Bir Hikayenin Dilinden Irak

Cuma Karaman

Cuma Karaman

24 Eyl 2023 23:40
  • Okuduğum bir hikâye, adeta Ortadoğu toplumlarının özelliklerini özetliyordu. Hikâye, Hindistan'dan Irak'a geçen bir İngiliz seyyahın gözlemlerinden oluşuyordu. Seyyahın asli görevi Ortadoğu’ya nasıl yerleşeceklerini belirlemek için bir ön çalışma yapmak ve elde ettiği verileri raporlamaktı. Bu bölgede yaşayan insanların psikolojisini keşfetmek onların entegrasyonuna kapı açacaktı. Bu ön keşif sırasında tanık olduğu olaylar hikâyenin temasını oluşturmaktaydı.
    İngiliz seyyahın Irak'ta karşılaştığı bir çoban ile aralarında şu diyaloglar geçer. Çobanın bir köpeği vardır. Köpek sürüyü kurtlardan ve hırsızlardan korumasında çobana yardımcı olmaktadır. İngiliz seyyah ,  çobanın köpeğine talip olur.
     
    Çoban cevaben "Hayır, köpeğimi sana satamam; o benim her şeyim," der. Sonra İngiliz Seyyah çok yüksek bir rakam teklif ederek "Şu kadar bin dolar versem satar mısın? Çünkü bu köpeğe çok ihtiyacım var." diyerek ısrar eder. Çoban duyduğu yeni fiyat karşısında kendi kendine, "Bu parayı ömrümde kazanamam." der ve köpeğini İngiliz'e satar.
     
    İngiliz, bu defa "Senden bir isteğim daha var." der. İngiliz ve devam eder, "Bana sattığın bu köpeği şimdi öldürmeni istiyorum."
    Çoban, şaşkın bir şekilde seyyaha bakarak "Yapamam," der. İngiliz Seyyah ise çobana daha yüksek bir fiyat vererek köpeği öldürmesi için ısrarcı olur. Çoban biraz düşünür ve "Nasıl olsa köpek artık benim değil," der ve köpeği öldürür.
     
    Ancak çoban, köpeği öldürdükten sonra içinde büyük bir pişmanlık duyar. Her ne kadar bu alışverişten kazançlı çıkmış gibi görünse de en sadık dostu artık hayatta değildir. Derin bir pişmanlık hissi ile vicdan azabı yaşamaktadır. Bu olay, parayı her şeyin önünde tutan insanların değerli şeyleri kaybedebileceği ve vicdanlarının sızlayabileceği bir örnek olarak hafızasında kalır.
     
    Çoban, köpeği öldürdükten  sonra hayatının geri kalanında büyük bir boşluğun içine düşer. Artık sürüsünü kurtlardan ve hırsızlardan koruyan sadık bir dostu yoktur. Zenginlik ve maddi kazanç, içindeki boşluğu dolduramaz. Bir gün, köpeğinin hatırası ve pişmanlık duygusuyla yüzleşirken, köpeğiyle geçirdiği güzel anılarına odaklanmaya başlar.
     
    Çoban, köpeğiyle yaşadığı dostluğun değerini anlar ve onun sadakatini asla parayla ölçülemeyeceğini keşfeder. Bu deneyim, para kazanmanın ötesinde, insanların değerli ilişkileri, vicdanları ve insanlık değerleri üzerindeki etkilerini vurgular. Hikaye, maddi kazanç hırsının, insanların gerçek mutluluğunu ve iç huzurunu tehdit edebileceğini anlatır.
     
    Sonra bir gün çoban, içinde biriken pişmanlık ve vicdan azabıyla baş etmekte zorlanır. Bir gün, samimi bir arkadaşıyla bu konuyu paylaşır ve içindeki itirafı yapmaya karar verir.
     
    Arkadaşı, ona cesaret verir ve doğru yolu seçmek için asla geç olmadığını söyler. Çoban, köpeğinin anısına saygı göstermek ve geçmişteki hatasını telafi etmek için bir şeyler yapmaya karar verir. İlk adım olarak, köpeğinin mezarını düzgün bir şekilde hazırlar ve ona bir anıt dikmeye karar verir.
     
    Daha sonra, çevresindeki insanlara hayvanlarının ve doğanın korunmasının önemini anlatan bir kampanya başlatır. Bu çabalarıyla, köpeğinin hatırasını onurlandırmak ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak amacıyla hareket eder.
     
    Bu hikaye, insanların hatalarından döne bileceklerini, vicdanlarına kulak verip doğru yolu seçebileceklerini ve değerli ilişkileri asla kaybetmemeleri gerektiğini vurgular. Aynı zamanda, insanların geçmiş hatalarından ders çıkararak olumlu bir değişim meydana getireceklerini  gösterir.
     
    Özetle hikâyeler, yaşam deneyimlerinden ders çıkarmamıza, insanların duygusal olarak bağ kurmalarına ve yeni perspektifler kazanmalarına yardımcı olur. Hikâyeler, birçok kültürde tarih boyunca iletişimin ve öğrenmenin önemli bir aracı olmuştur. İnsanlar hikâyeler aracılığıyla başkalarının deneyimlerinden ve hatalarından ders çıkarırlar. Empati kurmayı öğrenir ve kendi yaşamlarını daha iyi anlarlar. Bu nedenle, hikâyelerin ders almak, düşünmek ve büyümek için güçlü bir araç olduğunu söyleyebiliriz.
     
    Ne yazık ki bu hikâyede olduğu gibi para ve maddi menfaatler için her türlü melaneti işleme potansiyeline sahip bir zihniyetin hüküm sürdüğü Ortadoğu coğrafyasında evlat katline varan kötülükler yaşanmaya devam ediyor.

    24 Eyl 2023 23:40
    YAZARIN SON YAZILARI