adayla ilgili yapılan değerlendirmede “kendisinde bir şey var, silaha karşıdır. Ama biz tümüyle silaha karşı değiliz, yani bizim de silahlı güçlerimiz vardır, biz var olmasının gerektiğini düşünüyoruz” diyor. İddianamede Irmak'ın, canlı bombalardan da “
arkadaş” diye bahsettiği, pek çok eylemi yönlendirdiği ve belediye başkanlarına para cezaları kestiği anlatılıyor.
6- Kemal Aktaş / KCK sanığı
Belediye imkanları örgütün hizmetinde
KCK
soruşturması kapsamında 14 Nisan 2009'de tutuklanan Van Bağımsız Milletvekili
Kemal Aktaş, “KCK adına mali çalışmalar yapmak ve para desteği vermeyenleri tehdit etmekle” suçlanıyor. İddianamede “Aktaş'ın belediye başkanları hakkında KCK adına soruşturma başlattığı, talimatları yerine getirmeyen Belediye Başkanlarına
para cezası kestiği, Belediye Meclis üyelerini PKK üyelerinden seçtiği, DTP'li belediyelerin
personel,
maaş işlerini düzenlediği, Belediye çalışanlarının maaşlardan yaz aylarında örgüt adına
kesinti yaptığı, belediyelerde örgütsel işlerde kullanılmak üzere mekan tesis ettirdiği, PKK örgütü yararına Belediye gelirlerini kullandığı...” ifade dikkat çekiyor.
7- İbrahim Ayan / PKK tutuklusu
Seçmeni tehdit edip sandığı sokağa attı
ŞANLIURFA Bağımsız Milletvekili
İbrahim Ayhan, 1
Ekim 2010'da
Şanlıurfa'da PKK adına
eleman temini ve illegal
sokak gösterilerini yapanlara yönelik operasyon kapsamında tutuklandı. Ayan, Şanlıurfa'da
öğretmenlik yaparken 27
Eylül 2005'te tayininin çıktığı
Kastamonu/Şenpazar İlçesi'ndeki görevine başlamadığı gerekçesi ile
istifa etmiş sayıldı. 26 Ocak 2002 tarihinde “elektrik hırsızlığı” suçundan hakkında işlem yapıldı. Ayhan hakkında iddianamede “
12 Eylül 2010 referandumunda Öcalan'ın direktifleri doğrultusunda halkın oy kullanmaması için müdahalede bulunmak, Direkli İlköğretim Okulu 1088 numaralı seçim sandığını camlarını kırarak aşağıya atmakla” da suçlanıyor.
8- Gülser Yıldırım / KCK sanığı
9- Faysal Sarıyıldız / KCK sanığı
Öcalan'ın emirleriyle hareket ettiler
BDP'NİN desteklediği adaylardan
Mardin Bağımsız Milletvekili
Gülser Yıldırım, KCK'ya yönelik Mardin'de yapılan operasyonlar kapsamında 13 Şubat 2010'da gözaltına alınarak tutuklandı. Halen Mardin E Tipi Cezaevinde tutuklu bulunuyor. KCK iddianamesinde Yıldırım hakkında “KCK Kent Meclislerinde PKK amaçları doğrultusunda çalıştığı, Abdullah Öcalan'ın talimatları ile hareket ettiği” iddia ediliyor. BDP desteğiyle cezaevinde iken seçilen
Şırnak bağımsız milletvekili Faysal Sarıyıldız, KCK/TM'ye yönelik yapılan operasyonlar kapsamında 1
7 Haziran 2009'da Şırnak'ta gözaltına alındı ve akabinde tutuklandı.
GÜNÜN SORUSU
Erdoğan ve Dicle neden farklı
/b>
Başbakan Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle “halkı kin ve nefret duygularıyla düşmanlığı tahrik etmek” suçlamasıyla 10 ay hapis aldı. Cezasının yatarı olan 4 ayı yattı. Hatip Dicle ise “PKK'ya meşru müdafaa hakkı doğar” diyerek terör örgütünün propagandasını yapmak iddiasıyla yargılandı, 1 yıl 8 ay eza aldı. PKK propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek suçları nitelikleri itibariyle birbirinden farklı suçlar. Anayasa'nın 76.maddesi uyarınca 1 yıl ve üzeri suçlardan hüküm giymek, vekilliklerin önünde engel teşkil ediyor. Erdoğan cezasını çektikten sonra memnu hakları iade edilmişti. Dicle'nin memnu hakları ancak 3 yıl sonra iade edilebilecek. 3 yıl sonra yeniden vekil seçilebilme hakkına sahip olacak. Ayrıca Yargıtay'ın TCK'nın terör suçlarını düzenleyen 308 ve devamı suçları dokunulmazlık kapsamı dışında tutan, bu suçları istisna suçlar kapsamında gören içtihat karaları bulunuyor. 2008'de Yargıtay, Aysel Tuğluk vekilken 2 yargılamanın devamı yönünde karar aldı.
Niye tahliye edilmiyorlar
MADDE 14: Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
MADDE 83. - TBMM üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça sorumlu tutulamaz. Seçimden önce - sonra bir suç işlediği ileri sürülen milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorgulanamaz, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.
Onların tek günahı seçilememek mi?
HABERAL ve Balbay'ın tahliye talebine verilen ret gerekçesinde ilginç bir detay yer aldı. Gerekçede, aynı suçlama ve benzer delillerle tutuklanan kişilerden birini milletvekili oldu diye tahliye etmenin “anayasanın eşitlik ilkesine aykırı” olduğu ve “yargıya olan güveni yok edeceği belirtildi. Mahkemenin gerekçesi Balbay gibi gazeteci ve örgüt üyesi olmaktan suçlanan Tuncay Özkan'ın durumunu getirdi. Balbay'la aynı suçlamalara muhatap olan Özkan seçilemedi. Milletvekili seçilmek tahliye olmak gerekçeleri arasında bulunmadığından, Balbay'ın tahliyesi beraberinde Tuncay'ın da tahliye olmasını gündeme getirebilir.