Hiçbir cephanelikte bulunmayan silah

Safvet Senih

Safvet Senih

22 Haz 2022 08:05
  • Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “De ki, (Ey insanlar) eğer duanız olmazsa ne ehemmiyetin var?” (Furkan Suresi, 25/77) mealindeki âyet-i kerime duanın önemini derinliğince ifade etmektedir. “Dua, müminin silahıdır.” meâlinde de bir hadis-i şerif vardır.


    Ebu Mi’lâk, isimli sahabe efendimiz ticaretle uğraşırdı. Yolculuk yaparken bir seferinde, karşısına yolkesen silahlı bir harâmî çıktı. “Üzerinde ne varsa ver, seni öldüreceğim” dedi. Ebu Mi’lak, “Maksadın mal almaksa, al” dedi. Eşkıya, “Ben senin canını da almak istiyorum!” dedi. Ebu Mi’lak “Madem öyle, izin ver, namaz kılayım” dedi. Şakî, “İstediğin kadar namaz kıl, seni öldüreceğim” deyince namaz kılıp şöyle dua edip yakardı: “Ey kalplerin sevgilisi Rabbim! Ey yüce Arşın Sâhibi! Ey her dilediğini yapan Allah’ım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan Nurun hürmetine beni şu adamın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdada koşan Allah’ım, yetiş imdadıma!” 


    Ebu Mi’lak Hazretleri, üç kere bu duayı tekrarladı. Niyazını bitirir bitirmez, eli silahlı birisinin birden peydahlandığını gördü. Bu eli mızraklı kişi, eşkıyaya mızrağını saplayıp öldürdü. Ebu Mi’lak, ona kim olduğunu sorunca, şöyle cevap verdi: “Ben dördüncü kat semanın meleklerindenim. İlk duanı yapınca gök kapılarının çatırdadığını işittim. Sen ikinci defa dua edince sema ehlinin senin kurtulman için feryat ettiğini işittim. Üçüncü defa dua edince, ‘Zorda kalan biri dua ediyor!’ denildi. Bunu duyunca Allah’tan yol kesiciyi öldürmek için beni vazifelendirmesini istedim. Allah da kabul etti ve yardımına geldim. Şunu bil ki: Abdest alıp dört rekât namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin zorda olsun veya olmasın duası kabul olunur.” (İbn-i Hacer, el-İsâbe, c.4 : 182) 


    Zorda kalan, sıkıntıya düşen, kıtlık ve yağmursuzlukla karşılaşan müminlerin, kusurunu, aczini, fakrini itirafta namaza ve duaya sarılmaları er geç netice vermiştir. Bir yaz günü Hz. Enes bin Mâlik Hazretlerine, bahçıvanı gelerek yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan bahsetti. Bunun üzerine Hz. Enes (R.A.) hizmetkârlığını yaptığı Efendimizden (S.A.S.): “Herhangi bir ihtiyacı olan kimse, iki rekât namaz kıldıktan sonra Allah’a dua etsin” şeklindeki ‘Hâcet namazı’ tavsiyesini hatırladı. Abdest alıp namaza durdu. Selam verdikten sonra bahçıvana “Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun?” diye sordu. Bahçıvan, “Göremiyorum” dedi. Hz. Enes, tekrar içeriye girip namaz kılmaya devam etti. Birkaç defa bahçıvana, “Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? ” diye sordu. Bu sefer adam, “Kuşkanadı kadar bir bulut görüyorum” dedi. Bunun üzerine Hz. Enes, namazını ve duasını sürdürdü. Biraz sonra bahçıvan Hz. Enes’in yanına girdi ve “Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağmaya başladı” dedi. Bunun üzerine Hz. Enes; “Haydi, ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığına bak” dedi. Bahçıvan etrafı dolaştığında, yağmurun sadece Hz. Enes’in büyük bahçesine yağdığını gördü. (İbn-i Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübra, c.7: 21-27)


    Sahabe efendilerimizin hayatları bizle için birer örnek. Eskiden bu yana M. Fethullah Gülen Hocaefendi, Asr-ı Saadette meydana gelen olaylara Siyer Felsefesi ile bakmamızı, onların bizim için kör düğümlerimizi açacak sırlı birer anahtar olduklarını söyler… Bizim için ne büyük hazine!..

    22 Haz 2022 08:05
    YAZARIN SON YAZILARI