Bir grup gazeteci ile Hocaefendi’yi ziyaret…

Faruk Mercan

Faruk Mercan

18 May 2022 11:09
  • Pazar günü kıymetli bir gazeteci grubu ile Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ziyaret ettik. Hocaefendi mevcut hastalıklarına rağmen, büyük nezaket gösterip kaldığı mekândan dışarıya çıkarak açık havada bizlerle sohbet etti. Öğrendim ki, bir gün önce kalabalık bir öğrenci grubu ziyarete gelmiş, o gün bizden sonra yine bir öğrenci grubunun ziyareti vardı. 


    Mevcut hastalıkların Hoacefendi’nin hayatında mani oldukları şeyler var tabii, ama burada Hizmet temposu aynen devam ediyor. Hastalıklarına atıf yaparken şöyle diyor Hocaefendi, “Şikayet vesilesi değil de, sizden farklı şeyler bekliyorlar, onları yerine getirmeye gücüm yetmiyor…” Sonra, geçmiş dönemlerde yapılan hizmetler ile günümüzün icapları arasında bağ kuracak mahiyette ifadeler kullandı: “Aranıyordum, ama askere giden arkadaşları ziyaret etmeyi ihmal etmiyordum. Erzincan’a belki on defa gitmişimdir… Her zamanın bir hususiyeti var, o zaman öyleydi. Allah evirdi, çevirdi, yakalanmamı, Turgut Özal’ın ayağını sağlam yere bastığı döneme rastlattı. O öyle bir insandı…” 


    1980-86 dönemini kastediyor Hocaefendi… O dönem yapılması gereken en büyük hizmetlerden birinin, asker ocağına, gurbete gitmiş insanları yalnız bırakmamak, onlara moral vermek olduğunu belirterek… Mesela Profesör Suat Yıldırım Bey, Hocaefendi’nin hem kendisini askere uğurlayışını hem de Artvin’de askerliğini yaparken ziyaret edişini hep hayırla yadediyor. 


    En son Ramazan ayında Hocaefendi’yi ziyarete gitmiştim. Bayram namazını müteakip Hocaefendi çok bitkin olmasına rağmen görüşmelerini yaptı. Dediğim gibi hem bizden önce hem bizden sonra yine ziyaretçileri vardı. Ramazan ayında yapılan Ramazan programlarının (yayınların) hayli izlendiği ve ihtiyaca cevap verdiği vurgulanınca, “Kritik dönemlerde yapılması gerekenleri yapmamız önemli. Moral oluyor…” dedi Hocaefendi… 


    Bazı gazeteci arkadaşların yaptıkları güncel yayınların da büyük hayırlara vesile olduğu muhakkak… Yayınların çok geniş bir izleyici kitlesine ulaşması elbette mühim, ama muhteva kadar üslubun da çok önemli olduğunu her defasında vurguluyor Hocaefendi… Muhtevayı üsluba kurban etmeden, reyting kaygısından ziyade, bize bu zulümleri yapanların bile rikkatine dokunacak şekilde; kırmayan, dökmeyen bir üslubun kahramanları olabilmek… 


    Evet, bir insanın bile moralini yükseltecek bir gayretin içinde olmak, küçük-büyük demeden himmetleri âli tutup hizmet temposuna aynen devam etmek… Başımıza bunlar geldi deyip ye’se kapılmak yerine, “Murad-ı İlahî böyle, Murad-ı Subhani böyle oldu” deyip hadiselerde kaderin payını hatırlayıp, “Allah’ın murad ettiğinde hayır vardır” teslimiyetiyle hizmet yolunda yürümeye devam etmek… Hizmet Hareketi bir fikriyat ve bir prensipler manzumesi ve biz inanıyoruz ki bu fikriyata günümüzde bütün dünyanın ihtiyacı var. Turkiye’deki yıkım, Hizmet’e çok zarar verse de, dünyada inkıtaya uğratmaz ve Hizmet prensiplerine zarar veremez. 


    Halen hapishanede olan çok kıymetli bir insanın akrabası da ziyarete gelmişti. Hocaefendi’nin çocukluğundan itibaren tanıdığı bir kişi… Bomboş dosyalarla o ve onun gibi insanlara yapılan eziyetler, hâlâ lise çağında çocukların bile gözaltına alınıp tutuklanmaları… 


    15 Temmuz olayının üzerinden neredeyse 7 sene geçmiş; hâlâ bitmeyen bir kin ve nefretle kadınları, kızları “toplu namaz ve dua ile örgütlenmeye devam ediyorsunuz” diyerek nezarete almalar… Evet, İmam Gazali’nin eserlerine hapishane koğuşlarında el konulduğu bir dönem bu… Dua kitaplarına, “Ama üzerinde kimin ismi var” denilerek yasak ve suç muamelesi yapılan bir dönem bu… Ve gücümüz neye yetiyorsa, hangi sinedeki ateşi dindirmeye elimiz uzanabiliyorsa, onun yapılması icap eden bir dönem… 


    İnsanüstü bir gayretle bu yolda yürüyen nice insan tanıyorum. Aslında onlara bu dönemin kahramanları demek lazım… Dün, bu kahramanlıkları teyit eden şeyler dinledik yine... Tarih, bu dönemin işte bu yüzünü de yazacak ve inşallah gelecek nesillere zor zamanların hizmet numuneleri olarak emanet edecek…

    18 May 2022 11:09
    YAZARIN SON YAZILARI