DİYARBAKIR (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 10 seneden
bu yana taş üstüne taş koyduklarını, güzel camiler, külliyeler, hamamlar ne varsa
vakıf olarak yaptıklarını söyledi.
Arınç, Eğil ilçesinde Vakıflar Bölge Müdürlüğünce restorasyonu yapılan
Peygamberler Türbesinin açılışında yaptığı konuşmada, Diyarbakıra pek çok
defa geldiğini, bazı ilçeleri ziyaret ettiğini belirterek, ama ismini çok
duymasına rağmen Eğile gelmenin kısmet olmadığını bildirdi.
Eğile gelemediği için üzgün olduğunu, Vakıflar Bölge Müdürlüğü hayırlı bir
işi yapınca bugüne kısmet olduğunu anlatan Arınç, mübarek bir günde birlikte
olduklarını, Diyarbakırın, Eğilin, Anadolunun 75 milyonun inançlı insanların
yaşadığı bir memleket olduğunu vurguladı.
İslam ile müşerref, güzel bir dine sahip olduktan, yaşadıkları bütün
medeniyetlerde İslamın izini, hamurunu nakşettikten sonra Allahın kendilerine
en büyük başarıları, zaferleri nasip ettiğini kaydeden Arınç, inançlarına bağlı
olduklarını, bütün peygamberleri sevdiklerini, esasen Müslümanları diğer
dinlerden farkının da bu olduğunu dile getirdi.
İsmi geçen geçmeyen bütün peygamberleri sevdiklerini, ama başka dinlerde
böyle olmadığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
Biz hamdolsun Allahın seçkin kullarını, bütün kavimlere hidayet rehberi
olsun diye tevdi ve irşatla görevlendirdikleri o numune, örnek ve seçkin
insanlara her zaman bağlı olduk. Onları her zaman sevdik. Onların her zaman
şefaatlerini, inayetlerini üzerimizde hissettik. Anadolu zengindir. Pek çok yerde
pek çok makamlar var. Şanlıurfa Peygamberler şehri olarak biliniyor. Eğil de
Peygamberler beldesi. Belki ismi çok fazla duyulmamış olabilir. Ama bilirsiniz
Mersinin Tarsusunda bile Dalyan Nebi orada bir makama sahip. Türkiyenin pek
çok yerinde peygamberlere kucak açmış, onların bizzat bulundukları, makamlarının
bulunduğu her yeri büyük bir itina ile muhafaza ediyorlar, saygı gösteriyorlar,
orada ibadetlerini yerine getiriyorlar. Eğilin de bundan sonra tanıtıma ihtiyacı
var. Biz 2 trilyona yakın masraf yapmışız. Helali hoş olsun. Daha fazlasını belki
vilayetimiz kendi imkanlarıyla karşılamış. Ama peygamberlerimizin makamı olarak
bildiğimiz türbelerini yaptığımız bu yerde elbette görevimizi yapmış olmamız
gerekirdi. Biz inançlı insanlar olarak kitabımızın, Kuranımızın, peygamberimizin
sünnetini, bizi gösterdikleri doğru ve hidayetli yolun gereğini yapıyoruz. Rabbım
onların şefaatlerini hepimize mazhar eylesin. Allah hidayetini üzerimizde daim
etsin. Saptırmasın, sapkın yollara götürmesin. Bu peygamberlerimize layık, güzel
bir makamı hazırladığımız için biz çok büyük bir bahtiyarlık duyuyoruz. Eğilin
güzel insanları da onlara her zaman sahip çıktılar, onları bağırlarına bastılar.
Onlara her zaman saygıda kusur etmediler. İnşallah bu güzel cami, yanındaki
türbemiz, yeşil alanı bundan sonra inanç turizmi adına Eğilin sesinin
duyulmasıyla bu bölge ayrıca bir ziyaret makamı olacak.
Meclis Başkanı iken Şamı ziyaret ettiğini, genç yaşlarından itibaren içinde
bir uktenin bulunduğunu bildiren Arınç, Beddii Zaman Sadii Nursi Hazretlerinin
Hutbe-i Şamiyesini okuduğunu ve çok hoşuna gittiğini aktardı.
Dedimki Allah bana en kısa zamanda Şam-ı Şerifi ziyareti nasip etsin.
Allah kısmet etti. Şam-ı Şerifi ziyaret ettim. Orada da 2 peygamberimiz
bulunuyor. Şüphesiz büyük zatların İslam tarihinin kahramanları olarak bilinen
zatların bulunduğunu bilmiyordum. Pek çok zatın Halepte, Şamda, Humusta
kabirlerinin bulunduğu bilmiyordum. Şamı ziyaret ettikten sonra Türkiyeye
döndüm. Mutlaka orası ziyaret edilmeli dedim. Onu o kadar yaygınlaştırdım ki o
zaman tabi halkına zulüm etmeyen bir Esad ile karşı karşıyaydık. Münasebetlerimiz
çok iyiydi diyen Arınç, Türkiyeden Suriyeye turizm seferleri başlattıklarını
anlattı.
Eğil gibi mübarek bir beldenin böyle bir vesileyle bütün Türkiye ve dünyaya
duyurulması gerektiğini belirten Arınç, artık dünyada inanç turizminin çok
güçlendiğini ve saygın bir hale geldiğini kaydetti.
Eğilin de yolunu güzelleştirmek suretiyle dünyanın gözdesi yapacaklarını
söyleyen Arınç, hedeflerinin Eğili önce Türkiyeye sonra dünyaya tanıtmak
olacağını bildirdi.
-Köprü talebi-
Bazı vatandaşların Eğil halkı sizden köprü istiyor afişi açması üzerine
Arınç, Burada ısrarla afişlerini tutan arkadaşlarımız var. Sizleri gördük.
Unutmadık. Eğil halkı sizden köprü yardımı bekliyor diyor. Kalp kalbe
karşıymış. Biz de valimizin arabasıyla gelirken milletvekili arkadaşlarımızla
birlikteydik. Barajın diğer tarafında kalan 6 köyümüze ulaşım imkanı zorlaştı,
onlar bizden köprü istiyorlar dedik. İnşallah bu konunun üzerine eğileceğiz. En
kısa zamanda da ulaşım imkanını sağlayacağız. San Francisco Köprüsü gibi böyle
asma köprü... Yeterki paramız olsun, yapacağız dedi.
Arınç, 6 tane köy merak etmeyin. Şimdilik yüzerek gelin. İnşallah köprünüz
olacak diye espri yaptı.
Eğil sizinle gurur duyuyor sözleri üzerine Arınç, 3 dönem yasağı
olmasaydı, önümüzdeki dönem buradan mı adaylığını koysam diye düşünecektim.
Bundan sonra yeni milletvekili arkadaşlarımız inşallah olacak. Milletvekillerimiz
aramızda. Maşallah hepsi bir arada. 5i bir yerde sizleri ziyaret etti diye
konuştu.
-Vakıf çalışmaları-
Vakıflar olarak güzel işler yaptıklarını, vakıfların inancımıza göre hali
vakti yerinde olan insanların Sadaka-i Cariye yapmak üzere sadece Allahın
rızasını kazanmak için insanlığa ve mahlukata hizmet ettiklerini bildiren Arınç,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
Bunun adına da vakıf demişler. Adam arazisini bağışlamış, vakıf yapmış.
Burası cami yapılsın demiş. Caminin bütün masraflarını da 2 tane evim var, oradan
karşılayın demiş. Senin kazancın ne bundan. Allah bu yaptığım işten razı olursa o
kazanç bana yeter demişler. Bugün Türkiyenin her yerinde binlerce vakıf var. Ama
maalesef bu vakıflarımızın büyük bir kısmı 1950 öncesinde onun bunun elinde
satılıp kaldı ve pek çok medrese, külliye Allah korusun içkili mekanlar,
ticarethaneler haline geldi. Biz 10 yıldan bu yana hükümetlerimiz döneminde
onlara tekrar sahip çıkıyoruz. Tekrar onları satın alıyoruz. Yıkılmak üzere
olanları imar ediyoruz. Çok şükür 3 bin 500 vakıf eserini aynen burası gibi
yaptık. Pırıl pırıl tertemiz hale getirdik.
İstanbulda Süleymaniye, Fatih ve Sultan Ahmet Camisinin görülmesi
gerektiğini, hepsini yeniden yaptıklarına dikkat çeken Arınç, sadece
Süleymaniyeye 21 trilyon lira harcadıklarını, çok büyük eserler olduğunu
bildirdi.
Anadoluda bütün vakıfları ayağa kaldırdıklarını, bunun görevleri olduğunu
aktaran Arınç, her vakfiyede bir dua ve bedduanın bulunduğunu, eserleri yaparken
önce dua almak istediklerini söyledi.
Bizler 10 seneden bu yana taş üstüne taş koyduk. Güzel camiler,
külliyeler, hamamlar ne varsa vakıf olarak yaptık. Diyarbakırda bir bölgedir.
Bölgeye talimat verdik. Ne kadar vakıf eseri var ve ne ihtiyacı varsa hepsini
karşılayın. Çok şükür Hz. Süleyman Camisi, Ulu Camiyi restore ettik. Biz
herkesten önce Müslüman olduk hamdolsun diyen Arınç, Diyarbakırın
Müslümanlığı Türkiyedeki milyonlarca insandan daha öncedir şeklinde konuştu.
Eğilde unutulmaz güzel bir gün geçirdiklerini, her işe başladıklarında ve
bitirdiklerinde tekrar geleceklerini vurgulayan Arınç, okullar, üniversiteler,
yollar yaptıklarını, köylüye yardımcı olduklarını, sağlıkta çok ileri
gittiklerini, barajlar yaptıklarını, sulama kanalları açtıklarını ifade etti.
Arınç, şöyle devam etti:
Bizim işimiz bu. Bizim işimiz hizmetkarlık. Biz devletin efendi değil,
hizmetkar olduğuna inanıyoruz. Bizim işimiz de hizmet etmek. Ama bir taraftan da
dine hizmet etmek, milletimize hizmet etmek demektir. Çok şükür dünyada her yeri
görüp geziyoruz. Türkiyedeki Müslümanlık, dindarlık anlayışı fevkalade güzel.
Kurana özünden inanıyoruz. Peygamberimizin hadislerine, sünnetine sıkı sıkıya
yapışıyoruz. Bizi bin yıldan beri var eden, güçlü kılan, bizi birbirimize
bağlayan tek şey var, o da Müslümanlığımız. Allah bizi sizden, size bizden, sizi
birbirinizden ayırmasın. Sizi Rabbime emanet ediyorum.
Muhabir: Nurten Aslan - Aziz Aslan - Nail Kadırhan
Yayıncı: Erdem Gültekin