"Fatih Terim'e çok şey borçluyum"

Galatasaray'ın sezon başında Trabzonspor'dan kadrosuna kattığı Ceyhun Gülselam, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan "Son Pas" programına konuk oldu ve teknik direktör Fatih Terim'e çok şey borçlu oldugunu söyledi.



Galatasarayfutbolcu Ceyhun Gülselam, Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan "Son Pas" programına konuk oldu. Dilersen Beşiktaş maçıyla başlayalım. Çok önemli bir maçtı. Beşiktaş karşılaşmasını hem puan farkını açma açısından hem şampiyonluk yolundaki rakiplere mesaj verme açısından nasıl değerlendirirsin? Dediğiniz gibi çok önemli bir maçtı. Puan farkını mutlaka açmak istiyorduk ve bunu da başardık. Bunun için de çok mutluyum. Hem maç öncesi hem de maç sonrası atmosfer çok güzeldi. Hem taraftarın şovu hem de bizim oyunumuzla her şey iyi geçti. Maç öncesi müthiş bir koreografi şovu vardı. Bununla ilgili neler söylemek istersin? Taraftar aslında her zamanki gibi şov yaptı. Bizi hep destekliyorlar. Bundan dolayı hepsine teşekkür ediyoruz. Böyle karşılaşmalarda oynamamanın daha zor olduğunu söylerler. Sen neler hissettin bu karşılaşmada? Zaten Elmander'in son gölündeki pozisyon sırasında hepimiz yedek kulübesinde ayağa kalkarak sanki topa biz vuruyor muşuz gibi oldu. Hepimiz gol sevincinde havalara uçtuk herkesin gördüğü gibi. Çok güzeldi. Gol sevincine gelelim. Maçtan sonra birçok futbolcu o an neler yaşandığını hatırlamıyordu. Öyle bir sevinç olduğundan bahsettiler. Yardımcı antrenör Hasan Şaş bile oraya koşarak futbolcularla birlikte sevindi. Hasan hoca zaten daha gol olmadan içeri koştu. Biz kulübede olduğumuz için önce hocalara sarıldık. Daha sonra hepimiz korner direğine gittik. Hepimiz bir aradaydık. Gol sevincini öyle paylaştık. Şunu da sormak istiyorum. Taraftarlar bunu çok merak ediyor önemli maçların öncesinde ya da soyunma odasındaki atmosferi ve neler konuşulduğunu. Bize bundan bahseder misin? Açıkçası biz her maça aynı şekilde hazırlanıyoruz. Tabi derbiler yine de biraz farklı oluyor. Dediğim gibi biz bu maçı almak istiyorduk ve bunu da başardık. Karşılaşmanın ardından da soyunma odasında çok güzel görüntüler vardı. Onlar hakkında neler söylemek istersin? Selçuk ile sen dopinge kontrolüne gitmiştiniz. Maçtan sonra direkt olarak doping odasına gitmek zorunda kaldık. Soyunma odasındaki o sevinci tam olarak yaşayamadık. Şunu da sormak istiyorum; Karşılaşmada iki kez beraberlik oldu hatta 2-2 olduğunda maçın bitimine az bir süre vardı fakat Galatasaray buna rağmen taraftarın da desteğiyle rakibinin üzerinde müthiş bir baskı oluşturdu ve mücadeleyi kazanmasını bildi. 2-2'den sonra neler düşündünüz? O galibiyet inancını bize nasıl anlatırsın? Biz birçok maçı çevirebilecek kapasitedeyiz. Bunu da Beşiktaş maçında tekrar gösterdik. Futbolda hocalar da son dakikaya kadar savaşmamızı istiyor ve bunu yaparak golü bulduk. Yani bu maç başarılıydık diye düşünüyorum. Galatasaray, şampiyonluk yarışında çok önemli bir avantaj elde etti. Fenerbahçe ile 9, Beşiktaş ile 14 ve Trabzonspor ile 17'lik bir puan farkı var. Şampiyonluk yarışını nasıl değerlendiriyorsun? Önümüzde çok maç var. Play off maçları var. O yüzden henüz erken ama avantaj bizde. İnşallah bu önümüzdeki maçlarda da başarılı olarak play off'u daha kolay geçireceğiz. Peki play off ile ilgili neler söylemek istersin? Puanlar yarıya bölünecek bu yüzden puan farkları çok önemli olacak. Nasıl değerlendiriyorsun? Play off ligimize ayrı bir heyecan katacak. Demin de dediğim gibi ne kadar puan farkı yapabilirsek, play off bizim için o kadar iyi olur. Biz de buna ulaşmak için önümüzdeki maçları kazanıp, play off'a daha da büyük bir avantajla girmek istiyoruz. Play off'tan konu açılmışken, Galatasaray rakiplerine derbilerde çok önemli bir mesaj verdi diyebiliriz. Galatasaray geride kalan derbilerde 10 puan topladı ve mağlubiyet yüzü görmeyerek en başarılı takım oldu. Sen nasıl değerlendirirsin bu derbi performansını? Ligde sırf play off olduğu için değil normal sezonda da derbinin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Derbilere 6 puanlık maç deniyor. Bu yüzden derbi kazanmak rakiple olan puan farkını açmak demektir. O yüzden derbi maçları bir takım için çok önemlidir. Önümüzdeki hafta Galatasaray, ligin güçlü ekiplerinden biri olan Sivasspor'la karşılaşacak. Sarı kırmızılılar rakibini ilk maçta mağlup etmeyi başarmıştı. Galatasaray'ı orada zor hava şartları da bekliyor olabilir. Bu karşılaşmayla ilgili olarak neler söylersin? Sivasspor iyi bir rakip. Zaten Süper Lig'de kolay maç kalmadı. Her maç bizim için zor geçiyor. Her maça aynı şekilde hazırlanıyoruz. Sivas'ta galip gelmek istiyoruz ve inşallah başaracağız. Galatasaray ligin ilk yarısında bu haftalarda çok önemli bir galibiyet serisi yakaladı. Şimdi Sivasspor maçıyla yeniden zorlu bir süreç başlıyor. Sivasspor, Gençlerbirliği, Fenerbahçe, Trabzonspor, Orduspor ve ligin son haftasında Manisaspor deplasmanı. Galatasaray önemli bir puan farkı olmasına rağmen önemli rakiplerle oynayacak. Sizin dediğiniz gibi ligin ilk yarısında bu maçlar hep galibiyetle geçti. Şu anda da iyi gidiyoruz. Umarım yine aynı şekilde galibiyetlerle ilerleriz. Fatih Terim gibi çok önemli bir teknik adamla çalışıyorsun. Teknik direktör Fatih Terim ile çalışıyor olmak senin için ne anlam ifade ediyor? Çok mutluyum çünkü Fatih Hoca ile çalışmak herkese nasip olmaz. Bana nasip oldu hem milli takımda hem Galatasaray'da. O yüzden çok mutluyum. Zaten benim Fatih Hoca ile ayrı bir hikayem var. Beni A milli takıma ilk çağıran hoca Fatih Terim'di. O yüzden çok şeyi ona borçluyum. Zaman zaman forma giyemediğin dönemler oluyor. Oynamadığı zaman Ceyhun Gülselam kendisini nasıl hazır tutuyor, nasıl motive ediyor? Zaman zaman hem idman öncesi hem de idman sonrası özel çalışmalar yapıyorum hocalarımla. Bazen hatta izin günlerimde Florya'ya gelerek idmanlar yapıyorum. Zaten maçta oynamayanlara özel program yapılıyor. Biz hepimiz kendimizi hazır tutuyoruz. Eğitimini Almanya'da almış bir oyuncusun. Uzun yıllar orada forma giydin. Almanya'da eğitim alan birçok önemli işler yapan oyuncular gördük. Orada eğitim almak ne gibi şeyler kazandırıyor futbolcuya anlatabilir misin? Bence çok da fazla bir fark olduğu söylenemez ama avantajlı olduğunu konu orada futbola çok erken başlıyorsunuz. Mesela ben futbola 6 yaşımda başladım. Türkiye'de bu biraz geç oluyor. 11-12 yaşında futbola başlayanlar var. Bence ondan da biraz kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Yoksa Türkiye'de de çok yetenekli oyuncular çıkıyor. Unterhaching günlerinden bahsedebilir misin bize. Kariyerinde önemli bir yere sahip. Futbola evimize yakın bir takımda başlamıştık. Oradan 8 sene Bayern Münih altyapısında oynadım. Oradan da Unterhaching'e geçtim. Orada 5 senem geçti. Açıkçası her yaş grubunda zamanım biraz çabuk geçti. Çünkü yarım sene oynatıp hemen büyüklere aldılar. Yani çok çabuk geçti ve sonra sonra profesyonel oldum. Orada güzel zaman geçirdim. Sezon başında Unterhaching'e karşı oynanan hazırlık maçında da sana büyük bir jest yapıldı. Sahaya kaptan olarak çıkmıştın. Neler hissettin bu jest sonucunda? Hiç aklımdan öyle bir şey geçmezdi. O gün zaten hem hocam hem de o günkü kaptanlarımız Arda ve Sabri ağabey bana böyle bir jest yaptılar. Onlara da ayrı bir teşekkür borçluyum. O gün beni şaşırttılar ve çok mutlu ettiler. Bayern Münih'in de altyapısında yanılmıyorsam 8 yıl forma giydin. Seni Bayern Münih'ten gözlemciler izleyip beğenmişti. O dönemi bize anlatabilir misin? O zamanlar babam aynı zamanda hocamdı ve bizim bir turnuvamız vardı. O gün de yaz günlerinden bir tanesiydi ve hava çok güzeldi. Annemle ablam, babamla beni bekliyordu. Turnuvadan sonra biz de oraya gidecektik. Tam arabadan inecekken babam bana Bayern Münih'te oynar mısın diye sordu. Ben de gülerek evet dedim. Şaşırmıştım açıkçası ve zaten öyle gelişti Bayern Münih'e gittim ve 8 sene orada oynadım. Peki Bayern Münih'de olmak sana nasıl bir tecrübe kattı? Şu an zaten Bayern Münih dünyadaki en önemli kulüplerden bir tanesi. Altyapısı da çok iyi durumda. Bu yüzden orada oynamış olmak benim için çok büyük bir katkı oldu. Futbola forvet olarak başladın, ardından orta sahada ve savunmada görev yaptın. Peki bu geçiş nasıl sağlandı? Hangi yaş aralığında bu değişikliğe gidildi? Küçük yaşlardayken gerçek ölçülerdeki futbol sahasında oynamıyorduk. Sahalarımız daha küçüktü, o dönemde forvet oynuyordum. Yaş ilerledikçe geriye, savunmaya doğru gitmeye başladım. O dönemki hocam öyle öngörmüştü. Daha sonra Almanya kariyerinin ardından Trabzonspor'la beraber Türkiye'ye adım attın. Türkiye'ye gelişindeki etkenler nelerdi, bize o dönemden bahseder misin? O zamanlar A milli takıma seçilmiştim. Hem göz önünde olmak için, hem de Süper Lig en önemli liglerden biri olduğundan böyle bir tercih yaptım. Küçükken de ligi takip ediyordum, kendimi hayal ettiğim bir ligdi. O yüzden Süper Lig'i tercih ettim. Trabzonspor'da da aslında çok önemli işlere imza attınız. Selçuk ve Engin de oradan takım arkadaşlarındı. Adaptasyon sürecinizde burada beraber olmanız size kolaylık sağladı mı? Tabi ki. Çünkü ne kadar çok kişi tanırsanız, ortama o kadar çabuk adapte olursunuz. Zaten milli takımdan da çoğunu tanıyordum. O yüzden benim için açıkçası bu süreç kolay oldu. İki mevkide birden görev yapabiliyorsun. Hem orta sahada savunmaya yönelik olarak oynayabiliyorsun, hem de stoperde de seni zaman zaman görüyoruz. Hatta milli takımda da Gökhan Zan'ın sakatlığının ardından o bölgede forma giymiştin. Sen kendini hangi mevkide daha verimli hissediyorsun? Ben açıkçası iki mevkide de kendimi rahat hissediyorum. "Yeter ki ilk 11'de oynayayım" diyorum. Stoperde, orta sahada hatta diğer mevkilerde de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. Benim için hiç fark etmez. Peki şu anda senin için Galatasaray ne anlam ifade ediyor? Çok büyük bir camia. Elimden geleni yapmaya çalışıyorum takımımız için. Umarım da bu sene şampiyonluğa ulaşırız ve hepimiz çok mutlu oluruz. Çok önemli bir atmosferde forma giyiyorsunuz. Beşiktaş'a karşı oynanan son maçta inanılmaz bir atmosfer vardı. Arena'da oynamak senin için ne anlam ifade eder? Her futbolcuya öyle bir ortamda oynamak nasip olmaz. Oraya deplasman takımının oyuncusu olarak gelmek farklı, ev sahibi olmak farklı. O yüzden kendimi çok şanslı hissediyorum. Gerçekten inanılmaz bir atmosfer. Taraftarımıza hem iç sahada, hem deplasmanda verdikleri destek için teşekkür borçluyuz. Böyle devam etsinler, biz de inşallah onlara şampiyonluğu verir ve onları mutlu ederiz. Geçtiğimiz sezon Trabzonspor forması giyerken bu statta seyircisiz maçta oynama fırsatı bulmuştun. O gün neler düşünmüştün? Açıkçası bu statta oynayacağım için sevinmiş, taraftarsız olacağını duyunca üzülmüştün. Çünkü futbolcu için en güzeli taraftar karşısında oynamaktır. O yüzden benim için çok mutlu edici bir haber değildi. Ligde 28 hafta geride kaldı. Senin geriye dönüp baktığında en unutamadığın, en etkilendiğin karşılaşma hangisi? Benim için Trabzonspor'dan ayrıldıktan sonra orada gol atmak ayrı bir duyguydu, bunu yaşadım. Onun haricinde Beşiktaş maçında son dakikada böyle önemli bir gol bulmak bizim için çok önemliydi. Kariyerine baktığımızda en mutlu olduğun, ya da en çok üzüldüğün anlar olarak bize hangilerini söylersin? En mutlu anım A milli takıma çağrıldığım zamandı. Bir de Trabzonspor'la Türkiye Kupası'nda yaşadığım şampiyonluğu söyleyebilirim. En çok üzüldüğün an neydi? Geçen seneki Karabük maçı. Çünkü orada son maçta şampiyonluğa ulaşamamıştık. En üzücü maçın oydu. Bundan sonraki hedeflerin arasında neler var? Bununla ilgili neler söylemek istersin? İlk hedefim kendi takımımda şampiyonluk yaşamak. Takım hedefi. Ona ulaşmak istiyorum. Sürekli ilk 11'de oynamak ve uzun yıllar Galatasaray'a hizmet etmek istiyorum. A milli takıma çağrılıp, orada uzun yıllar oynamayı da hedefliyorum. Duran topları da etkili kullandığını, serbest vuruşlardan goller attığını biliyoruz. Burada henüz o fırsatı bulamadın. Bu konuda özel bir çalışma yapıyor musun? İdmanlardan sonra özel çalışmalar yapıyoruz. Ben de bunun üstünde durmaya çalışıyorum. Ligde henüz Galatasaray formasıyla denk gelmedi ama umarım ilerleyen maçlarda bir serbest vuruş golü atarım. Daha önce verdiğin bir röportajda Claudio Taffarel'le özel bir anın olduğunu söylemiştin. Şu anda da kendisiyle çalışma imkanı buluyorsun. O anından bize bahseder misin? O zamanlar Bayern Münih'in altyapısındaydım. Opel'in düzenlediği bir turnuva vardı. Top toplayıcıydım. Galatasaray'ın yanı sıra 2-3 takım daha vardı. Orada hocamı Taffarel'le fotoğraf çektirmiştim. Kendine de bahsetmiştim. Çok önemli teknik adamlar çalıştın. Şenol Güneş'in ardından Fatih Terim'le çalıştın. Böyle önemli isimlerle çalışmak sana ne gibi katkılar sağlıyor? Bu konuda çok şanslıyım, her hocadan bir şeyler kapmaya çalışıyorum. Bunu da iyi yaptığımı düşünüyorum. Böyle hocalarla çalışmak herkese nasip olmaz. Kendimi her zaman geliştirmeye ve hocalarımdan bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Boş zamanlarında neler yapmaktan hoşlanıyorsun? Ailemle vakit geçirmeyi severim. Arkadaşlarımla dışarıda yemek yemek, sohbet etmekten hoşlanırım. Takım arkadaşlarımla dışarı çıkıyorum. İnsanlarla beraber zaman geçirmeyi seviyorum. Trabzon'dan sonra İstanbul'a alışmak zor oldu mu? Münih gibi büyük bir şehirde yaşadığım için böyle bir zorluk yaşamadım ve ilerleyen zamanlarda da yaşayacağımı düşünmüyorum. Galatasaray taraftarına nasıl bir mesaj göndermek istersin? Hem iç sahada, hem deplasmanlarda bize destek oluyorlar. Böyle devam etsinler. Onlara inşallah bu sene şampiyonluk armağan edeceğiz. Galatasaray devre arasında Necati Ateş ve Yiğit Gökoğlan transferlerine imza attı. Sen devre arasında yapılan transferleri nasıl değerlendirirsin? İkisi de çok önemli futbolcular, başarıları da ortada. Bütün oyuncular bizim için çok değerli. Hepimizin tek bir hedefi var, hep birlikte bu hedefe ulaşacağız.
<< Önceki Haber "Fatih Terim'e çok şey borçluyum" Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER