Yazar Sadık Yalsızuçanlar, bütün aşkların ve muhabbetin Allah'ta (cc) başladığını belirterek, aşka ulaşmak için belli bir yoldan gidildiğini söyledi. Yaklaşık 40'ya yakın eseri bulunan yazar Sadık Yalsızuçanlar, 'Aşk ve Edebiyat' üzerine okurlarına bir konferans verdi. Makro Market Toplantı Salonu'nda gerçekleşen programa çok sayıda okur katıldı. Anadolu'da en büyük aşkları Mevlana ve Yunus Emre'nin yaşadığını beyan eden Yalsızuçanlar, her iki insanın da aşklarına sıkı bir bağ ile bağlandığını belirterek, "Aşk; aşaka kökünden geliyor. Aşaka, bir varlığın bir varlığa sarılmasıdır. Aşk, varlıkta birlik esastır. Buna en güzel örnek, bir ağacı sarıp kuruttuktan sonra kendisinden bir şeyler katarak yeni bir bitki oluşturan sarmaşıktır. Bunu, nefsi öldürüp, vuslatta bütünleşmek olarak tasvir edebiliriz." dedi. Aşk ateşinin külleriyle yeni bir vücut oluştuğunu söyleyen Yalsızuçanlar, "Aşk dışında nefsi tanımak mümkün değildir. Allah, kendine yaklaştırdıklarına daha fazla acı çektirir. Varlıkta birlik esastır. Aşk, kusurları görmezden gelir. Bilal-i Habeşi (ra) ş harfini s olarak söylermiş ve bu nedenle ezan okurken "Eshedü" diye okurmuş. Bir gün Efendimiz'e (sav) sormuşlar: "Neden ezanı Bilal-i Habeşi'ye okutuyorsun, "ş" leri bile söyleyemiyor." Peygamber Efendimiz'in (sav) cevabı ise "Allah katında Bilal'in "ş" si "s" dir" dedi. Vuslat, varlığın merkezidir." diye konuştu. Aşkın bir güneşe benzediğini ifade eden Yalsızuçanlar, "Aşkı tatmayan bir gönül taşa benzer. İnsanların olgunlaşması için aşk ve muhabbetin olması gerekir. Sevdasız bir gönül olmaz. Önemli olan o sevdayı bulup, sıkı sıkıya sarılmaktır." şeklinde konuştu.