Albaraka'dan 350 Milyon Dolarlık Sendikasyon Anlaşması

Albaraka'dan 350 Milyon Dolarlık Sendikasyon Anlaşması

Albaraka, Eylül 2010'da sağladığı 240 milyon dolar tutarında murabaha sendikasyon kredisinin ardından yeni bir anlaşmaya daha imza attı. Banka, 350 milyon dolarlık yeni bir sendikasyon kredisi için 17 ülkeden 25 banka ve finansal kuruluşla anlaşma imzaladı. Noor Islamic Bank, ABC Islamic Bank, Standart Chartered Bank ve Emirates NBD liderliğinde; Denizbank, Halkbank, Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Yapı Kredi'nin yurt dışı iştiraklerinin de aralarında bulunduğu 17 ülkeden 25 banka ve finansal kuruluşun katılımıyla sağlanan murabaha sendikasyon kredisinin vadesi, bir yıl olarak belirlendi. 202,5 milyon dolar ve 103,3 milyon avro hacme ulaşan kredinin kullanımına ilişkin anlaşma, Albaraka yönetimi ile konsorsiyum lideri ve katılımcı banka yöneticilerinin hazır bulundukları törenle imzalandı. İmza töreninde konuşan Albaraka Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, geçen yıl kullanılan kredi meblağından daha fazla bir kredi temininin yanında, bu rakamın Türkiye'de katılım bankaları arasında bu zamana kadar temin edilen ''en yüksek meblağlı murabaha sendikasyon kredisi'' olmasının da kendilerini ayrıca onurlandırdığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''1 yıl vadeli 150 milyon dolarlık yetki ile başladığımız murabaha sendikasyonumuza 2,3 kat fazla talep gelmiştir. Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın yanında Asya ülkelerinden de katılım için gördüğümüz ilgi ve destek bizi ayrıca memnun etmiş, sonuç olarak 17 ülkeden 25 bankanın katılımı ile 202,5 milyon dolar ve 103,3 milyon avro fon temin edilmiştir. Farklı coğrafya ve bankalardan libor artı 1,50 ve Euribor artı 1,50 fiyat ile sağlanan bu kredi, muhabirlerimizin Albaraka Türk'ün istikrarlı ve itibarlı konumuna ve Türk bankacılık sistemine duyduğu güveni teyit etmektedir.'' Uluslararası finansal piyasalardaki belirsizliklerin devam ettiğini, piyasaların çok ciddi sıkıntılar içinde bulunduğunu ifade eden Yahşi, Avrupa ve ABD'de etkilerini göstermeye devam eden ekonomik krizin yeni dengelerin oluşmasına neden olduğunu, Avrupa ülkelerinin büyük borç sorunları ile uğraşırken, ABD'nin, tarihinde ilk defa kredi notunun düşürülmesi ile karşı karşıya geldiğini hatırlattı. Dünya ekonomisinin olumlu sinyaller vermediği bu dönemde Türkiye'nin, bugüne kadar global krizi yönetmedeki etkinliği ve başarısı ile yadsınamaz ölçüde etkili olduğunu ve yurt içi piyasaların istikrarını korumasını, yüksek büyüme rakamlarına ulaşmayı sağladığını kaydeden Yahşi, mevcut ekonomik ve siyasi konjonktürde bu sendikasyon kredisinin Albaraka ve katılım bankacılığı sektörü için önemli adımlardan birini teşkil ettiğini, gerek kaynak çeşitliliğine hizmet etmesi gerekse müşterilerinin ülke ekonomisine doğrudan katkısı olacağına inandıkları yatırımlarına kanalize edilmek üzere sağladıkları bu sendikasyon kredisine önümüzdeki dönemlerde benzeri enstrümanlar ile yenilerini eklemeyi planladıklarını bildirdi. -YENİ YILDAN ÖNCE SUKUK İHRACINI GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORUZ''- Fahrettin Yahşi, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Bu kapsamda, murabaha sendikasyon kredimize ek olarak Şubat 2011'de yayınlanan 6111 sayılı kanun ile kira sertifikaları ihracı için engel teşkil eden vergi dezavantajlarının ortadan kaldırılması ile 5 yıl vadeli kira sertifikası ihraç çalışmalarımızı hızlandırarak yeni yıldan önce sukuk ihracını gerçekleştirmek istiyoruz. 200 milyon dolar civarında sukuk ihracı için yetki verdik. Sukuk ihraç sürecinin başarıyla tamamlanmasını müteakiben, 2011 yılını bankamız ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunacak iki önemli proje ile tamamlamak istiyoruz. Kaynak çeşitliliğine giderken vade yapısı açısından daha uzun vade kompozisyonuna ulaşarak fonlama sürecinde esnekliği artırmayı ve mali bünyeyi güçlendirmeyi planlamaktayız. Albaraka Türk, sağlanan bu fonların da desteği ile büyümesine devam edecektir. Temin ettiğimiz bu sendikasyon kredisini, artan şube sayımız ile Türkiye'nin lokomotifi KOBİ'lere ve Türk sanayine katma değer yaratmak amacıyla reel sektörün finansmanında kullanmayı amaçlıyoruz.'' Yahşi, gazetecilerin sorularını da yanıtlarken, kredinin maliyetine ilişkin, ''Küresel ekonomik problemlerin devam ettiği bir ortamda libor artı 1,5 ile, bir yıl vadeli olarak sağladık. Bu kredinin maliyeti geçen yıla göre daha iyi, bunu daha avantajlı maliyetlerle sağlamış olduk'' dedi. Kredi taleplerine ilişkin bir soru üzerine, Yahşi, temkinli olmakta her zaman fayda bulunduğunu ifade ederek, Türkiye ekonomisinin büyümesini sürdürdüğünü, kredi talebinin de canlı olduğunu ve Türkiye ekonomisinin olumlu yönleriyle diğer ekonomilerden ayrıştığını söyledi. -KATILIM BANKACILIĞINA YENİ OYUNCU- Albaraka Genel Müdürü Yahşi, Adabank'ı satın alanlardan Körfez'deki ortağın planlarına ilişkin bir soru üzerine, piyasaya yeni oyuncuların girmesinin piyasayı büyüteceğini, piyasanın büyümesinin de mevcut bankalar açısından avantaj oluşturacağını vurgulayarak, ''Adabank'ın katılım bankacılığı yapma lisansı alacağı yönünde duyumumuz var. Daha satış süreci tamamlanmadı. Ondan sonra tercihleri ortaya çıkacak. Katılım bankacılığı sektörüne güçlü oyuncuların girmesinin doğru olduğunu, bu piyasanın büyümesine olumlu katkı sağlayacağını ve piyasanın büyümesine tüm mevcutlar açısından olumlu sonuçlar doğuracağını düşünenlerdenim. Girişlerin doğru ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum'' şeklinde konuştu. Kredi büyümesinde yüzde 25'lik sınırın henüz kalkmadığını, bankaların, yüzde 25'lik sınıra olan itirazları nedeniyle, kur artışlarını dışarıda bırakmak suretiyle yine de yüzde 25'lik sınırı gözettiklerinin açıklandığını ifade eden Yahşi, ''Kredi sınırının olup olmaması bir ekonomik önlemden ziyade birden bire gündemimize gelen bir şey. Çok ciddi olarak uygulanacak mıdır? Çünkü bunun bir yaptırımı yok'' dedi. Yahşi, Türkiye'de resesyon ihtimalinden bu yıl için söz etmenin mümkün olmadığını, canlı bir ekonomi ve kredi talebinin söz konusu olduğunu, Türkiye ekonomisinin geleceğinin parlak olduğunu düşündüğünü, bir sorun görmediğini ifade etti. Standard Chartered Bank'tan Kaşif Atun da küresel piyasalardaki belirsizlikler içinde Türkiye ekonomisi ve Türk bankacılık sektörünün bulunduğu sağlam bir durumun söz konusu olduğunu, Türk finansal sektörünün, son 3 yılda ulaştığı borçlanma miktarının herhangi olumsuz bir dalgalanmayla karşılaşmadığını gösterdiğini, ayrıca yıllardır daha düşük borçlanma imkanı bulduğunu kaydetti. Atun, ''2010 yılının başından itibaren Türk bankalarının borçlanma maliyetlerinde ciddi bir düşüş görmekteydik. Ancak bu maliyet düşüşleri son 4 aydır düşmüş durumda'' dedi. Verilen bilgiye göre, birden fazla bankanın, belli bir amaç için yine banka ve finansal kuruluşlara büyük tutarlarda sağladıkları uluslararası fona, sendikasyon kredisi adı verilir. Katılım bankalarının almış olduğu sendikasyon kredileri ise ''murabaha sendikasyon kredisi'' olarak adlandırılır. Katılım bankalarının sendikasyon kredisi konusunda mevduat bankalarından en büyük farkı kredi kullandırım sürecinde yaşanır. Murabaha sendikasyon işleminde kredi kullanan banka adına hareket eden''yatırım Vekili'' tarafından uluslararası emtia piyasalarından işlem yapılarak kredi kullandırılır. (YLD-ALİ)15.09.2011 13:12:33
<< Önceki Haber Albaraka'dan 350 Milyon Dolarlık Sendikasyon Anlaşması Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER