En iyisi Alex

Gaziantepspor'un başarılı forvet oyuncusu Cenk Tosun, Spor Toto Süper Lig'de en beğendiği oyuncunun Fenerbahçe'nin Brezilyalı futbolcusu Alex de Souza olduğunu belirtirken, İngiltere ve İspanya'da oynamak istediğini söyledi.

En iyisi Alex

Futbol Federasyonu'nun resmi yayın organı TamSaha Dergisi'ne açıklamalarda bulunan Cenk Tosun, öncelikli hedefinin Gaziantepspor'a faydalı olmak olduğunu dile getirdi. ''Attığım gollerle takımımın başarısına katkı sağlamak istiyorum. Önümüzdeki sezon Gaziantepspor'la Avrupa kupalarında mücadele etmeyi çok arzu ediyorum'' diyen Tosun, ''Kulübümle 3.5 yıllık sözleşmem var. Sözleşmemin bitiminde de Türkiye'de veya Avrupa'da daha büyük takımlarda yoluma devam etmek amacındayım. Yurt dışında mutlaka Almanya'da oynamak gibi bir düşüncem yok, İngiltere veya İspanya'da da oynamak isterim. Daha yaşım çok genç, öğrenecek çok şey de var önümde, uzun bir yol da var'' dedi. EN İYİ OYUNCU ALEX Türkiye'de en beğendiği oyuncunun Fenerbahçeli futbolcu Alex de Souza olduğunu kaydeden Cenk Tosun, şunları söyledi:''Türkiye'deki en iyi oyuncu Alex. Çok zeki bir oyuncu, takımını çok iyi yönetiyor ve tek başına bir maçı çevirebilecek kaliteye sahip. İşte son Galatasaray maçında yaptıkları ortada. Önce frikikten asist yaptı, sonra da kısa boyuyla Gökhan Zan ve Servet Çetin gibi iki uzun boylu stoperin arasında kafa golü attı. O golde havada asılı kalması ve topu istediği yere bırakması müthişti. Kendisine hayranım. Bir de Arda ağabeyi çok beğeniyorum. Gaziantepspor'da da çok iyi oyuncular var. Tek tek bütün takımın ismini saysam yeridir. Düşünün, Olcan gibi bir oyuncu yedek kalabiliyor, sonra da oynadığı ilk maçta 3 gol atabiliyor.'' ''Süper Lig'de oynanan futbolun kalitesi hakkında neler söyleyebilirsin'' şeklindeki bir soruyu da yanıtlayan genç futbolcu, ''Ben herhangi bir fark görmüyorum. 10-15 yıl önce Süper Lig, Bundesliga'nın gerisindeydi ama bugün için oynanan futbolun kalitesi açısından bence böyle bir farktan söz edemeyiz'' ifadelerini kullandı. Başarılı futbolcu, yabancı oyuncuların Türkiye'de futbolun çok sert oynandığı yönündeki yakınmalarıyla ilgili olarak da ''Bence aynı sertlik Almanya'da da var. Defans oyuncularının böyle oynaması da normal. Bence böyle sert ve mücadeleci bir oyunda attığın golün değeri de yükseliyor'' dedi. Gaziantepspor'un ilk yarıda yaşadığı gol sıkıntısı ve kendisinin gelmesiyle takımda gol sayısının artmasıyla ilgili olarak da ''Gaziantepspor gerçekten çok iyi bir takım ama bir santrforu yoktu. O bölgede zaman zaman Sosa ve Popov oynuyordu ama gerçek yerleri santrfor değildi. İkisi de çok teknik ve çok hızlı oyuncular ama o bölgede oynayan adamın biraz daha fizikli ve top tutabilen birisi olması gerekiyor. Dolayısıyla benim gibi bir santrforun gelmesi takıma çok yararlı oldu. Arkadaşlarımdan tabii ki övgüler alıyorum. Mesela Yalçın ağabey, ''Sen ilk yarıda takımda olsaydın kesinlikle ilk üçün içinde olurduk'' diyor. Kendimi övmüş gibi olmayayım ama gerçekten de ilk yarıda takımda olsaydım, fazladan bir kaç maç daha kazanabilirdik. Çünkü Gaziantepspor'un ilk yarıda kıl payı puan kaybettiği çok fazla maç var'' değerlendirmesinde bulundu. ''BU KADAR ÇABUK BİR DAVET BEKLEMİYORDUM" Avusturya ile oynanan 2012 Avrupa Şampiyonası grup elemeleri maçı öncesinde milli takıma çağrılan Cenk Tosun, bu kadar çabuk bir davet beklemediğini söyledi. Tosun, şunları kaydetti:''Açıkçası bu kadar çabuk bir davet beklemiyordum. Sonuçta A Milli Takım'ın o kadar kolay girilebilecek bir yer olmadığını da biliyordum. Buralara bu kadar çabuk geleceğimi hayal etmiyordum. Ama Gaziantepspor'da bulduğum şans ve attığım goller, süreci çabuklaştırdı. Milli Takım'la erken buluşmamın da kariyerim açısından çok daha faydalı olacağına inanıyorum'' ''BENCE FUTBOL BİR AŞKTIR'' ''Seni futbola yönelten, başka bir şey düşünmeni engelleyen motivasyon neydi'' sorusunu yanıtlayan Tosun, şöyle konuştu:''Bence futbol bir aşktır. Bunun para veya şöhret sahibi birisi olmak istemekle ilgisi yok. En azından benim açımdan böyle. Akşam yatağa futbol ayakkabılarımla girerdim. Sabah yataktan kalkar kalkmaz topla oynamaya başlar, evde bir şeyleri kırar dökerdim. Annem bu yüzden bana çok kızar, topumu alıp saklardı. Ben de o zaman ya çoraplarımdan ya da kağıttan toplar yapar, onlarla oynamaya devam ederdim. Bugün de içimdeki futbol aşkı aynı heyecan ve şevkle devam ediyor. Sabahtan akşama kadar hiç sıkılmadan futbol oynayabilirim.'' Cenk Tosun, eğitimiyle ilgili bir soruya da ''Almanya'da 12 sene eğitim zorunlu. Ben de futbol oynarken bu eğitimimi tamamladım. Eintracht Frankfurt'la profesyonel sözleşme imzaladığımda üniversite çağına gelmiştim ama futbolu tercih ettim ve eğitimimi dondurdum. Zaten hemen ardından da Gaziantepspor'a geldim. Bu arada Almanya'daki eğitim sisteminden söz edecek olursam, sezon sonunda karnelerimizi alıp kulübe götürürdük. Dersleri zayıf olan öğrencilere 1-2 ay izin verilir ve bu derslerini düzeltmeleri istenirdi. Ama benim başıma hiç böyle bir şey gelmedi. Evde ders çalışan bir öğrenci olmasam da okulda öğrendiklerimle iyi notlar alırdım'' ifadesinde bulundu. Tosun, ''Almanya'da bir Türk oyuncunun ilerlemesinin önünde zorluklar var mı? Sen bu tip zorluklarla hiç karşılaştın mı'' sorusuna da ''Eğer yetenekli bir oyuncuysanız, nerede olursanız olun mutlaka hak ettiğiniz yere gelirsiniz. Ama şöyle bir gerçek de var; eğer Almanya'da oynuyorsanız, sizinle aynı bölgede görev yapan Alman oyuncudan yüzde 10-20 daha iyi olmak zorundasınız. Yoksa tercih edilen o olur'' diye yanıtladı. Futbola başladığı dönemde beğendiği futbolcular olduğunu anlatan Tosun, ''Onun gibi olayım dediğim bir oyuncu yoktu ama çok beğendiğim futbolcular elbette vardı. Özellikle Brezilyalı Ronaldo ve Arjantinli Gabriel Batistuta hayranlık duyduğum golcülerdi. Babamla birlikte oturup onları alıcı gözüyle izlerdim. Ronaldo'nun sürati ve son vuruşları, Batistuta'nın ise müthiş şutları en beğendiğim yönleriydi'' dedi. ''TEK ÖNEMLİ EKSİĞİM SÜRAT'' Tek önemli eksiğinin sürat olduğunu ifade eden Cenk Tosun, şunları söyledi: ''Futbol zekası ve oyun görüşü olarak 1991'li oyunculardan biraz daha ileride olduğum düşünülüyordu. Fiziksel olarak da yine yaşıtlarımın önündeydim. Kendimden büyüklerle oynadığım maçlarda yaşımın küçüklüğünden kaynaklanan bir dezavantajı hiç yaşamadım. Hatta onların arasında oynarken bile sivrilen bir oyuncuydum. Sürat dışında çok büyük bir eksikliğim yok. Onun dışındaki tüm özelliklerim idare eder diyebilirim. İki ayağımı da kullanabiliyorum, kafa toplarına iyi çıkıyorum, tekniğim ve son vuruşlarım iyi. Sürat üzerine de çalışıyorum ama bu yaştan sonra çok fazla geliştirilebilecek bir özellik de değil. Ama elimden geleni yapıyorum. Frikik veya penaltı atışlarını sağ ayağımla kullanıyorum. Çocukken sağ ayağımı kullandığımı gören babam, sol ayağımı çalıştırmam üzerinde çok durdu. Öyle ki, sağ ayağımı kullandığımda bana küçük cezalar verirdi. İyi ki de öyle yapmış. Bugün futbol çok çabuk oynanan bir oyun ve ben iki ayağını da kullanabilen bir oyuncu olmanın avantajlarını yaşıyorum.'' Tosun, futbol hayatının dönüm noktasının Frankfurt'tan Gaziantepspor'a transfer olması olarak değerlendirdi.Cenk Tosun, ''Belki Eintracht Frankfurt'ta şans bulamadım ama Almanya'da 3-4 büyük takım dışında her takımda oynayabilirim diye düşünüyorum. Frankfurt'taki şanssızlığım da önümde Fenin, Gekas, Amanatidis ve Halil ağabey gibi kariyerli dört forvetin bulunmasıydı. Pek çok teknik direktör genç oyuncuya şans vermek yerine, garantili olanı tercih edip tecrübeli oyuncuları kullanıyor. Evet, Skibbe de bu yolu seçmişti. Benim gibi genç bir oyuncuyu oynatıp maç kaybettiği zaman gelecek eleştirileri göğüsleyememekten korkmuş olabilir. İşte tam da bu noktada Tolunay Hoca devreye girdi. Zaten Kayserispor'u çalıştırdığı dönemde de beni istiyordu. Bu son transfer döneminde beni her gün aradı, başkanımız sık sık Almanya'ya gelip beni ne kadar istediklerini ortaya koydu ve sonuçta bu transfer gerçekleşti'' ifadelerini kullandı.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER