UysaL, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 20. yüzyılın çığır açan buluşlarından biri olan plastiklerin, kullanım kolaylıkları ve sağladıkları avantajlar nedeniyle, endüstride ve hayatımızın her alanında vazgeçilmez malzemeler hale geldiklerini söyledi.
Tarihte hiçbir malzemenin bu kadar kısa bir zaman diliminde bu kadar hızlı bir ilerleme kaydetmediğini ifade eden
Uysal, ''Şimdilerde, kimi çevrelerce '
naylon' denilerek değeri göz ardı edilmeye çalışılsa da özellikle
tüketim toplumunun gelişmesi ile birlikte artan ihtiyaçlara en uygun çözümleri sunan plastiklerin yerine yeni bir malzemeyi koyamıyoruz. Eski malzemelerse, iddia edilenin aksine ne plastiklerden avantajlılar, ne de onlardan daha fazla çevreciler'' dedi.
Uysal, dünyada üretilen petrolün sadece yüzde 4'ünün plastik
üretiminde kullanıldığını vurgulayarak, plastiğin üretim ve
geri dönüşüm sırasında en az suyu ve enerjiyi harcayan malzeme olduğunu anlattı.
Küresel ısınmanın en büyük sebebi olarak gösterilen uçakların ve otomobilleri plastikler sayesinde önemli oranda hafiflediklerine dikkati çeken Uysal, ''Artık, daha az
yakıt harcıyorlar, çevreyi daha az kirletiyorlar. Ambalajların plastik olması sayesinde artık
lojistik sırasında da daha az yakıt tüketiliyor. Yani, çevre daha çok korunuyor'' diye konuştu.
''
Plastikler en çevreci malzemedir diyoruz ama bu yargıyı yalnızca biz plastik üreticileri dile getirmiyoruz'' diyen Uysal, şöyle devam etti:
''Bilimsel veriler ve bağımsız araştırma kurumlarının raporları, plastiğin en çevreci malzeme olduğunu ortaya koyuyor. Tıpkı, bilinçsizce çevreye bıraktığımız, hafif olması sebebiyle etrafta en çok göze batan plastik poşetlerde olduğu gibi... Hep söylediğimiz gibi plastikleri kötülemek yerine bilinçli kullanımdan söz edelim, tüketiciyi bu konuda bilgilendirelim. Ne plastik ne de diğer atıklarımızı çevreye, denizlerimize gelişi güzel bırakalım. Bu konuda üreticiler kadar tüketicilere de büyük görevler düşüyor. Belediyelerimiz de geri dönüşüm konusunda görevlerini yapmalı, sorumluluklarını yerine getirmeliler.''
-''PLASTİK POŞETLER DOĞADA SADECE 2–10 YIL ARASINDA KALIR''-
Mehmet Uysal, bilimsel verilerin de plastiklerin alternatiflerine göre daha çevreci olduğunu ortaya koyduğunu kaydederek, şu bilgileri verdi.
''Plastik
torbaların üretiminde alternatiflerine göre 4,5 kat daha az enerji harcanır. Alternatif malzemelerin taşınmasında harcanan enerji plastik torbaların taşınmasında kullanılan enerjinin 5 katıdır. Alternatif malzemeyle yapılmış torbalar için 73 kWh enerji harcanırken, plastik torbalar için kullanılan enerji ise sadece 14 kWh'dir. 1000 adet plastik torba 4,7 kilogram katı atık oluşturur. Aynı adetteki alternatif malzemeler ise bu rakamın yaklaşık 7 katı yani 33,9 kilogram katı atığa neden olur. Plastik poşetleri üretmek için
ağaç kesilmediğinden ekosistem korunur. Alternatif malzemelerden üretilen bin adet torba için 3 bin 785 litre, aynı adetteki polietilen plastik torbalar içinse sadece 30 litre su harcanır. Günümüzün plastik poşetlerinde, ilk kullanılmaya başlandıkları 20 yıl önceye göre yüzde 70 daha az plastik kullanılıyor. Hafif olmalarından dolayı lojistikte daha az enerji kullanılmasını sağlıyorlar. Plastik poşetler, alternatif malzeme ile üretilen poşetlere kıyasla yüzde 60-79 daha az
sera gazı emisyonu üretirler.''
Plastiğin geri dönüşümde de en çevreci malzeme olduğunu savunan Uysal, alternatif malzemelere kıyasla plastiğin onlarca kez geri dönüştürebileceğini belirtti.
Uysal, geri dönüşüm sırasında plastik için 120 ile 200 derece, diğer alternatif malzemeler için 650 ile bin 1400 derece enerji harcandığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Plastik poşetler doğada sadece 2–10 yıl arasında kalır. Plastiklerin doğada yüzlerce yıl kaldığı iddiası, bilimsellikten uzaktır. Plastik maddesi doğada da bulunur. Plastikler petrolün damıtılması ve
doğalgaz gibi doğal kaynaklardan elde edilen hidrokarbonların polimerleştirilmesi ile elde edilen maddeler olup doğada da bulunurlar. Plastik poşetler doğada çözünürken çevreye ve insana zarar vermez.
Market poşetleri polietilenden üretilir. Polietilen, karbon ve
hidrojen atomlarından oluşan organik bir yapıdır. Polietilene doğada, doğal olarak bulunan bir mineral olan
kalsiyum karbonat katılır.
Organik olan plastik, doğada tüketildiğinde inorganik olan bu mineral geriye kalır.
Mikroorganizmalar, karbon bazlı maddeleri kendi hayatlarını devam ettirebilmek için enerji kaynağı olarak tüketir. Oksijen bulunan ortamlarda karbon hücre içinde biyolojik olarak okside edilerek karbondioksite dönüştürülür. Hidrojen ise suya dönüşür. Plastikler de bu şekilde mikroorganizmalar tarafından yavaş yavaş sindirilir. Gıda ile temas edecek plastiklerin üretiminde eser miktarda kullanılan katkılar ise zaten insan sağlığına zarar vermeyecek maddelerden seçilmektedir.''
-BİLİNÇLİ TÜKETİM VE GERİ DÖNÜŞÜM-
PAGEV olarak plastiklerin geri dönüşümü konusuna çok büyük önem verdiklerini vurgulayan Uysal, ''Olumsuz nitelemelerin, gerçeği yansıtmayan tartışmaların ötesine geçerek, plastikler de dahil olmak üzere diğer tüm ürünlerin bilinçli tüketimi ve geri dönüşümün yaygınlaştırılması konusu üzerinde düşünmeliyiz.
Çevreye karşı sorumluluk hisseden tüm bireylerin, tüketim alışkanlıklarını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Yasaklar yerine, 'sınırsız ve sorumsuz tüketimi, kullan at' kültürünü tartışmaya açabiliriz'' dedi.
Uysal,
alışveriş yaparken polietilen, biopolimer veya polipropilen gibi katkı maddelerine sahip değişik türdeki plastik poşetler ile kağıt torba ya da pamuklu torbalar kullanılmasını önererek, ''Türü ne olursa olsun çevreye olan etkilerini azaltmak için poşetler mümkün olduğunca tekrar kullanılmalı ya da çöp poşeti olarak değerlendirilmelidir. Kullanılmış poşetleri geri dönüştürmektense tekrar kullanmak ya da çöp poşeti yapmak çevre için daha yararlı. Biopolimer katkılı poşetler, klasik polimer poşetlere göre daha ağır ve üretimleri farklı. Bu yüzden küresel ısınma ve abiyotik deplesyon (biyolojik olmayan yok olma) potansiyeli de yüksek'' diye konuştu.
AA