Bir kere düşmeye gör , unutulursun

Geçtiğimiz günlerde bir yıldız daha sessiz sedasız ABD Ligi'nin yolunu tuttu. Thierry Henry, efsaneleştiği takımından (Arsenal) ayrıldıktan sonra sıradanlaşan isimlere tek örnek değil.

Bir kere düşmeye gör , unutulursun

Futbolda yıldız olmak kadar zirveye çıktıktan sonra orada tutunmak da büyük önem taşıyor. Yıldızını parlatıp zirveye çıktıktan sonra takım değiştiren bazı oyuncular, hızla sıradanlaşıyor. Thierry Henry, Andriy Shevchenko, Gaizka Mendieta, David Beckham, Sebastian Veron, Michael Owen, Ronaldinho, Michael Ballack ve Patrick Vieira zirveye çıktıktan sonra takım değiştirip sıradanlaşan isimler arasında yer alıyor. THİERRY HENRY Arsenal Menajeri Arsene Wenger'in yeşil sahalara kazandırdığı yıldızlardan biriydi. Juventus'ta yedek kulübesine mahkûm olduğu bir sırada 15 milyon avro karşılığında Henry'yi Arsenal'e kazandıran Wenger, yanlış mevkide oynatılan vatandaşını forvet hattına çekerek Premier Lig'e damga vuran bir golcü yetiştirdi. Arsenal'de 8 yıl top koşturan Henry, âdeta kalecilerin korkulu rüyası oldu. Dünyanın en önemli forvetlerinin boy gösterdiği Premier Lig'de 4 kez gol krallığı sevinci yaşayan Henry, 2007'de 24 milyon avro karşılığında Barcelona'ya transfer oldu. Barça formaaltında sıradan bir oyuncu kimliğine bürünen Henry, ilk yılında 12, ikinci yılında 19 gol attı. Barça'daki son sezonunda ise yedek kulübesinin müdavimi oldu. “Gerçekçi olmak gerekirse ilk 11'de oynamayı hak etmiyorum.” diyen Henry, yıldız olarak geldiği Barça'dan sıradan bir oyuncu olarak geçtiğimiz günlerde sessiz sedasız ABD'nin New York Red Bulls takımına transfer oldu. 32 yaşındaki Henry, New York'taki ilk günlerinde, bir gün malzemeci olarak da olsa eski takımı Arsenal'e dönmeyi istediğini söyledi. Anlaşılan, Arsenal'den ayrıldıktan sonra sıradan bir futbolcu hâline gelmek, Henry'yi fena etkilemiş. ANDRİY SHEVCHENKO Milan patronu Berlusconi'nin ‘Takım çift forvet oynayacak, biri Shevchenko olacak' dediği Ukraynalı yıldız, Serie A'da fırtına gibi esti yıllarca. Gol yollarında zehirli bir yılan gibiydi. Sadece gol atmıyordu. Tekniği golcülüğünden geri değildi. San Siro'yu attığı gollerle ayağa kaldıran isimdi. 1999-2006 yılları arasında formasını giydiği Milan'da tatmadığı başarı kalmadı. Lig, kupa ve Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, Avrupa'da yılın futbolcusu, gol krallıkları… 2006'da efsane olduğu Milan'ı bırakıp 46 milyon avro karşılığında Chelsea'ye giden Şeva, İngiliz ekibinde âdeta eridi. Nadir bulduğu ilk 11 şansını iyi değerlendiremedi. Sahaya çıktığında acemi bir oyuncu portresi çizen Şeva, 2008'de kiralık geldiği eski takımı Milan'da da kadroya girmekte zorlandı. Milan'da oynarken yıldızlaşan Şeva, 2009'da sıradan biri olarak futbola başladığı Dinamo Kiev takımına döndü. DAVİD BECKHAM Alex Ferguson'un Scholes, Neville kardeşler, Giggs ve Butt ile birlikte Manchester United'e altyapıdan yetiştirdiği isimlerden biriydi David Beckham. Giydiği 7 numaralı formayla Best ve Cantona gibi yıldızları aratmayan Beckham, saha dışı yaşantısıyla hep gündemde oldu. “Hayatımda sadece Manchester United ve İngiltere Millî Takımı formasını giyerim.” diyen Beckham, 2003'te, 10 yıl formasını giydiği Manchester United'den Ferguson'la yaşadığı sorunlardan dolayı ayrılıp Real Madrid'e transfer oldu. Real Madrid, Beckham'ı sadece futbolundan dolayı değil, marka değerinden dolayı transfer etti. 4 yılın sonunda Real Madrid, Beckham'a 44 milyon avro öderken, marka değeri olarak tam 440 milyon avro kazanmıştı İngiliz oyuncudan. İspanya'da sıradanlaşan Beckham, 2007'de Los Angeles Galaxy takımına transfer olarak Avrupa'ya veda etti. ABD futbolundan kısa sürede sıkılan Beckham, 2008 ve 2009'da Milan'da kiralık olarak top koşturdu. Mart ayında yaşadığı sakatlıktan sonra 2010 Dünya Kupası'nda oynama hayali de suya düşen Beckham, eski günlerini mumla arıyor. PATRİCK VİEİRA Vieira, 9 yıl formasını giyip kaptanlığa kadar yükseldiği Arsenal'i terk edip Juventus'a giderken tek gerekçesini, kazanmadığı tek kupa olan Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak olarak açıklıyordu. Fizik gücü ve top tekniğiyle dünyanın en iyi orta saha oyuncularından biri olarak yeşil sahalarda resital sunan Vieira'nın uzmanlık alanı kısa paslardı. 2005'te Juventus'a transfer olan Vieira, ilk yılında şampiyonluk sevinci yaşadı. Ancak Juve'nin şike yaptığının tespit edilip ligden düşürülmesiyle gemiyi ilk terk edenlerden olup İnter'in yolunu tuttu. İnter'de 4 yıl boyunca sadece 67 maçta forma giydi. Bu maçların çoğunda oyuna sonradan girdi. Yıllarca hayalini kurduğu Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna Mourinho izin vermedi. 2010 başında ara transferde Manchester City'ye giden Vieira, İnter'in Devler Ligi şampiyonluğunu televizyondan seyretti. MİCHAEL OWEN Kısa boyuna rağmen müthiş bir tekniği vardı Michael Owen'in. Topla hızlıydı, gol yollarında ustaydı. 1996-2004 yılları arasında Liverpool formasıyla efsaneleşen Owen için ‘İngilizlerin altın çocuğu' deniliyordu. Futbola başlayıp yıldızlaştığı takımını terk edip 2004'te Real Madrid'e gelen Owen, yaşadığı sakatlıklardan dolayı fazla forma şansı bulamadı. İspanya macerası sadece 1 yıl sürdükten sonra tekrar Ada'ya dönüp Newcastle formasını giymeye başladı. Liverpool günlerini mumla aratan Owen, şu an Manchester United formasını giyiyor. Eski korkulan Owen'den eser kalmazken, o şimdi yedek kulübesinde hocasının kendisine şans vermesini bekleyen bir isim. SEBASTİAN VERON Veron, 2001'de 42 milyon avro karşılığında Manchester United'a transfer olduğunda, Ferguson orta sahayı uzun süre ayakta tutacak bir yıldıza kavuşmanın sevincini yaşıyordu. Parma ve Lazio formalarıyla destansı bir oyun ortaya koyan Veron'un M. United yılları hayal kırıklığı oldu. Ferguson, beklentisini karşılamayan oyuncusunu ödediği yüksek ücrete rağmen yedek kulübesine mahkûm etti. Serie A'da uzaktan attığı sert şutlar ve uzun paslarıyla ünlenen Veron, Premier Lig'de sıradan bir isim oldu. 2003'te Chelsea'ye giden Veron, burada da kadroda yer bulmakta zorlandı. İki yıl İnter'de kiralık oynadıktan sonra 2007'de ülkesine dönerek Estudiantes'te top koşturmaya başladı. Kalite olarak Serie A ve Premier Lig'in çok gerisinde olan Arjantin Ligi'nde tutunmayı başardı. GAİZKA MENDİETA Valencia, 2000 ve 2001'de Şampiyonlar Ligi'nde üst üste final oynarken başroldeki isim Mendieta'ydı. Takımını maestro gibi yöneten Mendieta, Avrupa'nın en başarılı orta sahalarından biri olarak gösteriliyordu. 9 yıl formasını giyip kaptanlığını yaptığı Valencia'yı terk ederek 48 milyon avro karşılığında 2001'de Lazio'ya transfer oldu. 3 sezonda sadece 20 maçta forma giydi, hiç gol atamadı. Kiralık olarak gittiği Barcelona ve Middlesbrough maceralarından sonra da futbolu bıraktı. RONALDİNHO, KAKA, BALLACK, İBRAHİMOVİÇ Yıldızlaştıkları takımı terk ederek hızla zirveden inenler listesine Ronaldinho, Kaka, Michael Ballack ve Zlatan İbrahimoviç de eklenecek gözüküyor. Milan formasıyla yıldızlaşan Kaka, geçen yıl geldiği Real Madrid'de eski günlerini oldukça aratan bir performans ortaya koydu. İspanyol kulübü ödediği 65 milyon avronun karşılığını ilk sezonda Kaka'dan alamadığı gibi gelecek adına da ümitli değil. Keza İnter'de yıldızlaşan İbrahimoviç geçen yıl geldiği Barcelona'da Messi'nin gölgesinde kaldı. İbrahimoviç'in Barcelona'ya maliyeti 70 milyon avro olurken, Valencia'dan David Villa'nın transfer edilmesiyle Boşnak asıllı İsveçli yıldızın Katalan kulübünde günlerinin sayılı olduğu yorumu yapılmaya başladı. Bayern Münih'te efsaneleştikten sonra Chelsea'ye giden ve eski havası kalmayan Ballack ile Barcelona'dan sonra gittiği Milan'da adından söz ettiremeyen Ronaldinho da aynı kapsamda değerlendirilebilir. Bir de ‘taş yerinde ağırdır' atasözümüze rağbet ederek takım değiştirmeyip efsaneleşen yıldızlar var. Alex Ferguson teknik patron olarak Manchester United'da 24 yılı geride bırakırken, Ryan Giggs 20, Paul Scholes ve Gary Neville 18 yıldır Manchester United formasını giyerek efsaneleştiler. Milan formasını 1985 yılında giymeye başlayan Paola Maldini, aralıksız 25 yıl aynı renkler için ter döktü. Maldini, Marco Baressi ve Alessandro Costacurta'nın izinden giderek kariyerini başladığı kulüpte sona erdirdi. Roma kaptanı Totti ve Juve kaptanı Del Piero da futbola başladıkları takımlarda devam eden yıldızlar arasında yer alıyor. Gelen transfer tekliflerine rağmen Totti ve Del Piero parayı değil, formayı tercih ederek efsaneler arasına adını yazdırdı. Totti, Roma formasını 18, Del Piero ise Juve formasını 17 yıldır giyiyor. Liverpool'un kaptanı Gerard, Chelsea'nin kaptanı John Terry, Real Madrid'in kaptanı Casillas ve Barcelona'nın kaptanı Puyol, futbola başladığı takımda devam eden yıldızlar arasında bulunuyor. HASAN CÜCÜK
<< Önceki Haber Bir kere düşmeye gör , unutulursun Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER