Hocaefendi’yi sevindiren haberler…

Faruk Mercan

Faruk Mercan

29 Tem 2021 11:32
  • Hafta başında Fethullah Gülen Hocaefendi’yi ziyaret ettim.

    Kanada’dan gelen bir misafir; buraya göç eden Hizmet insanlarının bazılarının iş, meslek sahibi olduklarını ve sosyal yardım almayı bıraktıklarını ifade etti.

    Hocaefendi bu haberi alınca çok sevindi ve şöyle dedi:

    “Çok iyi… Kanada muhacirlere karşı çok centilmence davrandı. Onlar kendilerine düşeni yapıyorlar. Bize düşen ise bu… İş bulurlar, onlara yük olmaktan kurtulurlar. O ayrı bir centilmenlik olur. O zaman, o insanlar da şöyle der: İmkanları olunca bu tür şeylere (sosyal yardımlara) tenezzül etmiyorlar. Bu, güven ve emniyet telkin eder.”

    Hocaefendi’yi aynı düzeyde sevindiren bir başka haber…

    Bir misafir, bir ülkede yardım ulaştırılan bazı ailelerin, “Şimdi bizim ihtiyacımız yok, başka bir aileye verin” dediklerini ifade etti.
    Hocaefendi şöyle mukabele etti:

    “Şu anda bizim ihtiyacımız yok, falana verin… Allah’ın inayetiyle, bu dairenin içinde olan arkadaşlar hiçbir nedamet (pişmanlık) duymamalı… İyi ki bu hizmetin içindeyiz, Allah bizi bu istikamette daim etsin demelerini temin etme çok önemli…”

    Bugün, Hizmet Hareketi'nin ikinci büyük göç dalgasını yaşıyoruz.

    Birincisi 1990’lı yıllarda yaşandı, binlerce insan dünyanın dört bucağına dağıldı. Merhum Aydın Bolak’ın ifadesiyle dünyaya iyilik yaymak ve iyi insanlar yetiştirmek için…

    Yüzlerce okul açıldı, Allah’ın inayetiyle bunların yüzde doksanı hala faaliyetlerine devam ediyor, yüzbinlerce “iyi insan” yetişti, onlar da dünyaya iyiliği yayma kervanına katıldılar.

    Kırgız'ı, Kazak'ı, Arnavut'u, Bosnalısı, Endonezyalısı, Pakistanlısı, Afganlısı, Guney Afrikalısı, Kenyalısı, Etyopyalısı, Tanzanyalısı, Madagaskarlısı, Iraklısı, Romanyalısı, Türkmeni, Azerisi… İyiliği esas alan yeni bir dünya kurmak için onlar da bu kervana katıldılar.

    Derken, bu iyilik hareketinin merkez ülkesi Türkiye’ye birileri kezzap döktü. Kıyım yaptılar, zulüm ve işkence tezgahları kurdular. Tarihte benzerlerine şahit olduğumuz gibi…

    Bu sefer Hizmet insanlarının ikinci büyük göç dalgası başladı.

    Soykırıma kilitlenmiş kötü ruhların elinden bir kaçıştı bu…

    Yine dünyanın dört bir tarafına dağılıyorlar. Bu sefer, her şeylerini geride bırakarak…

    Şimdi bulundukları ülkelerde yeni bir hayat kuruyorlar. Daha önce gelmiş olan ve “Ensar” vazifesi yapan kardeşlerinin yardımı ile…
    Kanada gibi imkanları iyi bazı ülkelerde, her muhacir gibi, bazı sosyal yardımlardan da yararlanıyorlar.

    Ama Allah’ın izniyle bir bakıyorsunuz, muhacir olarak gelenler, ensar olmaya başlamış…

    Mekke’den Medine’ye göç edince, sırtına ipini alıp Medine pazarına gidip hamallık yapan, sonra yüzlerce deveyi infak edecek seviyeye gelen sahabeler gibi…

    Hizmet bir iyilik zinciri çünkü, bu zincire halka olan herkese bu iyilik ruhu bulaşıyor. 

    Hizmet düşüncesi başından beri, diğer insanlarla kucaklaşmayı, gidilen yeri “yeni vatan” edinerek buralarda topluma entegre olmayı esas alıyor. Karşılık beklemeden insanlığa hizmet… Yani adanmışlık ruhu…

    Bu yüzden şer şebekelerinin yıllardır yaptığı kirli propagandaların bir tesiri olmadı. 

    Hizmet insanları, karakterleri ne ise her yerde her şart altında onu sergiliyorlar. 

    Dünyaya yayılırken bir karşılık beklemediler. Şimdi muvakkaten bazı sıkıntılar yaşıyorlar. Ama Allah, yeni kapılar açıyor. Bu sıkıntılı atmosferde Hizmet düşüncesinin evrensel karakteri daha da pekişiyor.

    Şimdi, bir çok ülkede, binlerce muhacir doktor, öğretmen, mühendis o ülkelerin dilini öğreniyor, inşallah kurulacak “yeni dünyaların” ayak sesleri bunlar…

    1990’li yıllardaki göç, deyim yerindeyse bu evrensel iyilik hareketinin yapı taşı oldu, şimdi o tohumlar binlerce başağa doğru yürüyor.

    Bir atasözünde şöyle deniyor:

    “Onlar bizi öldürmek için toprağa gömdüler, ama bilmiyorlardı ki hepimiz birer tohum olmuştuk…”

    Bugün yaşanan bu göç dalgasına ve günümüzün muhacirlerine bu gözle bakabilirsiniz.

    Bulundukları ülkelerde inşallah yakın gelecekte birer güven ve emniyet insanı olacaklar, nice başarı hikayelerine imza atacaklar.

    Hocaefendi’nin şu sözlerini de not almışım:

    “Hizmet bize ait değil, bir emanet… Bize ait hatalarla bu emanete zarar vermemeliyiz… Bütün dünyada ses soluk olmak lazım…”

    Evet, tabiri caizse bize hayat veren hizmet düşüncesine karşı bir mesuliyetimiz var. Küçük, büyük demeden hatalarımızla bu kervana zarar vermekten imtina etme… 

    Ve bütün dünyada ses, soluk olma hedefine kilitlenme…
    29 Tem 2021 11:32
    YAZARIN SON YAZILARI