Siyasi İletişim Uzmanı Necati Özkan, Merkez bankasının verilerine göre, 2014 yılında Türkiye’den yurt dışına transfer edilen sermayenin toplam miktarı, 7 milyar dolar civarındadır. Bugün, gazete, internete ve televizyonlara düşen bu haberlerin çok problemli olduğunu’ söyledi.
Uzman isim, 7 Milyar iftirasını NTV'de sıfırladı | Samanyolu Haber İşte Necati Özkan’ın O Çarpıcı Açıklamaları
‘İddia öyle ki bu grup yurt dışına milyar ’kaçırmış’. Ben acaba bu rakam doğru mudur? diye merkez bankasının verilerine bakma gereği duydum. Merkez bankasının verilerine göre, 2014 yılında Türkiye’den yurt dışına transfer edilen sermayenin miktarı, 7 milyar dolar civarındadır.
Türkiye’de 17-25 Aralıktan sonra, ortaya çıkan, bu hukukun olmadığı ya da tek bir kişinin veya tek bir partinin yanında olup olmamak ile ilgili durumumuzun değiştiği bu tuhaf durum nedeniyle, kendilerini, varlıklarını, şirketlerini, garantiden görmeyen şirketler, kişiler paralarını bir kısmını yurt dışına götürmüş gözüküyor. Bir kısmı da gerçekten yurt dışında yatırım yapmak için götürmüş. Bunların toplamı 7 milyar civarındadır. Bugün gazete, internete, televizyonlara düşen bu haberlerin çok problemli olduğu, bu verinin çok problemli olduğu, eğer böyle bir nedenden dolayı, bu ve buna benzer operasyonlar yapılıyorsa, bunların sıkıntılı olduğu kendinden ortaya çıkıyor. Kaldı ki, şirketler elde ettikleri karlardan, istedikleri ülkeye kaydırabilirler. Orada yatırım yapabilirler.
Liberal ekonomide bunlar sorgulanamaz. Bunlar tartışma konusu bile olamaz. Anlıyoruz ki özellikle, 17-25 Aralıktan itibaren başlayan, siyasi gerilim, bu noktaya kadar geldi. Bu siyasi gerilim bazı ticari şirketler, hiçbir şekilde demokratik bir ülkede, hukukun geçerli olduğu, kuralların geçerli olduğu, bir ülkede, sorgulanmaya bile tabi olmazken, bugün böylesi fotoğraflar karşı karşıya kalıyoruz. Doğrusu bu tedbirler, ya da bu tür operasyonlar, Türkiye’de örgütlü sermayeyi de yıldırıyor. Sermayenin iş yapmasını da engelliyor.
Türkiye’de yaratıcı sınıfların Türkiye’de kalmasını engelliyor. Bir ülke ancak ve ancak, yaratıcı sınıflarla, yetenekleriyle, girişimci ruhuyla, ortaya çıkan sınıflarıyla, yükselebilir. Ancak o sınıflarla ortak gelir tuzağından kurtulabilir. Siz ülkenizdeki bütün girişimci kesimler ilişkin, bu tür şeyler yaparsanız, nitekim Koç grubundan, Doğan grubuna kadar olan ya da ne bileyin Eczacıbaşı’na kadar olan, kesimlerde benzeri bir etkinin olduğunu hep biliyoruz. Dolayısıyla bu ve buna benzer operasyonların Türkiye’ye bir faydası yok. Kısa süreli amaçlar içinde faydası yok.’