Prof. Dr. Şahin'den gerçekçi tablo: Üçüncü doz ve her yıl aşı!

BioNTech aşıları ne zaman Türkiye’ye teslim edilecek? Ortak üretim olacak mı? Aşılar Hindistan varyantına karşı etkili mi? Çocuklar da mı aşı olacak? Prof. Dr. Uğur Şahin merak edilen soruları yanıtladı.

SHABER3.COM

Dünyanın ilk etkili mRNA bazlı koronavirüs aşısını geliştiren BioNTech firmasının kurucusu Prof. Dr. Uğur Şahin, “hayat kurtarabilmek gerçekten de çok güzel bir duygu” dedi.

Deutsche Welle Türkçe'den Değer Akal'ın haberine göre Almanya'daki Yabancı Gazeteciler Cemiyeti’nin (VAP) zoom üzerinden düzenlediği sohbet toplantısında çarpıcı açıklamalarda bulunan Şahin, koronavirüs salgını ve aşılar hakkında son gelişmeleri değerlendirdi, Türkiye'ye aşı tedariki ve ortak üretim planları hakkındaki soruları yanıtladı.

Eşi Özlem Türeci ile birlikte, tıp alanında yıllardır yoğun çalışmalar yürüttüklerini anlatan Şahin, “Aslında kanser ilaçları için çıktığımız bu yolda, yürüttüğümüz bilimsel çalışmalarımızla geliştirdiğimiz bir aşı ile koronavirüs salgınında tüm insanlığa bu kadar büyük fayda sağlayabilmiş olmak gerçekten beni de şaşırttı” dedi.

Üçüncü doz gerekecek mi?

Şahin, üçüncü doz tartışmalarına açıklık getirdi. Aşının ilk dozdan ancak 12 gün sonra koronavirüse karşı koruma sağlamaya başladığını, maksimum koruma seviyesine ise ancak ikinci doz aşıdan 7 gün sonra ulaşıldığını anlatan Şahin, “Ancak koruma zaman içinde azalıyor. Altı ay sonra sağlanan korumanın yüzde 95'den yüzde 91'e gerilediğini görüyoruz. 8 ay sonra da antikorlar aşikar şekilde azalıyor” dedi.

Bu nedenle yüzde yüze yakın bir korumayı sağlayabilmek için üçüncü doz aşıya ihtiyaç olacağını kaydeden Şahin, “9 ay, en geç 12 ay sonra üçüncü doz aşı, korumanın gerçekten güçlendirilmesini sağlayacaktır. Kanımca daha sonra, büyük ihtimalle her yıl ya da 18 ayda bir aşı olunması gerekebilecek” dedi.

Kalp kası iltihabı endişesi

İsrail’de BioNTech aşısı olanlarda kalp kası iltihabı görüldüğü iddiaları hakkındaki soruları da yanıtlayan Şahin, basında gördükleri haberler hakkında detaylı bilgi talep ettiklerini söyledi.

Bununla birlikte Şahin ellerindeki veri bankalarına baktıklarını, “şimdiye kadar artan kalp kası iltihabı vakalarına ilişkin bir bulguya rastlamadıklarını, bu yöndeki iddiaları teyit edemeyeceklerini ancak incelemelerin sürdüğünü” açıkladı.

Genelde basında yer alan bu tür bilgilerin bir süre geçtikten sonra bilimsel olarak doğrulanmadığını aktaran Şahin, “Ancak gayet tabii ki duyduğumuz her şeyi çok ciddiye alıyoruz” dedi.

Aşı olanlara seyahat kolaylığı sağlanmalı mı?

Profesör Uğur Şahin, aşı olanlara seyahat kolaylığı gibi avantajlar sağlanması konusunda yürütülen tartışmaları da değerlendirdi.

Şahin, “Aşı olanlar için kolaylıklar sağlanması iyi olur ama bu ayrımcılık oluşturacak şekilde olmamalı” dedi. Bu yönde atılacak adımların, çok da hızlı bir şekilde atılmaması, aşıya henüz erişememiş olanların gözetilmesi gerektiğini söyleyen Uğur Şahin, “Zamanlama önemli” diye konuştu.

Şahin, Mayıs ya da Haziran sonunda Avrupa nüfusunun yüzde 50 ya da 70'inin aşı olmuş olabileceğini, bu sayede de önlemlerin yumuşatılmasına dönük açılımlardan halkın daha büyük bir kesiminin yararlanabileceğine işaret etti.

Çocuklar aşılardan muaf tutulabilecek mi?

Uğur Şahin’e göre çocuklara da aşı imkanı sunulması gerekecek. Daha az sayıda olmakla birlikte çocuklarda da ağır vakalara rastlanmakta olunduğunu anlatan Şahin, “Biz  çocuklara aşı imkanı sunulmasının mantıklı olacağı görüşündeyiz. Çünkü bu sürü bağışıklığını güçlendirecektir, ayrıca riskleri de azaltacaktır. Ancak çocuklara yönelik araştırma sonuçlarını henüz bilmiyoruz beklememiz gerekecek” dedi.

Eski günler yerine "Yeni normal”

Profesör Şahin’in, değerlendirmeleri sırasında “Yeni normale dönüşten” bahsetmesi üzerine, "Yeni normal ile ne kastediyorsunuz?” sorusu da yöneltildi.

"Yeni normalden söz ettim çünkü hepimizin bir gün yeniden eski yaşantımıza dönüp ‘olanları unutalım’ diyebileceğimiz izlenimini yaratmak istemedim” diyen Uğur Şahin, şu dikkat çekici değerlendirmeyi aktardı:

“Yeni normalde insanlar kendilerini koruyabilecek, özgürce hareket edebilecek, insanların büyük bir bölümü aşı ile iyi bir şekilde korunabilecek ama yeni normalde aşı olmamış olanlar, aşı olmak istemeyenler ya da zayıf bağışıklık sistemi olanlar da olacak. Ve bizlerin, bu insanlara, gerekleri ne olursa olsun, özen göstermeliyiz. Arada, iki haftada bir, gazetelerde, yeniden küçük çaplı da olsa salgınların patlak verdiğini, ama kontrol altına alındığını göreceğiz. Bir gün bu yeni normale o kadar alışacağız ki Covid’in bizi sürüklediği bu duygusallığı unutacağız ve artık yeni normal, bizler için normal olacak.”

Kanser araştırmaları sekteye uğradı mı?

Almanya’daki yabancı gazetecileri toplantıda Şahin’e “Salgın, kanser araştırmalarınızı sekteye uğrattı mı?” sorusunu da yöneltti.

Kanserle mücadele amaçlı çalışmalarına, daha ağır da olsa devam ettiklerini anlatan Şahin, “Araştırmalarımızı hızlandırmak istiyoruz. Aşı geliştirme çalışmalarımızla, teknolojimizin çok etkili olduğunu ispatlayabildik” dedi.

mRNA teknolojisine güven sağlayabilmiş olduklarına, hem tıp hem de teknolojide yeni bir çığır açtıklarına vurgu yapan Şahin, “önümüzdeki 15, 20 yılda mRNA temelli pek çok ürün görülecek” bilgisini aktardı.

<< Önceki Haber Prof. Dr. Şahin'den gerçekçi tablo: Üçüncü doz ve... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER