Sağlık Bakanlığı'ndan devrim!

Sağlık Bakanlığı tarafından insan üzerinde yapılacak klinik araştırmalara uluslararası standartlar getiriliyor..

Sağlık Bakanlığı'ndan devrim!

Klinik araştırmaların üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezleri, üniversitelere bağlı onaylanmış araştırma-geliştirme merkezleri, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi ve Bakanlık eğitim ve araştırma hastanelerinde yapılabileceği belirlendi. Düzenleme ile insan üzerinde yapılacak ilaç klinik araştırmaları, kök hücre araştırmaları, gen tedavisi gibi birçok alanı kapsayan ve geçtiğimiz günlerde yürürlüğe giren Klinik Araştırmalar Hakkındaki Yönetmelik ile pek çok şeye standart getirildi. İnsanlar üzerinde yapılacak kök hücre ve ilaç klinik araştırmaları, biyoyararlanım ve biyoeşdeğerlik çalışmaları, organ ve doku nakli araştırmaları, gen tedavisi ve geleneksel bitkisel tıbbi ürünler, kozmetik hammadde veya ürünlerle yapılacak klinik araştırmalara uluslararası standartlarda yapılacak. Yönetmelik'te, taraf olunan uluslararası anlaşma ve sözleşmeler, Avrupa Birliği standartları ve iyi klinik uygulamaları çerçevesinde, gönüllü insanlar üzerinde gerçekleştirilecek klinik araştırmaların tasarımı, yürütülmesi, kayıtlarının tutulması, rapor edilmesi, geçerliliği ve diğer hususlarda bilimsel ve etik standartların sağlanması ve gönüllülerin haklarının korunmasına dair usul ve esaslar düzenlendi. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Hanefi Özbek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilacın sağlığını kaybetmiş insanların karşı karşıya kaldığı sorunları çözmede kullanılan, stratejik öneme sahip, çok değerli bir madde olduğunu söyledi. İlacın, insanın vazgeçilmez ihtiyaçları arasında yer almasına karşın bazı hastalıklara henüz yeterince çare olamadığını da belirten Özbek, ''Pek çok ilaç, istenmeyen etkilere de sahip olması sebebiyle daha sınırlı olarak kullanılmakta, yan etkiler yüzünden bazen hastaya ilaç vermek dahi mümkün olamamaktadır. Bu ve benzeri nedenlerle, istenmeyen tesirleri daha az olan ilaçlara olduğu kadar, henüz tedavisi bilinmeyen pek çok hastalık için de yeni ilaçlara gereksinim vardır'' dedi. Özbek, yeni ilaçların geliştirilmesi için öncelikle fare, sıçan, tavşan veya maymun gibi hayvanlar üzerinde yapılacak araştırmalara ihtiyaç duyulduğuna değinerek, hayvanlardan elde edilen sonuçların araştırmayı yapan bilim adamlarına önemli fikirler verdiğini dile getirdi. Ancak hayvan çalışmalarının bu ilaçların insanlar üzerinde nasıl bir etkiye veya yan etkiye neden olacağını kesin olarak gösteremediğini ifade eden Özbek, hatta hayvanlardan elde edilen bilgilerin insanlar için bazen yanıltıcı dahi olabileceğini dile getirdi. Bu nedenle ilaç araştırmalarının ve ilaç dışı araştırmaların insanlar üzerinde de denenmesinin zorunlu olduğunu ifade eden Özbek, Türkiye'de de klinik araştırmaların önünü açabilmek için ABD ve AB ülkelerinin standartlarına uygun olarak klinik araştırma mevzuatını yeniden düzenlediklerini söyledi. ''BAĞIMSIZ KLİNİK ARAŞTIRMA ETİK KURULLARI KURULACAK'' Özbek, bu kapsamda Resmi Gazete'nin 19 Ağustos 2011 tarihli sayısında yayımlanan ''Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik'' ile mevcut yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını anımsattı. Yeni yönetmeliğin yayımlanmasından sonra bağımsız klinik araştırma etik kurulları kurulacağını belirten Özbek, 2008 yılında Bakanlık tarafından başlatılan ve 2 bin 209 etik kurul adayının eğitilmiş olduğu ve dünyada sadece Türkiye'nin yaptığı etik kurul üyelerine ve etik kurul sekretaryasına yönelik eğitimlere tekrar başlanacağını ifade etti. Özbek, etik kurullarda üyelerden en az birinin sağlık meslek mensubu olmayan kişi ve birinin de hukukçu olması koşulu aranacağını belirterek, üyelerin çoğunluğunun doktora veya tıpta uzmanlık seviyesinde eğitim almış en az 7 ve en çok 15 üyeden oluşacağını söyledi. Hukukçu olan üyenin klinik araştırma başvurusunu hukuki yönden inceleyerek gönüllünün haklarına aykırı bir durum olup olmadığını değerlendireceğini ifade eden Özbek, ''gönüllünün sigortalanması gerekiyorsa sigorta poliçesi uygun mu gibi tamamen gönüllünün haklarını koruyucu bir fonksiyon görecek'' dedi. Özbek, ''Sağlık meslek mensubu olmayan üyenin görevi ise 'Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur Formu (BGOF)' adı verilen ve klinik araştırma esnasında gönüllüye ne yapılacağının açık ve anlaşılır bir şekilde yazıldığı formu incelemektir. Bu form, gönüllü tarafından okunup imzalanmadan klinik araştırma başlatılamaz. Bu formun sağlık meslek mensubu olmayan bir kişi tarafından incelenmesinin amacı, gönüllünün anlayamayacağı bir bilgilendirme formu yerine, eğitim seviyesi ne olursa olsun herkesin rahatça anlayabileceği bir bilgilendirme formunun hazırlanmasını sağlamaktır'' diye konuştu. Etik kurul üyelerinin, etik kurullardan yalnızca birinde görev alabileceğini vurgulayan Özbek, sadece tıp etiği alanında doktora, uzmanlık veya yüksek lisansını tamamlamış kişilerin bu kurulların birden fazlasında görev yapabileceğini açıkladı. Özbek, etik kurulların; üniversitelerde rektörün, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinde Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanının ve eğitim araştırma hastanelerinde başhekimin teklifi ve bakanlığın onayıyla kurulacağını ve bakanlık onayı tarihi itibariyle faaliyetlerine başlayacağını belirtti. Etik kurul üyelerinin görev süresinin 2 yıl olacağını ve görev süresi dolan üyelerin tekrar seçilebileceğini dile getiren Özbek, Klinik Araştırmalar Danışma Kurulunun da Bakanlık İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü nezdinde, bakan onayı ile oluşacağını söyledi. Özbek, ''Bu kurul, etik kurul kararlarına yapılacak itirazları ve etik kurullarla ilgili şikayetleri değerlendirecek ve bakanlığa görüş bildirecek'' dedi. Klinik araştırmaların, GATA dahil üniversite sağlık uygulama ve araştırma merkezleri, üniversitelere bağlı onaylanmış araştırma-geliştirme merkezleri, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi ve Bakanlık eğitim ve araştırma hastanelerinde yapılabileceğini kaydeden Özbek, ''Gerektiğinde, yukarıda sayılan merkezlerin koordinatörlüğünde olması kaydıyla, istenen şartlara sahip diğer sağlık kurum ve kuruluşlarında da araştırma yapılabilecek'' diye konuştu. ''KLİNİK ARAŞTIRMA SONUÇLARININ ULUSLARARASI DÜZEYDE GEÇERLİLİĞİ SAĞLANACAK'' ''Yönetmelikle, Türkiye'de klinik araştırmaların uluslararası standartlarda yapılması ve denetlenmesi koşulu getirilmiştir'' diyen Özbek, şöyle devam etti: ''Böylece araştırmalara katılacak gönüllülerin güvenliği ve hakları korunacak, klinik araştırma sonuçlarının uluslararası düzeyde geçerliliği sağlanacak. Bir çalışmanın uluslararası platformlarda kabul görmesi için, yeterli ve güncel bir mevzuat, bağımsız klinik araştırma etik kurulları, klinik araştırmaları uluslararası standartlarda yürütebilecek donanım ve tecrübeye sahip bilim insanları, yeterli ekipmanla donatılmış araştırma ortamları ve tüm bu sayılanların ehil bir denetleme ekibi tarafından uluslararası standartlarda denetlenmesi hususlarına harfiyen riayet edilmesi gerekmektedir. Yönetmeliğin yayımı ile birlikte ülkemizde bu şartlar yönünden herhangi bir eksiğimiz kalmamıştır. Yönetmeliğin uygulanmasını kolaylaştırmak için 21 adet kılavuz ile araştırma başvuruları için gerekli form örnekleri hazırlanmış olup, bunlar bakanlığın 'www.iegm.gov.tr' sayfasında yayımlanmıştır. Yönetmelik ve kılavuzlar, klinik araştırma konusunda ve özellikle gönüllü güvenliği, onuru ve haklarının korunması hususlarında dünya standardı olarak kabul edilen AB ve ABD mevzuatı dikkate alınarak hazırlanmıştır. Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmeliğin hazırlanması aşamasında çeşitli meslek örgütleri ve bilim dernekleri gibi klinik araştırmalarla ilgili tüm tarafların görüşü alınmıştır. Klinik araştırmaların yapılacağı yerler olan üniversitelerimizin ve Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastanelerimizin çoğu, bilim insanları, laboratuvar ve ekipman imkanları yönünden dünya standartlarında klinik araştırma yapılabilecek imkanlara sahiptir. Asgari şartları yerine getirmeyen yerlerde klinik araştırma yapılmasına izin verilmeyecek.'' Özbek, bağımsız etik kurulların çeşitli uzmanlık alanlarına ayrıldığını da anlatarak, ''Buna göre 'ilaç klinik araştırmaları', 'ilaç dışı klinik araştırmalar' ve 'biyoyararlanım / biyoeşdeğerlik / kıyaslanabilirlik çalışmaları' için ayrı etik kurulların kurulabilmesine imkan tanındığını söyledi. İnsana doğrudan müdahalenin yapılmadığı girişimsel olmayan çalışmaların, yönetmelik kapsamı dışına alındığını, bu tür çalışmalar için ilgili kurumların ''Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu'' adı altında ayrı bir etik kurul kurabilmesinin sağlandığını da belirten Özbek, bu sayede klinik araştırma etik kurullarının yükü ve ilgilenecekleri konuların çeşitliliğinin azaltıldığını dile getirdi. Etik kurullarla ilgili şikayetler için Klinik Araştırmalar Danışma Kurulunun da kanunla belirlendiğini ifade eden Özbek, klinik araştırmaların ve etik kurulların da bakanlık denetim elemanları tarafından denetleneceğini sözlerine ekledi. SORUMLULARA CEZALAR Düzenleme ile araştırmanın insan sağlığı üzerinde öngörülebilir zararlı ve kalıcı bir etki bırakmaması zorunlu tutuldu ve kanun ve yönetmeliğe aykırı yapılacak bir klinik araştırmada, sorumlulara 1-3 yıl arası hapis cezası verilmesi yanında, kişilere verilecek zararın derecesine göre kasten yaralama veya öldürmeye ilişkin hükümlerin uygulanabileceği belirtildi. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Hanefi Özbek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bir ilacın kullanılabilir hale gelebilmesi için ilk olarak umut vaat eden moleküllerin tespit edilmesi ve akabinde çeşitli çalışmaların yapılması gerektiğini belirterek, insanlar üzerinde yapılan ve klinik araştırma olarak isimlendirilen ilaç araştırmalarının Faz I, Faz II ve Faz III şeklinde safhalardan oluştuğunu, bu aşamaların tamamlanmasının ardından ilaç ya da ürünün kullanılabilir hale geldiğini bildirdi. Bu aşamadan sonra Faz IV olarak adlandırılan ve piyasada bulunan ilaç ya da ürünün denetim ve kontrollerinin yapıldığını, herhangi bir terslik halinde ilacın geri çekilebildiğini, ruhsatının iptal edilebildiğini ya da farklı alanlarda da fayda sağladığının tespit edilmesi halinde ilacın kullanım alanının genişletilebildiğini ifade eden Özbek, bahsedilen tüm araştırma aşamalarında bakanlığın kontrol ve denetim mekanizmalarının devrede olduğunu belirtti. Özbek, etik kurulun, klinik araştırmadan elde edilecek faydaların araştırmadan doğacak olası risklerden daha fazla olduğuna kanaat getirmesi halinde, kişilik hakları gözetilerek, usulüne uygun bir şekilde bilgilendirilmiş gönüllü olur formu alınması gerektiğini söyledi. Sigortanın gerekli olduğu durumlarda gönüllülerin mutlaka sigortalanması şartı getirildiğini kaydeden Özbek, bakanlık izni alındıktan sonra araştırma başlatılabileceğini söyledi. ''KANUNA AYKIRILIK HALİNDE SORUMLULARA HAPİS CEZASI'' Özbek, klinik araştırmalara ilişkin yeni düzenlemenin ardından ''İnsanımız kobay mı yapılıyor?'' şeklindeki ifadeleri de değerlendirdi. Hazırlanan mevzuatla gönüllülere kobay muamelesi yapılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Özbek, ''Kanun ve yönetmeliğe aykırı yapılacak bir klinik araştırmada, sorumlular hakkında Türk Ceza Kanununun 90. maddesi gereğince 1-3 yıl arası hapis cezası verilmesi yanında, kişilere verilecek zararın derecesine göre kasten yaralama veya öldürmeye ilişkin hükümlerin uygulanması söz konusudur. Ayrıca araştırmacılar, bağlı oldukları kurumlar nezdinde işlem görürken, ilgili meslek örgütlerinin disiplin kurullarına da sevk edilecektir'' diye konuştu. ''GÖNÜLLÜ AYNI ANDA BİRDEN FAZLA KLİNİK ARAŞTIRMAYA İŞTİRAK EDEMİYOR'' Özbek'in verdiği bilgiye göre bir klinik araştırmanın gerçekleştirilebilmesi için ''araştırmanın konusuyla ilgili ve Bakanlığın onaylamış olduğu bir etik kurulun'' araştırma başvurusunu 'bilimsel ve etik yönden' incelemesinin ardından bu araştırmaya ''etik kurul onayı'' vermiş olması gerekiyor. Etik kurul onayı olmayan hiçbir klinik araştırma insanlar üzerinde yapılamıyor. Bazı klinik araştırmalar ise Etik Kurul onayı alsa bile bakanlık izni olmadan yapılamıyor. Örneğin, ilaç araştırmalarının tümü, yeni bir ameliyat yöntemi ve genetik tedavi yöntemleri gibi araştırmalar için Etik Kurul onayı ile birlikte Sağlık Bakanlığının izni de şart koşuluyor. Her iki unsurun da yerine getirilmesi gerekiyor. Gönüllünün, kendi sağlığı ve araştırmanın gidişatı hakkında istediği zaman bilgi alabilmesi ve bu amaçla irtibat kurabilmesi için araştırma ekibinden en az bir kişinin görevlendirilmesi gerekiyor. Bunun için araştırma ekibinden bir kişinin 24 saat ulaşılabilecek telefonunun, gönüllüye verilmesi ve gönüllünün istediği zaman bu kişiyi arayarak araştırmayla ilgili merak ettiği her şeyi sorabilmesine imkan tanınıyor. Gönüllü, gerekçeli veya gerekçesiz olarak istediği zaman araştırmadan ayrılabiliyor ve bundan dolayı sonraki tıbbi takibi ve tedavisi esnasında mevcut haklarından herhangi bir kayba uğratılamıyor. Sigorta teminatı dışında, gönüllülerin araştırmaya iştiraki veya devamının sağlanması için destekleyici tarafından herhangi bir ikna edici teşvikte ve/veya mali teklifte bulunulamıyor. Ancak gönüllülerin araştırmaya iştiraki ile ortaya çıkacak masraflar ile sağlıklı gönüllülerin çalışma günü kaybından doğan gelir azalması araştırma bütçesinde belirtiliyor ve bu bütçeden karşılanıyor. Bir gönüllü aynı anda birden fazla klinik araştırmaya iştirak edemiyor; ancak gönüllünün hastalığının gerektirdiği durumlarda, bakanlık gönüllüye birden fazla klinik araştırmaya katılması hususunda izin verebiliyor. GÖNÜLLÜNÜN KİMLİĞİNİN YAYIMLANMASI YASAK Araştırmaya katılmak isteyen gönüllüye veya yasal temsilcisine, araştırmaya başlanılmadan önce; araştırmanın amacı, metodolojisi, beklenen yararları, öngörülebilir riskleri, zorlukları, kişinin sağlığı ve şahsi özellikleri bakımından uygun olmayan yönleri ve araştırmanın yapılacağı, devam ettirileceği şartlar hakkında ve araştırmadan istediği anda çekilme hakkına sahip olduğu hususunda bilgilendirme yapılması gerekiyor. Klinik araştırmanın her aşamasında ve hatta araştırma bittiğinde, gönüllünün kimliğini belirtecek en küçük bir bilginin bile yayımlanması yasaklanıyor. Sadece bilimsel verilerin sonuçlarının yayımlanmasına izin veriliyor. GÖNÜLLÜYE SİGORTA ZORUNLU Gönüllülerin klinik araştırmadan doğabilecek olası bir zarara karşı güvence altına alınması amacıyla, bu Yönetmelik kapsamındaki klinik araştırmalara katılacak gönüllüler için sigorta yaptırılması zorunlu tutuluyor. Tüm gözlemsel çalışmalar ve girişimsel olmayan tüm klinik araştırmalar sigorta kapsamı dışında sayılıyor. Faz I, Faz II, Faz III ilaç klinik araştırmalarında, biyoyararlanım/biyoeşdeğerlik çalışmalarında ve biyobenzer ürünler için kıyaslanabilirlik çalışmalarında gönüllülerin sigortalanması şart tutuluyor. Ancak Faz IV ilaç klinik araştırmaları sigorta kapsamı dışında oluyor. ÇOCUKLAR ÜZERİNDE ARAŞTIRMA ÖZEL ŞARTLARA BAĞLI Yine düzenlemeye göre, çocuklar, gebeler, loğusa ve emziren kadınlar ile kısıtlılar üzerinde klinik araştırma yapılamıyor. Ancak çocuklarda, hamilelik, loğusalık ve emzirme dönemlerinde ve kısıtlılık durumunda; gönüllüler yönünden araştırmadan doğrudan fayda sağlanacağı umuluyor ve araştırma gönüllü sağlığı açısından öngörülebilir ciddi bir risk taşımıyor ise, usulüne uygun bir şekilde alınmış bilgilendirilmiş gönüllü olur formu ile birlikte ilgili etik kurulun onayı ve bakanlık izni alınmak suretiyle araştırmaya izin verilebiliyor. Öte yandan, klinik araştırmalarda kullanılacak her türlü araştırma ürününün taşıması gereken standartlar, ürünlerin imali, ithali, etiketlenmesi ve geri çekilmesi gibi hususlar da yönetmelikte detaylı olarak belirtiliyor. Böyle bir araştırma ürününün, insanda kullanılabilmesi için öncelikle iyi üretim uygulamaları denilen ve uluslararası ortamda GMP olarak belirtilen üretim süreçlerine göre üretilmiş olması gerekiyor.
<< Önceki Haber Sağlık Bakanlığı'ndan devrim! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER