Prof. Dr. Steve Hanke: Eğer Türkiye'yi yönetseydim...

Dünyaca ünlü ekonomi profesörü Prof. Dr. Steve Hanke Türkiye'deki durumu yorumladı

SHABER3.COM

Prof. Dr. Steve Hanke, Dünya Gazetesi'nden Didem Eryar Ünlü “eğer Türkiye’yi ben yönetseydim, Singapur Stratejisi’ni uygulardım” dedi.

ABD merkezli John Hopkins Üniversitesi’nin Baltimore kampüsünde yer alan Uygulamalı İktisat ve Küresel Sağlık Enstitüsü'nün Kurucusu ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Steve Hanke'ye göre, bu krizden herkesin alması gereken ders “Ön Hazırlık Kötü Performansı Önler” anlamına gelen “5P: Prior Preparation Prevents Poor Performance” yaklaşımına dayanıyor.

Prof. Dr. Hanke, 5P uygulamasını en başarılı şekilde hayata geçiren ülkenin Singapur olduğunu söylüyor. “Singapur, dünyanın en temiz, yalın ve neredeyse yolsuzluktan tamamen arınmış hükümetine sahip” diyen Prof. Hanke, “Eğer Türkiye’yi ben yönetseydim, Singapur Stratejisi’ni uygulardım” diye ekliyor.

Singapur Stratejisi’nin 5 temel adımdan oluştuğunu söyleyen Prof. Hanke, bu adımların Türkiye için ne anlama geldiğini şöyle anlattı:

• Güven vermek ve yatırımcı çekmek için parasal istikrar şart

“Singapur 1965 yılında Malezya’dan ayrılarak bağımsızlığını elde ettiğinde, oldukça geri kalmış ve fakir bir ülkeydi. Dünya haritasının en riskli bölgelerinden birinde yer alıyordu. Fakat ülkenin değerli bir lideri vardı: Lee Kuan Yew. Ve bu liderin hayata geçirdiği politikalar, Singapur’u bugün dünyanın en zengin ülkelerinden birine dönüştürdü. Benim, “Singapur Stratejisi” adını verdiğim bu stratejinin temel unsurlarından biri, parasal istikrar. Singapur, işe bir para kurulu sistemi oluşturmakla başladı: Bu; basit, şeffaf, kural odaklı bir para rejimi anlamına geliyor. Türkiye için savunduğum bu sistemi, 2019'da Türkçe olarak da yayınlanan “Gelişmekte Olan Ülkeler İçin Para Kurulları El Kitabı” isimli kitabımda da anlattım. Para kurullarını, sistemi dengede tutan otomatik ayarlarla, otomatik pilot üzerinde çalışan bir sistem olarak tanımlayabiliriz. Bu sayede; para, bankacılık ve vergi politikalarında disiplin sağlanmış olur. Singapur, bu sistem sayesinde hem fiyat istikrarı, hem de Singapur dolarının serbest konvertibilitesini sağladı. Böylece güven ortamı oluşturdu ve yabancı yatırımcı çekti.”

• Yabancı yardıma gerek yok!

“Stratejinin ikinci adımı, Lee Kuan Yew’in bu değişimi sağlarken kimseden para istememiş olması. Singapur her türlü yabancı yardımı geri çevirdi. Oysa Türkiye dahil, gelişmekte olan ekonomilerin bir çoğunda siyasilerin ve bürokratların, gerek sivil toplum kuruluşlarından, gerek yabancı hükümetlerden, gerekse Dünya Bankası gibi uluslararası finans kurumlarından maddi destek almaya çalıştıklarını görüyoruz.”

• Özel sektörün rekabet gücü kazanması gerekiyor

“Üçüncü adım, Singapur’un dünyanın en güçlü ve rekabetçi özel sektörüne sahip olması. Özel sektörün küresel anlamda rekabet gücü kazanması için kurum vergilerde indirim, serbest ticaret, düzenlemelerde esneme gibi farklı teşvik uygulamaları hayata geçirildi. Özetle, Singapur’un “Asya Kaplanları”ndan biri olması için gerekli olan tüm politikalar uygulandı.”

• Hukuk ve kamusal düzen öncelikli

“Singapur Stratejisi’nin dördüncü adımı, kişisel güvenlik, kamu düzeni ve kişisel mülkiyet haklarının korunmasına büyük önem vermesi oldu. Bu hem yerli hem de yabancı yatırımcı için güvenli ortamın oluşmasını sağladı.”

• Birinci sınıf kamu personeli ile yolsuzluk ortadan kalkıyor

“Beşinci ve son adım ise, küçük, şeffaf ve yolsuzluğa yer vermeyen bir hükümet yapısının oluşturulması. Singapur, bu stratejinin en iyi şekilde hayata geçirilmesi için, birinci sınıf kamu personeli istihdam ediyor ve çok yüksek maaş ödüyor. Örneğin, bugün Singapur Maliye Bakanı’nın yıllık maaşı 1.3 milyon Euro. Bu maaşları alanlar da tabi ki ne yolsuzluk yapıyor ne de gereksiz masraf!”

<< Önceki Haber Prof. Dr. Steve Hanke: Eğer Türkiye'yi yönetseydim... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER