Tenkil Müzesi’nde ‘Unutturma’ etkinliği: 15 Temmuz sonrası hukuksuzluklar unutturulmayacak

Türkiye’de Gülen Hareketi’ne uygulanan adaletsizliklerin ve haksızlıkların derlendiği Tenkil Müzesi, bu akşam çok önemli bir etkinlik gerçekleştirdi. "Unutturma" başlığı altında yapılan etkinliğe çok sayıda ziyaretçi katıldı.

SHABER3.COM

Türkiye’de Hizmet Hareketi’ne uygulanan zulüm ve haksızlıkların derlendiği Tenkil Müzesi, bu akşam çok önemli bir etkinlik gerçekleştirdi. “Unutturma” başlığı altında yapılan etkinliğe çok sayıda ziyaretçi katıldı.

Çok sayıda yazar, gazeteci, düşünür de programda konuşarak veya uzaktan programa bağlanarak görüşlerini paylaştı, etkinliğe destek verdi.

Programda önce “Tenkil” kurbanlarından cezaevinde öldürülen 34 yaşındaki öğretmen Halime Gülsu’nun hayatından kesitler aktarıldı. Gülsu, cezaevinde ilaçları verilmediği için hayatını kaybetmişti.

Programda daha sonra yapımcıların ve davetlilerin görüşleri aktarıldı.



Tenkil Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Gonca Kara, programın başında yaptığı konuşmada, ‘aktif sabır’ konusuna değindi. Kara, “Böyle bir insan hakları katliamını unutmak, yok saymak katliamın kendisi kadar ağır olsa gerek. Bu zamana kadar onlarca insanın özverisiyle toplanan her biri ayrı bir hikayeye tanıklık eden 792 emanet var. Ve bu emanetler belki yüzyıllar boyunca muhafaza edilecek. Bu emanetler sadece geçmişten bir iz değil, geleceğin aydınlatılmasının da anahtarıdır. Tenkil müzesi yok edilmeye çalışanların bir ümit direnişi ve aktif bir çabadır” dedi. Gonca Kara, yaşanan zulümlerin unutturulmayacağını anlattı. Vakıflaşma yolunda ilerlediklerini belirtti. Bunun da en kısa sürede mümkün olacağına inandığını ifade etti.



Alevi toplumunun önemli isimlerinen yazar Kazım Gündoğan da Tenkil Müzesi’yle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. “Bu tür çalışmaları çok kıymetli buluyorum. Bu acılar anlatılmalı” dedi.



Programa katılan gazeteci Cevheri Güven de toplumun kendisiyle yüzleşmesi adına Tenkil Müzesi’nin çok önemli bir işlevi olduğunu söyledi. Güven, yaşanan zulümlerin ve hukuksuzlukların gelecek nesillere eldeki bütün imkanlar kullanılarak aktarılması gerektiğini anlattı.

Tedavisi geciktirildiği için hayatını kaybeden tenkil kurbanlarından Prof. Dr. Haluk Savaş’ın yaşadıkları da programda gösterildi.



Tenkil Müzesi’nin editörlerinden gazeteci Nurullah Kaya da yaşadıklarını anlattı. Kendisinin de tenkil mağduru olduğunu söyleyen Kaya, 15 Temmuz sonrası tutuklandığını anlattı. Kaya, “Tutuklandığım cezaevine ilk babam gelmişti. Yıllar önce o da tıpkı benim gibi aynı cezaevine konulmuştu. Beni en iyi o anlıyordu. Ancak onunla ilgili hiç bir belge, delil yoktu elimizde. Ama bizim bu imkanımız var.” dedi.



ABDULLAH AYMAZ: YAPILAN BU İŞ KURANİDİR

Programda ilahiyatçı Abdullah Aymaz da konuştu. 12 Mart’tan sonra kendilerinin de tutuklandığını anlatan Aymaz, “Kur’an’ın 4 ana umdesi vardır. Bunlardan biri ‘adalet’tir. Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz. ‘Allah ölçüyü koydu’ der Kur’an. Ölçüde, tartıda, şahitlikte, hüküm vermekte adil olun. Kur’an-ı Kerim’in hükmü budur. Onun için adalet çok önemli. Tenkil Müzesi, olması lazım. Neden. Kur’an-ı Kerim zalimlerden bahsediyor, zulümlerinden bahsediyor. Sadece Kur’an mı, Tevrat da bahsediyor, İncil de bahsediyor, Zebur da bahsediyor Firavun’dan bahsediyor, Nemrud’dan bahsediyor. Unutulmasın diye. Dolayısıyla bu yapılan iş Kur’anidir bir noktada. Unutulmasın diye. Biz insanlara bu şeyleri gösterirsek hem görürler hem zulümden uzak durma imkanları olur, hem de zalimlere gözdağı vermiş olunur. Bir gün bunun hesabı sorulacak diye. Bunun devam etmesi lazım, müzenin devamlı bir yeri olması lazım. İnşallah bu gelecek nesillere örnek olur, devam eder” dedi.

Programda, avukat Mustafa Özben’in yaşadığı işkencelerin anlatıldığı ‘Zifiride 92 gün’ belgeselinin de ilk gösterimi yapıldı. Belgesel serisinin yönetmeni Bedrettin Uğur, gösterimden önce yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Gonca Kara, Zekiye Ataç ve Hozan Cane ile çektiğimiz belgesellerin çekimi sırasında zaman zaman kameraları kapatıp gözyaşlarına boğulduk.”



GÖKHAN HOCANIN GÖZLÜĞÜ BİZE NEREDEN GELDİĞİMİZİ HATIRLATACAK

Etkinliğe uzaktan bağlanan gazeteci yazar Emine Eroğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Tenkil Müzesi aynı zamanda bir çile tarihi, bizim çile müzemiz. Biz bugün bu çileyi çekiyoruz, yarın Allah bize başka türlü şeyler yaşatacak. Bunu da biliyoruz. Bugün birilerine bahar, yarın başka birilerine bahar. O baharı yaşadığımızda biz eğer dünyaya meyledersek, eğer maddeye meyledersek, zannediyorum nereden geldiğimizi kim olduğumuzu hatırlatacak, kendi koordinatlarımızı bize bildirecek en önemli hatırlatıcılardan biri olacak bizim için Tenkil Müzesi. Kimdik, bizi hatırlayacağız. Ve eğer dünyaya dalarsak o Gökhan hocanın gözlüğü bize nereden geldiğimizi hatırlatacak. Hiçbir dava Çilesizlerin omuzlarında yürümez. Bizim çile tarihimiz olması veçhesi çok önemli geliyor bana müzenin.”

Programda konuşan Halit Soylu ise şu ifadeleri kullandı: “Pandemi sürecinde 3D sanal müzesini uygulama kararı aldık ve sanal olarak sergiyi gezme ve objeleri görüp hikayelerini okuma imkanını vermeyi planlıyoruz. Bu şekilde dünyanın heryerine ulaşmayı , çok daha fazla insana ve daha farklı kesimden insana ulaşmayı hedefliyoruz.”



Programa canlı bağlanan basketbolcu Enes Freedom da “Yaşadığımız bu zulümlerin unutulmaması, bugünlerde yapılan bu çalışmalara bağlı. Bu çalışmalar Amerika’da valilerden senatörlere buradaki yetkilileri de derinden etkiliyor” dedi.

Programa yine uzaktan bağlanan gazeteci Tarık Toros da, müzenin tanıtımında medyanın önemine değinerek, Kanaltürk’ün yayınlarının durdurulduğu gece kullandığı telefonu müzeye bağışlayacağını açıkladı: “Tenkil öyle bir şeyki bu işi bundan sonraki kuşaklara nakletmek, anlatmak için önemli bir varlık. Telefonu Tenkil Müzesi’ne bağışlama kararı aldım.”
<< Önceki Haber Tenkil Müzesi’nde ‘Unutturma’ etkinliği: 15 Temmuz... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER