TÜSİAD'tan hükümete hukuk ve ekonomi mesajı
Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TUSİAD), 18'inci Başkanı olan Erol Bilecik, ekonomi konusunda hükümete mesaj verdi.
Sözcü'ye konuşan Öztürk, “Daha fazla hukuk daha fazla demokrasi daha fazla özgürlük toplumu olmadan önemli bir katma değer ve istihdam yaratmaktan, nihayetinde de yatırım çekmekten de rahat bahsetmek çok kolay değil” ifadelerini kullandı.
TUSİAD Başkanı Öztürk, gazetecilerin tutuklu yargılanmasını da eleştirerek, “Türkiye'de gerçekten toplama bakıldığında akademisyenler, siyasetçiler, medya yöneticileri ve yazarların soruşturmaya uğraması ile tutuklu yargılanması özellikle uluslararası arenada bize resim olarak gerçekten zarar veren görüntüler” dedi.
TUSİAD Başkanı devamında ise şu ifadeleri kullandı:
“Buradan bakıldığı zaman da daha fazla normalleşmeye ihtiyaç var. Bire bir yatırımcı 2019 odaklı noktaya geldi demek resmi yanlış okumak olur. Ama oralarda hukuk, demokrasi ve özgürlükler toplumu olmadan da gerçekten tam anlamıyla dünyanın bütün yatırımlarını alabilir bir konumda olamayız diye düşünüyorum. Hatta şunu söylüyorum, önümüzde 2019 Kasım'ına kadar hiçbir şekilde kati suretle erken seçimi anmadan, vaktinde seçimin olduğu bir reform dönemi başlığı altında kararların alınıp devam edilebilecek bir süreye ihtiyaç var.
– Son dönemlerde özellikle Almanya ile gerilen ve Türkiye'nin daha çok kapıları kapatmaktan yana olan AB politikasına ilişkin yorumunuz nedir?
Bugün Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyelik hedefi öyküsü, son birkaç yılı belki ayrı tutarsak, yapılan bu muazzam reformların ve bu reform perspektifinin en itici gücü oldu. Böyle bir gerçek var. Burada iki farklı nokta var bence. AB'deki üye ülkelerinin bir kısmının bu üyelik sürecini ötelemeye çalışan bir pozisyonları var. Bu resmin bir tanesi ama bizim de biraz kendimize de bakıp, acaba demokrasi boyutunda, hukuk devleti boyutunda, son dönemler itibarıyla OHAL uygulamasına dönük olarak da ‘acaba nerelerde eksik yapıyoruz?' diyebilmemiz lazım.
Altyapı kaynaklarımız yok, ticaretimizi bu anlamda özellikle gelişen ve gelişmiş ülkelerle daha fazla yapma zorunluluğumuz var. Avrupa çok çemberli bir yapıya gidebilir. Para birimi açısından olabilir, birden fazla çemberi olan bu anlamda konfederal bir yapı olabilir. Bu çemberlerden bir tanesinde kendi yerimizi bulabiliriz. Biz Osmanlı'dan bu yana yüzümüzü Batı'ya çevirmiş bir ülkeyiz, toplumuz.
GAZETECİLİĞİN TUTUKLU YARGILANMASI ÜLKEYE ZARAR VERİYOR
– Türkiye'de tutuklu bulunan 174 gazeteci ile Sözcü Gazetesi muhabirleri olan Mediha ve Gökmen için bir mesajınız var mı?
Bugün Türkiye olarak baktığınız zaman kendi gücümüzün en etkin kaynakları diye bir sıralama yaptığımızda doğru olan demokrasi, hukuk devleti ve özgürlükler toplumu olmak geliyor. Türkiye'de gerçekten toplama bakıldığında akademisyenler, siyasetçiler, medya yöneticileri ve yazarların soruşturmaya uğraması ile tutuklu yargılanması özellikle uluslararası arenada bize resim olarak gerçekten zarar veren görüntüler. Hemen tutuklama süreçlerinin başlaması en fazla eleştiri aldığımız nokta. Şu masumiyet karinesi meselesi burada en önemli nokta. Özellikle basın özgürlüğü Türkiye için en önemli değerlerden bir tanesi. Basının sesi, yönü ne olursa olsun, zamanı ne olursa olsun basının özgürlüğü ve kendini ifade etmesi, ülkemizin çıkar meselesidir ve çıkarınadır. Burada eleştiriyi az alan bir ülke olmalıyız.”