'Türkiye insanlığa karşı suç işlemiştir'

20 Eylül 2021 Pazartesi günü başlayan Turkey Tribunal Mahkemesi, 4 gün süren duruşmaların ardından kararını açıkladı. Tribunal, Türkiye'de sistematik ve yaygın işkence uygulandığına, Zorla kaybetmeler ve basın özgürlü ile ilgili konularda, Türkiye'nin uluslararası anlaşma ve sözleşmelerden sorumluluklarını yerine getirmediğine ve bu konuda suç işlediğine karar verdi.

İşte Turkey Tribunal'in tarihi 'karar duruşması'

Turkey Tribunal'in organizatörü Prof. Em. Johan Vande Lanotte:

- Turkey Tribunal'e başlarken, kafamızda, bize yapılan başvurular ve tanıklıklıklar, 'insanlığa karşı işlenen suç' kategorisine girebilir mi diye bir soru işareti vardı. Duruşmalara katılan, bağımsız ve uluslararası kariyerleri tartışmasız olan hakimler tarafından da onaylandı ki, Tribünal'e konu olan tanıklıklar ve raporlar, Türkiye'nin 'insanlığa karşı' suç işlediğini perçinledi.

- Tükiye'nin Belçika Büyükelçisi ile 2 sene önce Tribünalin hazırlık çalışmaları sırasında görüştüğümüzde, Büyükelçi bana bunu yapmamıza gerek olmadığını, bu sğrecin kısa bir süre sonra sona ereceğini iafde etti. Ama biz bu Tribünal'i düzenlemekten geri dumayacağımızı aktardık. 9 Ağustos 2021'de tüm Tribünal belgelerini kendilerine sunduk ve katılımlarını beklediğimizi ifade ettik. Ama kendilerinden gelen tek tepki, Belçika büyükelçiliği nezdinde iptal girişiminde bulunmak ve Tribünal'in yapılacağı otele baskı yapmak oldu.


Başkan Prof. Em. Dr. Françoise Barones Tulkens, Turkey Tribunal'in kararlarını açıklıyor:

- Bu karar hukukli açıdan bir yetkisi olmayabilir ama ahlaki olarak bağlayıcılığı elbette olacaktır. Mahkeme heyeti saygın hakimlerden oluşmaktadır ve Türkiye'ye karşı tarafsızdırlar.

- Ele alınan konular çok sayıda farklı konular olmakla beraber tanıkların yalın anlatımlarına dayanmaktadır.

- Tribunal, tanıkların katılımlarını ve sessizlik duvarlarını yıkması sebebi ile çok önemlidir.

- Tanıkların uğradığı fiziki ve psikolojik işkenceler bağımsız raporları da doğrulamaktadır.

- TRİBUNAL, TÜRKİYE'DE SİSTEMATİK İŞKENCE UYGULANDIĞINA KARAR VERMİŞTİR.

- 22 Tammuz 2016'da Türkiye hükümeti, işkenceyi yasaklayan anlaşmadan bir süreliğine muhaf tutulmak istemiştir. Böylesi bir muafiyet söz konusu dahi olamaz.

- Tribunal, tanıkların yanı sıra, eşleri ve çocuklarının da tecavüz ve işkenceye tabi tutulacaklarına dair anlatımları ciddiyetle incelemiştir. 

- Tribunal, Türkiye Hükümeti'nin işkence konusunda uluslararası anlaşmalara uymadığını tespit etmiştir.

- Tribunal, Türkiye Hükümeti'nin 'Zorla klaçırılmalar' konusunda suçlu bulmuştur. Türkiye Hükümeti'nin zorla kaçırılmalar ve zorla yok etmelerin söz konusu olduğu açıkça görmüştür.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

- Tribunal, Türkiye'deki Basın ve ifade özgürlüğü konusunda devlet eliyle yapılan bir baskıyı net olarak görmüştür.

- Trübunal, Muhalif gazetecilerin baskı altına alındıklarını, hükümet yanlısı yayın yapmadıkları için terör örgütleri ile ilişkiliymiş gibi gösterildiklerini tespit etmiştir.

- Tribunal, Gazeteciler hakkındaki keyfi ve ağır soruşturmalar basın özgürlüğüne ciddi darbe vurduğunu, diğer gazetecilerin 'otosansür'


- Tribünal, Türkiye Devletinin basın özgürlüğü ile ilgili üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği net olarak görmüştür.

'CEZASIZLIK'

- Türkiye'de, devlet görevlileri tarafından işlenen suçlar konusunda isteksiz davrandıkları vbe bu suçların cezasız kaldığı görülmektedir.

- İnsan Hakları ihlalleri ile ilgili yargı sürecinin sağlıklı yürümediği görülmektedir. Bu da vatandaşların yargının bağımsızlığı ve ve adalete erişimini engellemektedir.


- Tribünal, Türkiye Devletinin, Cezasızlık ve adalete erişim ile ilgili üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği net olarak görmüştür.

- Tribünal'in kaygı ile belirtmek istediği nokta şudur: Mevcut hukuki çerçeve yeterli teminat noktaları sunuyormuş gibi görünse de bu teminat, Gezi Parkı olayları ve 17-25 yolsuzluk soruşturmaları sürecinde maalesef işletilmemiştir.

- Yasalarda yapılan sürekli tadilatlar, yargı bağımsızlığını azaltmış ve yaralamıştır. Tribünal Şubat 2013'teki HSYK yasasında yapılan değişilklik HSYK'nın bağımsızlığını ortadan kaldırmıştır.


- 4560 hakim ve savcının HSYK'nın hazırladığı bir liste ile görevden alınması, yargı önüne çıkarılmaksızın terör örgütü ile ilişkilendirilerek görevden el çektirilmiş tutuklanmış ve/veya ihraç edilmiştir bu da yargının korkutulması ve sindirilmesi anlamını taşımaktadır.


TÜRKİYE CUMHURİYETİ 'SAVUNMA HAKKINI SINIRLAMAKTAN' SUÇLU BULUNDU

- Tribunal, Türkiye'deki savunma hakkının ciddi olarak sınırlandırıldığı görülmüştür. Bu da Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası anlaşmalarla üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini gözlemlemiştir.


- Darbe girişiminden bu yana işkence ve zorla kaybetme olayları sistematik ve örgütlü bir şekilde gerçekleşmiştir.

- Ağır insan hakları ihlallerinin sonuçlarının uzun vadede mağdurların hayatlarını etkileyecekleri açıktır.


- Türkiye'de 15 Temmuz 2016'dan sonra Türkiye'de yaşanan insan hakları ihlalleri, işkence ve zorla kaybetmeler ve insan kaçırmalar münferit (bireysel) olarak görülemez, Tribünalin görüşü Türkiyede işlenen bu suçöların, yaygın ve sistematik olarak yapıldığı şeklindedir.

ULUSLARARASI YARGIDA SANIKLAR AĞIR CEZA ALABİLİR

– Tribunal, Türkiye’deki savunma hakkının ciddi olarak sınırlandırıldığı görülmüştür. Bu da Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası anlaşmalarla üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmediğini gözlemlemiştir.

– Darbe girişiminden bu yana işkence ve zorla kaybetme olayları sistematik ve örgütlü bir şekilde gerçekleşmiştir.

– Ağır insan hakları ihlallerinin sonuçlarının uzun vadede mağdurların hayatlarını etkileyecekleri açıktır.

– Türkiye’de 15 Temmuz 2016’dan sonra Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlalleri, işkence ve zorla kaybetmeler ve insan kaçırmalar münferit (bireysel) olarak görülemez, Tribünalin görüşü Türkiye’de işlenen bu suçların, yaygın ve sistematik olarak yapıldığı şeklindedir.

– Tribünal sırasında yapılan tanıklıklar ve sunulan raporlar, uluslararası yargı makamlarına ulaştırılırsa, tüm bu suçların ‘insanlığa karşı işlenen suçlar’ kategorisinde değerlendirilir ve sanıklar ağır cezalar alabilir.


*-*-*-*-*-*-*-*-

Başkan Prof. Em. Dr. Françoise Barones Tulkens, Dr. Johann van der Westhuizen, Angelita Baeyens, Prof. Em. Dr. Giorgio Malinverni, Prof. Dr. Ledi Bianku, Dr. John Pace'den oluşan mahkeme jürisi, Tanıklar ve sunulan raporlar doğrultusunda bir karar verecek.

Kapanış Konuşmalarını ise, Prof. Dr. Rik Van de Walle, Ghent Üniversitesi rektörü ve Prof.Em. Dr. Marc baron Bossuyt, BM İnsan Hakları Komisyonu eski başkanı, Türkiye Tribunal Mahkemesi yönetim kurulu üyesi yapacak




Hakimler ve Özgeçmişleri

Turkey Tribunal'e katılan ve bunun karşılığında herhangi bir ücret talep etmeyerek gönüllü olarak yargılamaları gerçekleştiren hakimlerin özgeçmişleri ve Hukuk kariyerleri ise şöyle:

Başkan Prof. Em. Dr. Françoise Barones Tulkens: 
1976-98: Université de Louvain la Neuve’de profesör
1998-2012: Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi?nde yargıç ve daha sonra başkan yardımcısı
2012-2016: BM Kosova İnsan Hakları Danışma Paneli Üyesi
2013-2018: AB Temel Haklar Ajansı Bilim Kurulu Üyesi
2016-2017: “Monsanto Tribunal Mahkemesi » başkanı

Dr. Johann van der Westhuizen
1976-1998: Pretoria Üniversitesi’nde İnsan Hakları Merkezi profesörü ve kurucu direktörü
1999-2004: Güney Afrika Yüksek Mahkemesi Transvaal Şubesinde Yargıç
2004-2016: Güney Afrika Anayasa Mahkemesi eski Hakimi

Angelita Baeyens
Halihazırda Robert F. Kennedy İnsan Hakları Uluslararası Savunuculuk ve Dava Takibi Başkan Yardımcısı
2012’den beri Georgetown Üniversitesi Hukuk Merkezi’nde Yardımcı Hukuk Profesörü
2012-2014: BM Siyasi İşler Bakanlığı Siyasi İşler Sorumlusu
2006-2012: Inter-American İnsan Hakları Komisyonu’nda hukuk görevlisi

Prof. Em. Dr. Giorgio Malinverni 
Halen Avrupa Konseyi İdare Mahkemesi Başkan Yardımcısı
1965: Cenevre’deki Uluslararası Araştırmalar Enstitüsü’nde Doktora
2011: Zürih Üniversitesi tarafından fahri doktor unvanı verildi
1974-1980: Cenevre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde Profesör
1990-2006: Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu (Venedik Komisyonu)
2007-2011: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hakimi (Strazburg)
Prof. Dr. Ledi Bianku 
Halen Strazburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Enstitüsü’nde Doçent
2008-2019: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hakimi
2006-2008: Venedik Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu Üyesi
Sabikan, Arnavutluk Sulh Hakimi Yüksek Okulu ve Tiran Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde (Arnavutluk) insan hakları, AB hukuku ve uluslararası kamu hukuku dersleri verdi.

Dr. John Pace 
Uluslararası arabuluculuk ve uluslararası anlaşma prosedürleri ile ilgilenen uluslararası insan hakları hukuku uzmanı
2000-2002: New South Wales Üniversitesi Avustralya İnsan Hakları Merkezi Direktörü, şu anda Diplomasi Eğitim Programı Direktörü
2004-2006: BM Irak Yardım Misyonu İnsan Hakları Ofisi Şefi
1978-1991 ve 1993-1994: Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Sekreteri
1978-1988 Çeşitli ülkelerdeki soruşturma görevlerini içeren Özel Prosedürler Başkanı



<< Önceki Haber 'Türkiye insanlığa karşı suç işlemiştir' Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER