Başbakan Yardımcısı Arınç: (2)

Başbakan Yardımcısı Arınç: (2) -İtiraf etmeliyiz MHP içinden de AK Parti içinden de veya tamamı MHPden veya tamamı AK Partiden Allah için doğru konuşmalıyız, kimsenin kalbini yarıp bakamadık, kimsenin arkasına hafiye de takmak niye


BURSA (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yerel seçimlerin öne alınmasına yönelik TBMMde yapılan oylamaya ilişkin, İtiraf etmeliyiz MHP içinden de AK Parti içinden de veya tamamı MHPden veya tamamı AK Partiden Allah için doğru konuşmalıyız, kimsenin kalbini yarıp bakamadık, kimsenin arkasına hafiye de takmak niyetinde değiliz eksik oy verenler çıktı gibi dedi.
     Arınç, partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, mahalli seçimlerin takiben 6 ay önceye alınmasıyla ilgili anayasa değişikliği konusunda, bir çalışma yapıldığını söyledi.
     Mart ayının tüm Anadolu, özellikle de bazı bölgeler için seçim kampanyalarının zor yapılacağı bir ay olduğunu, Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun da bir seçim gezisi sırasında karlı, buzlu bir havada helikopter kazasında hayatını kaybettiğini anlatan Arınç, İkinci gerekçemiz de 2014 mart ayında seçimler olursa 2 ay sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Çünkü anayasa diyor ki Cumhurbaşkanı da görev süresinin dolmasından önceki 60. günde seçilir. Ağustosta seçilmişti Cumhurbaşkanımız, 2 ay öncesine alırsak haziranda seçim yapacağız. Nisan başı mart sonu, nisan, mayıs haziranda da Cumhurbaşkanlığı seçimi, iki seçimi bir yıla koymayalım. Bu hem Seçim Kurulunun çalışmaları bakımından hem de Türkiyenin geneli bakımından zor olur demiştik diye konuştu.
     Arınç, MHPnin de aynı gerekçeye katıldığını ve Biz de mahalli seçimlerin öne alınmasını istiyoruz şeklinde görüş bildirdiklerini hatırlatarak, CHPnin önce karşı çıktığını, sonra da karşı çıkmayacağını, ancak imza atmayacaklarını bildirdiklerini belirtti.
     Anayasa değişikliğinden 367 oy alarak çıkabilir miyiz- diye bir noktada olup olmadıklarına baktıklarını ifade eden Arınç, iki partinin de garanti verdiğini ve genel başkanların imzaladığı, 300e yakın milletvekilinin imzaladığı bir anayasa değişikliğinin meclise sunulduğunu anımsattı. Arınç, şunları kaydetti:
     Arkadaşlar siyaset şöyle bir şeydir; bir genel başkan bir yere imza koyduysa, grup başkan vekilleri, bakanlar, milletvekilleri imza koyduysa, bütün grubun onun arkasında durması ve ona oy vermesi gerekir. Bu her parti için de böyledir. Dolayısıyla bizim düşüncemize göre, 374 civarında bir oyla hiçbir parti oy vermese bile bu geçmiş olacaktı. Bir de burada bir usul vardır. İki defa görüşülür anayasa değişiklikleri ve iki görüşmenin arasında da en az 48 saat olması gerekir. Dolayısıyla 2 haftamızı aldı bizim anayasa değişikliği. Mesela komisyondaki görüşmeler sırasında CHPlilerin itirazları oldu ama, muhalefet şerhi yazmadılar, yani sözlerinde o noktada durdular. Ama oylama günü geldiğinde CHP oy vermedi, vermeyeceğini ifade etti. BDP oy vermedi, vermeyeceğini ifade etti. Kaldık MHP ile karşı karşıya.
    
     -İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmak lazım-
    
     Arınç, anayasa değişikliklerinin hangi maddesinin kaç oyla geçerse geçsin önemli olmadığını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
     Tümünün oylaması, en sonunda yapılan oylama 367nin üzerindeyse, eski maddelerde alınan oylara bakılmaz, son madde için alınan oylama geçerli olur. Buna tümünün oylaması, arkasındaki maddeleri de çeker diye bir kural var. Dolayısıyla ilk maddelerde çıkan oylar çok önemli değildi. Ama son oylamada 367nin üzerinde çıkması lazımdı. Gördük ki 8 milletvekili oylamaya katılmadı. Bunların 4ü AK Partiden 4ü MHPdendir. Nasıl oluyor da 4 milletvekili bu oylamaya katılmıyor. Son oylamanın ne kadar önemli olduğunu bile bile. Sorarsanız hepsinin mazereti vardı. Bizdekilerin iki tanesi Hacca gitti, 2 tanesinin nerede olduğunu ben bilmiyorum. MHPdekiler nerede olduğunu bilmiyoruz, önemli noktada insanlar. Birisi genel başkan yardımcısı, ama onlar da izinli diyorlar. Peki kritik bir oylamada 8 kişiye birden izin vermek ne kadar doğru- İğneyi kendimize, çuvaldızı başkasına batırmak lazım. Diyelim ki bu 8i gelmedi, ama 374e kadar yine biz bunu aşabilecek noktadaydık. O zaman itiraf etmeliyiz MHP içinden de AK Parti içinden de veya tamamı MHPden veya tamamı AK Partiden Allah için doğru konuşmalıyız, kimsenin kalbini yarıp bakamadık, kimsenin arkasına hafiye de takmak niyetinde değiliz eksik oy verenler çıktı gibi. Yani şu veya bu sebeple seçimlerin öne alınmasını zihninde kabul edemeyen herhalde birkaç milletvekilimiz olmuş gibi buna MHP de dahil. Yani bilseydim ki MHPlilerin içinden oy vermeyen çıktı, bunu açıkça söyler ve eleştirirdim. Ama gizli bir oylamada kimin ne oy verdiğini doğrusu bilemiyorum. Peki, ne oldu sonuçta- Bir şey kaybetmedik, ama bir partinin prestiji var. Bir partinin genel başkanının MHP de olsa AK Parti de olsa prestiji var, gücü var. Ben buna imza koydum, bu teklif benimdir dedikten sonra hiçbir milletvekili hiçbir düşünceyle bunun aleyhinde bir davranış gösteremez. Gösterirse yanlış olur, o kadar büyük bir yanlış olur ki, sonunda siyasi hayata veda etmek zorunda bile kalabilir.
     Parti olarak, 2010 yılının mayıs ayında 26 maddelik bir anayasa değişikliğini meclise getirdiklerini hatırlatan Arınç, mecliste 367den az oy aldıkları için referanduma gittiklerini ve milletin yüzde 58 Evet oyuyla Türkiyede yer yerinden oynadığını dile getirdi.
    
     -Bir tanesi de kapağı MHPye attı-
    
     Arınç, mükemmel anayasa değişikliklerinin yapıldığını, ancak o tekliflerin 3 maddesinin mecliste kabul görmediğini anımsatarak, şöyle konuştu:
     Sadece biz Evet oyu veriyorduk. CHP hiçbir milletvekilini sandığa oy atmaya götürmedi. BDP içeri girmedi, MHP her defasında Hayır oyu verdi. Demek ki 330un altında kaldığımız gün, bizim içimizden 3-5 kişinin oy vermediği çok muhakkak, çok kati olarak karşımıza çıktı. Sonra bunları bulduk, yaptıklarının yanlış olduğunu söyledik. Çünkü bizim 26 maddelik anayasa değişikliğimiz, son 1982den bu yana yaptığımız en hayırlı iştir. Darbe anayasasını ters yüz etmektir, egemenliğin halkta olduğunu göstermektir, özgürlüklere açılan kapıdır, Türkiyedeki darbeci anlayışın son bulmasıdır. Buna Hayır diyebilir mi bir AK Parti milletvekili. Sonunda halka götürdük, yüzde 58 ile kabul gördü. Ama keşke, o 3 madde de kabul edilebilseydi. Dolayısıyla biz hayır oyu verdik diye sonradan ortaya çıkanlar bugün AK Partide yer almıyorlar. Çoğu siyasi hayattan çekilip gitti, bir tanesi de kapağı MHPye attı. Şunu söylemek istiyorum; bir genel başkanın, bir Başbakanın hatırı hiçbir zaman çiğnenmez. MHP açısından söylüyorum, genel başkanının Evet dediği imza attığı bir teklife hiçbir milletvekili Hayır diyemez. Kim yaptıysa yanlış yapmıştır. Sonucunda, dünyanın sonu değil, demek ki seçimler zamanında yapılacak diye de düşünebiliriz. Sayın Cumhurbaşkanımız nasıl bir takdirde bulunacak, onu göreceğiz. Ya referanduma götürmek üzere imzalayacaktır ya meclise iade edecektir. Ama bu konuda asıl kararı verecek olan çoğunluk, iktidar partisi olan AK Partidir. AK Parti de bu durumda ne yapacağını önümüzdeki birkaç gün içinde kamuoyuna açıklayacaktır.
     (Sürecek)
    
     Muhabir: Haluk Yüksel
     Yayıncı: Doğan Sarıtaş
<< Önceki Haber Başbakan Yardımcısı Arınç: (2) Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER