22 milyon el kaosa kalktı


Anlamsız bir başlık diyorsunuz değil mi? Sonuçta bir referandum yapıldı, oy kullanma kabiliyetine sahip yurttaşların yüzde 58’i evet diyerek anayasa değişikliğini onayladı. Ama Anayasa’nın 10 ve 42’nci maddelerinin değişikliğinin ardından “411 el kaosa kalktı” diye manşet atan Doğan Grubu gazeteleri bu kez, daha kibar ve teslimiyetçi başlıkları tercih etti. (Tirajları biraz daha düşebilir.) “Bidon kafalılar evet dedi” başlığı da yoktu. Aslında yazımdaki başlık benim fikrim değil, Fatih Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Savaş Genç’in... Halkın seçtiği vekilleri ellerini kaldırdığında kaos manşeti atanlar, asiller oy kullandığında da benzer manşeti atabilirdi. Atmamalarından, akıllandıkları ve sağduyularının ağır bastığı sonucunu çıkarabiliriz belki. Ancak yazarlarının yorumları bu fikri çürütüyor. Avrupa Birliği’nin değişim paketine desteğini “Kapalıçarşı’ya götürüyorlar, hediye alıyorlar, onlar da değişimi destekliyor” aculluğuyla açıklayan zihniyet, referandum sonucunu da kömür yardımına bağlıyor. “Bu kafayla gidersen askere, anca alırsın tezkere” durumu. Bakın, halkın algılamasının en doğru ölçülerinden biri, piyasalarmış. Yıllardır, “piyasa, piyasa” diye bağırıp duruyorlar. Piyasalar dün hem dünya geneli rakamları, hem de referandum sonucuyla coştu, yeni rekorlar kırdı. Bütün şirketlerin değeri yükselirken 2 şirket değer kaybetti: Biri Aziz Yıldırım’ın yönettiği Fenerbahçe, diğeri Aydın Doğan’ın yakın zamana kadar yönettiği Doğan Yayın Holding. Biri futbolcu ve teknik adam yönetimindeki tutarsızlıklar, diğeri de siyasi kararlarındaki yanlışlıklar dolayısıyla değer kaybetti. Yatırımcılar, “Bu kadar yanlış karar veren, gerçeğe ve halka bu kadar ters düşen insanlar, doğru ticari karar da vermiş olamaz” diye düşünmüş olmalı. Bu referandumun ortaya koyduğu önemli bir gerçek, kendilerini modern görenlerin gerici, muhafazakar denilen insanlarının da değişimci olduğudur. Sultan Abdülhamid bu referandumda hayır oyu kullananlara göre gericidir ama onun reformları olmasa, başta Mustafa Kemal olmak üzere Cumhuriyet bile olmayabilirdi. Gelişmeleri günlük ana göre değerlendirip Kemal Kılıçdaroğlu’nu modern ve ilerici, Recep Tayyip Erdoğan’ı tutucu ilan ederseniz, hayalkırıklığına uğramaya devam edersiniz. Türkiye, devletin küçülüp bireyin önem ve değerinin arttığı bir döneme geçişi yaşıyor. Türkiye’nin Batısı’nda kimi insanlar bunu başörtülü kadınlar ve onların eşlerinin yapmasından rahatsız oluyor. Olsunlar varsın. Aslolan değişimin kendisidir. Ona direnmek, sizi fuzuli yapar. Asıl size yuh Dünya Basketbol Şampiyonası Finali... Türkiye tarihinde ilk kez final oynuyor, üstelik Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı. Dünyanın pek çok televizyonu canlı yayın yapıyor. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan salona girince kendini bilmez bir grup yuh çekiyor. Asıl size yuh. Siz terbiye yoksunu bir güruhsunuz çünkü terbiyesizlikte sınır tanımıyorsunuz. Oy vermemeniz veya vermeyecek olmanız, böyle bir gecede, üstelik Başbakan Erdoğan herkese barış eli uzatmış, yanlışları için özür dilemişken, size onları yuhlama hakkı vermez. O insanlar olmasa, bırakın final oynamayı, böyle bir şampiyonu Türkiye’de düzenleme hayali bile göremezdiniz. Onları yuhalarken, insanlık suçu işlemiş Kenan Evren ve darbeci arkadaşlarına sahip çıktığınızın bile farkında değilsiniz. Görünen tablo şu ki, siz dünyadan bir habersiniz... Referandum ve medya En iyi başlık “Halk yönetime elkoydu” ile Star ve Taraf’taydı. İç sayfaları en iyi gazete Milliyet’ti. Milliyet’e yaklaşan tek bir gazete bile yoktu. Haberi işlemede Tayfun Devecioğlu’nun üstüne kimseyi tanımam zaten. En zayıf yorum Hürriyet’teydi. Böbrek taşı düşürmesine rağmen televizyon programı yapanlar, yazı yazma fırsatı bulamamıştı. Sayfa çokluğuna rağmen en yavanı Habertürk’tü. Eski çalışma arkadaşlarım kızmasın ama onlara kırık not verdim.
<< Önceki Haber 22 milyon el kaosa kalktı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER