'Hasip Kaplan olmasaydı kaymakam öldürüldü

Uludere Kaymakamı’nın darp edilmesi üzerine konuşan Tanrıkulu, ‘Hasip Kaplan olmasaydı kaymakam bu durumda olmazdı, öldürülürdü’ dedi.

'Hasip Kaplan olmasaydı kaymakam öldürüldü

“HASİP KAPLAN OLMASAYDI KAYMAKAM ÖLDÜRÜLÜRDÜ!” Uludere Kaymakamı’nın dayak yemesi üzerine konuşan Tanrıkulu; “Ben oraya gittiğimde Diyarbakırlı gazeteciler vardı. Bana yanlış bilgi vereceklerini zannetmiyorum bunun için bir nedende yok. Orada olan muhabirler; ‘Hasip Kaplan olmasaydı kaymakam bu durumda olmazdı, öldürülürdü’ dediler. ‘Hasip Bey zorla ellerinden aldı’ dediler.” tv8’de Erkan Tan’ın konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu oldu ve Uludere olayında Başbakan’ın açıklamalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. “Başbakan istediği kadar konuşsun, gerçeklerin üstünü örtemez.” “Başbakanı mazur görmek lazım. 35 kişi öldürülmüş. Öldürüldüler bitmiş, gitmiş mi diyeceğiz? Bunlar masum değil miydi diyeceğiz? 17-18 yaşının altında çocuklar öldü. Başbakan istediğini söylesin gerçeklerin üstünü örtemez. İktidar değişti ama eskiler gibi konuşuyor. İçişleri Bakanı’na, bakanlara soruyorum: ‘Sen Uludere’ye gittin, bir yurttaşla görüştün mü? Kendi gördüklerimize ve duyduklarımıza itibar ediyoruz. 6 milletvekilimiz oradaydı. Genel Başkanımız geldi. Cenaze günü oradaydım. İnsanlarla görüştük ve buluştuk. Biz burada siyaset yapmıyoruz. Başbakan gittiğinde o insanların gözüne bakabiliyor mu?” “Ne mayınlı alan, ne tel örgüSınır yok işte!” “Kaçakçılık dediğiniz nedir? Sınır da yok. İngiltere’nin çizdiği sınır var. Sanki mayınlı alanlar var, tel örgüler var. Geçiyorsunuz oralardan. Hiç öyle bir şey yok. Bir saat yürüyorsunuz. 50 liraya iki karton sigara satmaya götürüyorsunuz. Bu cumhuriyet çocuğunu, katırların peşinde, ölüm riski ile bir taraflara götürüyorsa utanması lazım bu devletin. Hayvancılık bitmiş, tarım bitmiş ne yapacak insanlar, sınır da yok, nasıl geçinecek insanlar? Bundan sonra Irak sonrası Türkiye diye çizmişler. Kaçakçılık diyorsan, tırlar ile gemiler ile gelen sigaralara bakın. Bu yoksulluğu kaldır ortadan mecbur etmeyin insanı. Yapın sınır kapısı adam gibi ticaretimizi yapıp gelelim. ” “Elinde silahta olsa sağ yakalayacaksın!” “Bu Cumhuriyetin yasaları hukuku var. Elinde silahta olsa onları sağ yakalayacaksın, yargılayacaksın insanları. Yaşam hakkı dünyanın en değerli hakkıdır. Savaş uçaklarından bomba mı atacaksın yurttaşlarına? Bir tanesinden bir tek silah çıkmadı! Burada insan hakları eksikliği var!” “Arınç’ın kullandığı dil aşağılama dilidir!” “Siyasetçiler üstten konuşmamalı. Siz kimsiniz haklarını vereceksiniz? Biz devlet olarak eksik yaptık demeli. Eksik hak varsa tanırsın, özür dilersin. Kimlik ezilmesi varsa ortadan kaldıracağız dersin. Arınç’ın kullandığı dil aşağılama dilidir.” “Başbakan üzüntü duymasın, özür dilesin!” “Özür lafı Başbakan’ın ağzından çıkmadı. Bu olaydan üzüntü duyulmaz, özür dilenir. Başbakansan senin zimmi onayın var uçakların kalkmasına. MİT kime bağlı, Genelkurmay kime bağlı? Yanlışlık yapılmışsa siyasi sorumluluğu yok mu? ne diyorlar Adli idare mahkeme devam ediyor. Bu işlerde siyasal sorumluluk var. Demokrasiler böyle gelişir. Devlet tuzağa düşüyorsa istihbarat örgütünü boşaltması lazım. Bu işlerde emin olmadan operasyon yapılamaz.” “Hükümet Kürtçe’yi suç dili yaptı!” “Ben avukatım ceza evlerine gider gelirim. Kürtçe hiç bir zaman yasaklanmadı. Annesi gitmiş Türkçe konuşamıyor. Dayak yese de Kürtçe konuşuyordu. 2006 yılında ceza evlerinde mahkumların telefonla konuşulması serbest oldu. Bu hükümet şu yasağı getirdi: Kürtçe konuşuyorsa araştırılır bilmediği öğrenilir, izin verilir. Bu aşağılayıcı muameledir dedik. Türkçe konuşursanız yasak yok, Kürtçe derseniz bir daha annenizle Kürtçe konuşamazsınız. Bu hükümet Kürtçe’yi suç dili olarak görüyor. Bu dille suç işlenebilir zihniyeti var bu ülkenin bürokratlarında. Kürtçeyi bu ülke yasa dışı kabul ediyor.”
<< Önceki Haber 'Hasip Kaplan olmasaydı kaymakam öldürüldü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER