Yıllardır bu konuda çağrı yaptıklarını hatırlatan sivil toplum kuruluşları, süreci bozacak provokatif saldırılara karşı uyarıda bulundu ve her ne olursa olsun görüşmelerin sürmesini istedi. Aralarında Türk Ocakları Başkanı Nuri Gürgür, yazar Ümit Fırat, eski İstanbul Baro Başkanı Yücel Sayman, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu gibi isimlerin de bulunduğu toplumun farklı kesimlerinden de diyaloğa destek geldi. Aydınlar, iki tarafa şu mesajı gönderdi: "Hükümet, süreci yeni anayasa çalışmasıyla devam ettirmeli. BDP de adres olarak PKK ya da İmralı'yı göstermekten vazgeçmeli." Çözüm yolunda yapılan görüşme Güneydoğu'da da 'umut verici' bir gelişme olarak değerlendirildi. Bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yıllardır bu diyalog sürecinin başlaması için çağrıda bulunduklarını hatırlatırken, süreci bozacak provokatif saldırılara karşı yetkilileri uyardı. Geçmişte bu tarz olayların yaşandığını aktaran STK'lar her ne olursa olsun görüşmelere devam edilmesini istedi. Görüşmeye ilişkin değerlendirmeler şöyle: Kürt yazar Ümit Fırat: Türkiye genelinde bir demokrasi sorunu var. İktidar bu yolda uğraş verirken muhalefetin bu süreçte geri durması düşünülemez. Özellikle BDP'nin bu süreçte rol oynaması gerekir. Gelişmelerden rahatsız olanlar çıkabilir, provokasyonlar gelişebilir. Taraflar her türlü engellemelere rağmen geri adım atmamalı. Eski İstanbul Baro Başkanı Yücel Sayman: Gelişmeler olumlu. Taraflar oy kaybetme kaygısı olmadan çözüm arayışına girmeli. Türkiye'de böyle bir ortamın oluşturulması, barış süreci için önemli bir adım atılmasını sağlayacaktır. Despotik kurumların varlığı Türkiye'yi ne yazık ki yaşanmaz hale getiriyor. Çözüm için yeni bir anayasa yapılması şart görünüyor. Türk Ocakları Başkanı Nuri Gürgür: Görüşmenin ne ölçüde verim sağlayacağını gelecekteki görüşmeler tayin edecektir. BDP Kandil'i işaret ederek, hükümete bir müzakere dayatırsa bu iyi niyetli bir tavır olmaz. Yeni bir anayasa konusunda ise hükümet partiler arasında işbirliğine gitmeli. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Galip Ensarioğlu: Sorunları çözmeye niyetliysek bir araya gelmeyi öğrenmeliyiz. Çözüm için hükümet ve devlet muhataplarıyla mutlaka diyalog kurmalıdır. Ancak bu diyaloglarda taraflar, görüştüğü kişinin tüm taleplerini kabul edecek diye bir algı oluşmaması gerekir. Diyalog birbirini anlamadır, birbirini ikna etmedir. Hiçbir provokasyon hiçbir olay bu diyalog sürecini etkilememeli. Diyarbakır Esnaf ve Sanatkârlar Odalar Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu: Türkiye'de herkesin özlemini çektiği bir tablo yaşandı. Diyalog, her türlü sorunun çözümünde ilk adım ve önemli bir zemindir. Kan ve gözyaşıyla hiçbir sorunun çözülemeyeceğini herkes anlamış durumda. Görüşme öyle inanıyorum ki birçok insanı umutlandırdı. Çözüm sadece hükümetten beklenmemeli. Zaten bu sadece Kürtlerin veya hükümetin sorunu değil, Türkiye sorunudur. BDP ile CHP ve MHP ya da dışarıda grubu bulunan partiler de çözüm arayışına girmeli. Bundan sonraki süreç bana göre örgütün eylemsizlik kararını süresiz şekilde uzatması gerekiyor. Silahlar susmadan bu zeminin uygulamaya geçirilmesi mümkün değil. GÜNSİAD Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu: Bizim sivil toplum kuruluşları olarak dile getirdiğimiz nokta buydu, yani diyalog sürecinin başlaması isteğiydi. Bu süreç bölgede olumlu bir hava oluşturacaktır, topluma yansıması gözle görülür şekilde. Bunun için diyaloğun devam ettirilmesi ve eylemsizlik sürecinin devamı, çatışmasızlığın kalıcı hale getirilmesinin önünü açacak bir şekilde altyapı oluşacağına inanıyorum. Kürt sorununun en önemli noktalarından birisi bunun çatışma sürecinden ayrılmasıdır. Çatışmanın durdurulması ve demokratik bir ortamın hazırlanması sorunun çözümü konusunda en önemli eşiktir. Diyalog bu zeminin oluşmasına hizmet etmeli. Bu süreçte provokasyonlar yaşanabilir. Buna rağmen diyalog süreci devam etmeli. Herhangi bir olay olursa ve diyalog kesilirse bu, o olayları çıkaranların çıkarına hizmet eder. DİGİAD Başkanı Alaaddin Korkutata: Hükümet ile BDP'nin görüşmesi Türkiye'nin birlik ve beraberliği açısından atılmış önemli adımlardan biridir. Arzu ettiğimiz bir görüşmeydi. Bu görüşmenin daha önce yapılması gerekiyordu. Görüşmenin, oluşan diyalog zemininin bundan sonra silahların susacağı, çatışmaların biteceği ve eylemsizliğin kalıcı olacağı bir çığır açmasını umuyorum. Bu görüşmeyi çok önemsiyorum. Ülkemizde konuşarak, tartışarak çözülemeyecek hiçbir meselenin olmayacağını düşünüyorum. Bence bugünden itibaren o girizgaha girilmiştir, hiçbir provokasyon buna engel olmamalı. Bu görüşmeler arefesinde yaşanacak provokatif olaylar nedeniyle kimsenin oyuna gelmemesini diliyorum.