Yedek savcı, yedek yargıç, tekrar gözaltı, 12 Eylül'de böylesi yaşanmadı!

"Emin olun 12 Eylül darbe döneminde bile bunlar yaşanmıyordu. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz. Savcı serbest bırakıyor. Birisi bir tweet atıyor. Bir panik havası başlıyor. Yedek savcı, yedek yargıç, tekrar gözaltı. Ve bunun adı adalet oluyor."

SHABER3.COM

Kılıçdaroğlu avukatlarla bir araya geldi!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "5 Nisan Avukatlar Günü" nedeniyle İstanbul İl Örgütünün gönüllü avukatlarının düzenlediği resepsiyona katıldı.

12 Eylül'de olmadı

Kılıçdaroğlu, serbest bırakılan gazetecilerin tekrar gözaltına alınmasını eleştirerek, “Hukuk insanları gerçekten Türkiye’de adalet olup olmadığını sorguluyorlar. Size çok basit bir örnek vereceğim. Düşünün iki gazeteci. Murat Aksoy ve Atilla Taş’la ilgili ifade ediyorum düşüncelerimi. Savcı serbest bırakılmalarını istiyor. Yargıç da serbest bırakıyor. Gece yarısı tekrar mahkeme kuruluyor ve tekrar gözaltına alınıyorlar. Emin olun 12 Eylül darbe döneminde bile bunlar yaşanmıyordu. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz. Savcı serbest bırakıyor. Birisi bir tweet atıyor. Bir panik havası başlıyor. Yedek savcı, yedek yargıç, tekrar gözaltı. Ve bunun adı adalet oluyor. Hiçbir dönemde böylesine demokrasiden hukuktan uzaklaştığımız bir dönem yaşamadık. Cumhuriyet gazetesinin yazarları tam 155 gündür iddianame bekliyorlar. Yargılanmak istiyorlar. Deniyor ki ‘Hayır sizi yargılamayacağız’. Serbest bırakın, serbest de bırakmayacağız. Nerede kalacağız. Silivri’de kalacağız. Nerede adalet, nerede hukuk. Bunların hiç birisi yok. Sözde var özde yok. Böyle bir Türkiye’de yaşıyoruz.” dedi.

“KOŞULLARIN EŞİT OLMADIĞI BİR ORTAMDA REFERANDUM YAPILIYOR”

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada acı bir nokta daha var. Bu ülkenin sayısın bilmediğim hukuk fakülteleri var. 100’ün üstünde olduğu söyleniyor. Üzücü olan Türkiye Cumhuriyetinin Anayasası değişiyor. Hukuk Fakültelerinden tık yok. Gerçekten hukuk fakültesi var mı yok mu biraz endişeye kapılıyorum. Nasıl olur da bir ülkenin anayasası değişir hukuk fakültelerinden ses çıkmaz. Eğer korkuyu bu kadar içine sindirmişse hukuk fakülteleri o fakülteler bu ülkenin adaletine hizmet edemez. Böyle bir ortamda, koşulların eşit olmadığı bir ortamda referandum yapılıyor. Ama her şeye karşı 16 Nisan’da onurumuzla ve gururumuzla sandığa gideceğiz. 17 Nisan’da hayırlı bir sonuç elde edip bütün dünyaya halkımızın demokrasiden ödün vermediğini vermek istemediğini haykıracağız. Bunu bekliyorum.”

“FRENİ OLMAYAN BİR OTOBÜSE EVLATLARINIZI BİNDİRİR MİSİNİZ”

Tek adamların yönettiği ülkelerin kaderini çok iyi bildiklerini belirten Kılıçdaroğlu “Her şeye egemen olan ve bulunduğu ülkenin kaderi bir insanın iki dudağına kilitlenmişse o ülkeyi nasıl bir felaketin beklediğini çok iyi biliyoruz. Yakın tanıklarımız var. Ortadoğu’da var. Biraz daha ötesinde Romanya’da var. Almanya’da Hitler, İtalya’da Mussolini’de var. 21. Yüzyılda hukuku egemen kılıp üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü egemen kıldığımız zaman çocuklarımıza karşı görevini yapmış olacağız. Denebilir ki ‘hayır çıkarca kaos olur’. Böyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Hiç de kaos olmaz. Herkes yerli yerinde oturur. Ne olur. Demokrasiye bağlılığımızı bütün dünyaya göstermiş oluruz. Evet çıkarsa ne olur. Annelere sesleniyorum ve onlara şunu söylüyorum. Siz diyorum sevgili anneler, ‘Freni olmayan bir otobüse evlatlarınızı bindirir misiniz’. ‘Hayır’ diyorlar mümkün değil. Ama diyorum şimdi bu anayasa değişikliğiyle 80 milyonu freni olmayan ve ayrıca nereye gittiği belli olmayan bir otobüse bindiriyorlar. Buna izin vermeyeceğiz, vermememiz gerekir ülkemizi ve çocuklarımızı seviyorsak.” şeklinde konuştu.
<< Önceki Haber Yedek savcı, yedek yargıç, tekrar gözaltı, 12 Eylül'de... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER