İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr.
Haluk Kabaalioğlu,
Türkiye-
Avrupa Birliği (AB) ilişkileri konusunda, ''Gerek
insan hakları gerek yargı bağımsızlığı ve yargıda olan değişik gelişmelerin kapsamlı bir şekilde irdelendiği ve bunların önümüzde ciddi sorunlar olarak karşımıza çıkabileceği anlaşılmaktadır. O bakımdan yeni anayasa çalışmalarıyla, yeni Meclisimizde yeni hükümetin bütün bu konuları dikkate alarak, Türkiye'nin AB ilişkilerinde önümüze çıkabilecek endişeleri ortadan kaldırmasında büyük bir fayda mülahaza ediyoruz'' dedi.
Kabaalioğlu, İKV'nin seçimli 49. Olağan Genel
Kurul toplantısında yaptığı konuşmada, bugün gelinen noktada Türkiye ve
AB ilişkilerinin müzakerelerin başladığı 2005'e kıyasla çok farklı bir noktada olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 8,9
büyüme hızını yakalayarak dünyada örnek olarak gösterilen bir ekonomi haline geldiğini ifade eden Kabaalioğlu, uygulanan dışa açık büyüme
politikalarının Türkiye'nin ticari ağırlığını artırdığını anlattı.
Gümrük Birliği'nin Türkiye ile AB arasında ticari entegrasyonun artmasını sağladığını, böylece Türkiye ile AB arasındaki ticaret hacminin üç kattan fazla arttığını belirten Kabaalioğlu, buna karşın
dış ticaret açığı içerisinde AB ile olan açığın payının neredeyse yarı yarıya azaldığını, 1996 yılında yüzde 57,6 olan bu oranın bugün yüzde 27 civarında olduğunu kaydetti.
Kabaalioğlu, ''Benzer şekilde AB ile
dış ticaret açığımızın AB ile toplam ticaret hacmimizdeki payı da yarı yarıya azalmıştır. Avrupa Komisyonu Başkanı
Jose Manuel Barroso'nun dediği gibi bugünkü Türk ekonomisi AB'ye güç katacak büyük bir potansiyele sahiptir. Özellikle AB içinde Yunanistan'daki
ekonomik krizin ortaya koyduğu büyük ekonomik dengesizlikler karşısında Türkiye ekonomisinin dinamizmi ikinci bir Almanya'nın rolünü oynayacağını göstermektedir'' dedi.
Türkiye'nin hızlı gelişen ekonomisi, çevre bölgelerdeki etkinliği ve uluslararası
siyasetteki ağırlığı ile artık dünyada rolünü ve konumunu yeniden tanımlama noktasına geldiğini belirten Kabaalioğlu, ''
Küresel sahne kurulurken, Türkiye'li bir
Avrupa Birliği'nin yalnız AB'ye değil, Türkiye'ye de büyük güç katacağı unutulmamalıdır'' ifadesini kullandı
Bugün AB ile ilgili yorumlara baktıklarında, Avrupa'nın eksi çekim gücünü yitirdiğini, daha soğukkanlı ve kuş bakışı bir
analiz yapıldığında ise Avrupa'nın dünya sahnesinden çekilmesinin söz konusu olmadığı ve özellikle çok kutuplu ya da kutupsuz olarak adlandırılan bir dünyada Batı uygarlığının birikimini içeren Avrupa'nın ve AB'nin hayati bir stabilizör rolü oynayabileceğinin görüldüğünü söyleyen Kabaalioğlu, Türkiye'nin üyeliğinin ise yalnızca AB ve Türkiye için değil küresel ekonomi ve siyaset açısından da kritik bir eşik olduğunu ve AB üyesi bir Türkiye'nin Birliğe yön veren ülkeler arasında bulunacağının hesaba katılması gerektiğini belirtti.
-''REFORMLAR HIZLANDIRILMALIDIR''-
12 Haziran seçimleri sonrasında siyasi tablonun net bir şekilde ortaya çıktığını dile getiren Kabaalioğlu, ''Önümüzdeki dönemde önemli olan, siyasi istikrar ve partiler arası ulaşma ortamıyla ekonomik ve siyasi reformların yerine getirilmesi ve AB sürecinin devam ettirilmesi olacaktır. Özellikle AB'nin yeni
bütçe döneminde Türkiye'nin AB üyeliğini dikkate alması sağlanmalıdır. AB'nin 2014 yılında başlayacak yeni bütçe çalışmalarında Türkiye'nin üyeliğinin göz önünde tutulabilmesi için reformlar hızlandırılmalıdır. Kuşkusuz ki yeni anayasa tartışmalarında etkili olacak konulardan biri de AB değer ve normlarının bir referans noktası oluşturacak olmasıdır'' şeklinde konuştu.
Kabaalioğlu, AB'ye de büyük sorumluluklar düştüğünü, Türkiye'ye karşı samimi ve içten bir politika uygulamayan, süreci geciktiren, Türkiye'yi dışlayan bir AB'nin kendi değerleri ile de çeliştiğini ve dünya sahnesinde oynaması beklenen rolün çok uzağında yer aldığını, AB'nin yaşadığı krizden çıkarak Türkiye'ye karşı inanılır, karakterli ve sağlam bir tutum alacağını umduklarını kaydetti.
Haluk Kabaalioğlu, ''Gerek insan hakları gerek yargı bağımsızlığı ve yargıda olan değişik gelişmelerin kapsamlı bir şekilde irdelendiği ve bunların önümüzde ciddi sorunlar olarak karşımıza çıkabileceği anlaşılmaktadır. O bakımdandır ki yeni anayasa çalışmalarıyla yeni Meclisimizde yeni hükümetin bütün bu konuları dikkate alarak, Türkiye'nin AB ilişkilerindeki önümüze çıkabilecek endişeleri ortadan kaldırmasında büyük bir fayda mülahaza ediyoruz'' dedi.
-KABAALİOĞLU YENİDEN İKV BAŞKANLIĞINA SEÇİLDİ-
Konuşmaların ardından İKV'nin
yeni dönem yönetim kurulu belirlendi. Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu, yeniden İKV başkanlığına seçilirken, yönetim kurulu üyeleri ise Niyazi Önen, Ömer
Cihad Vardan,
Yavuz Canevi, Mesut Okyay, Tamer Kıran, Ali Gizer,
Selçuk Öztürk, Zeynep Bodur Okyay, Baha Telli, Adem Yılmaz,
Ergun Kont,
İlhan Soylu, Murat Sungurlu,
Hikmet Tanrıverdi,
Tuğrul Kutadgobilik ve Latife Maskan'dan oluştu.
(FM-FAN-GZA)27.06.2011 15:22:27