Başbakan Yardımcısı Bozdağ:

Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Türkiyenin bu sistem tartışmalarını bitirip, artık sandıkta siyasi istikrarın çıktığı, hesap soranın ve hesap verenin belli olduğu ve her türlü operasyona kapalı, millete hizmet eden bir kadronun iş başın


TRABZON (A.A) - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Türkiyenin bu sistem tartışmalarını bitirip, artık sandıkta siyasi istikrarın çıktığı, hesap soranın ve hesap verenin belli olduğu ve her türlü operasyona kapalı, millete hizmet eden bir kadronun iş başına getirildiği yeni bir yapıya hem yasamanın hem yürütmenin bağımsız olduğu bir yapıya geçmesi lazımdır" dedi.
     Bozdağ, Akçaabat ilçesinde Erol Günaydın Kültür Merkezinde düzenlenen, AK Parti Siyasi ve Hukuki İşler Başkanları 4. Bölge Eğitim ve Değerlendirme Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiyede 10 yılda çok şey değiştiğini, her yerde, her alanda devasa değişimler, dönüşümler yaşandığını belirterek, Hangi alana elinizi atarsanız atın bugün bambaşka bir Türkiyedeyiz diye konuştu.
     Türkiyenin 10 yılda ulaşım, toplu konut, eğitim gibi alanlarda yapılan yatırımlarla geldiği nokta ve bu noktaya gelmek için izlenen yol hakkında bilgi veren Bozdağ, şunları söyledi:
     "Böylece Türkiyenin dört bir yanı hizmetlerle şenlenmeye başladı. Yaptığımız hizmetlerin sırrı, emanetin ehline teslim edilmesidir. Emanet ehline teslim edilirse Türkiyenin her imkanı daha iyi noktaya gider. Yemeyen, yedirmeyen, milletin hakkına, hukukuna el uzatmayan, uzanan elleri kıran anlayış, milletin kaynaklarının hazinede toplanmasına, bu kaynakların bölünmüş yollar, üniversiteler, toplu konutlar, hastaneler, yüksek hızlı trenler, hava yolları ve pek çok imkan olarak milletimize dönmesine neden oldu. Eğer siz bu kaynakları kullanırsanız Türkiye elbette her alanda daha ileriye gidecektir. Bazen şu duyguya kapılıyorum, Türkiye yeni mi kuruluyor. Türkiyenin bütün şehirleri adalet saraylarını 2013de mi yapmalıydı. Bunları söyleyince, vazifeniz, yapacaksınız diyorlar. Doğru da gözünü sevdiğim bu sadece bizim mi vazifemiz. Yaptılar da yapmayın diye ellerine mi yapıştılar. Bunların böyle bir derdi olmadı. Geldiler yandaş, kardeş doldurdular gittiler. Geldiler, gittiler memleket ekonomik olarak paramparça edildi."
     Bozdağ, 2002 seçimlerinden önce yaşanan siyasi ve ekonomik sürece ilişkin bilgi vererek, "Allaha şükürler olsun, sizin bize gösterdiğiniz yoldan yürüyeceğiz. Daha yapacağımız çok işler var. Türkiye her alanda güçlenecek. Bütün bu güçlenmenin ana nedenlerinden bir tanesi Türkiyede siyasi istikrarın, güçlü iktidarın olmasıdır. Milletin Trabzonda verdiği iradenin, Ankarada emredici iradeye dönüşmesidir. Bunların doğurduğu güven ortamıdır" dedi.
    
     -"Parlamenter sistem her zaman siyasi istikrarı kurmuyor maalesef"-
    
     Türkiyenin güçlü şekilde yoluna devam etmesi için sistemini değiştirmesi gerektiğine işaret eden Bozdağ,şöyle devam etti:
     "Çünkü parlamenter sistem her zaman siyasi istikrarı, güçlü iktidarı kurmuyor maalesef. Türkiyenin bu sistem tartışmalarını bitirip, artık sandıkta siyasi istikrarın çıktığı, hesap soranın ve hesap verenin belli olduğu ve her türlü operasyona kapalı, millete hizmet eden bir kadronun iş başına getirildiği yeni bir yapıya hem yasamanın hem yürütmenin bağımsız olduğu bir yapıya geçmesi lazımdır. Biz bu yapıya geçersek Türkiye daha güçlü olacaktır, daha ileri gidecektir ama bunu karalayan çok insanlar var, onları siz yakinen biliyorsunuz ve tanıyorsunuz. Biz bunu Türkiyenin ihtiyacı için istiyoruz.
     Bugün AK parti parlamentoda çoğunlukta, iktidar sahibi bu kadar gücün sahibi olduğu halde Türkiye için biz bunu istiyoruz diyor. Onlar diyor ki hayır siz Sayın Başbakan için istiyorsunuz. Biz de diyoruz ki hayır biz Türkiye için istiyoruz. Bugünkü yapıya baktığınızda bizim buna ihtiyacımızın olmadığı çok açık ama Türkiye 10, 20 sene sonrası daha iyi olsun ve her zaman siyasi istikrar, güçlü iktidar olsun, Türkiye kazansın. Yüzde 51in oyunu almaya muhtaçsa sağ veya sol o zaman ne yapacak herkesin aday gösterdiği kişi, güçlü liderlik özelikleri olan soldan ise sağdan da sağdan ise soldan da oy alabilecek nitelikleri taşıyan birileri aday olacak. İster sağdan kazansın, ister soldan kazansın başkan kim kazanırsa kazansın sonuçta Türkiye bundan daha karlı, güçlü olarak çıkacaktır. Türkiyenin hayrına sonuçlar ortaya çıkacaktır. Çünkü bu sistem güçlü liderlik özellikleri olanları da öne çıkartan bir sonucu ortaya koyuyor."
    
     -"Başkanlık sistemine geçerlerse..."-
    
     Bundan bazı partilerin rahatsızlık duyduğunu söyleyen Bozdağ, şunları kaydetti:
     "Diyorlar ki ideolojik partiler, işte CHP ideolojik parti, kitle partisi olmaktan çıktı. Son derece her geçen gün daha ideolojik oluyor, küçülüyor. Ben yüzde 51i alıp başkan seçtiremem, ne yapayım, karşı çıkayım. MHP yüzde 12, ben de yüzde 50yi kucaklayacak politika üretemiyorum. BDP bölgesel parti, Türkiye partisi değil. O da ideolojik parti, o da Türkiyeyi kucaklayamaz. O zaman diyorlar ki biz bu sisteme karşı çıkalım. Peki karşı çıktınız da parlamenter sistemde iktidar yüzü görüyor musunuz, görmüyorsunuz. Ya 28 Şubat gibi ara dere dönemlerde ya da başka başka birtakım hesaplarla kitaplarla iktidara gelinebiliyor ama sandıktan iktidar alma imkanları yok.
     Diyorum ki buradan çok net söylüyorum, başkanlık sistemine geçmezse Türkiye, CHP, iktidarı daha 50, 100 sene daha görmeyebilir ama başkanlık sistemine geçerse CHP bir ihtimal başkan seçtirebilir. Bunda daha çok şansı var. Neden diyeceksiniz, örneğin sağdan iki kere üst üste başkan seçildi, başarısız oldu. O zaman vatandaş bir de soldan seçeyim diyecektir. Türkiyede solun başkan olarak yönetime gelme ihtimali, parlamenter sistemde başbakan olarak yönetime gelme ihtimalinden bana göre daha çok. Onlar boş yere arayı dereyi bekliyorlar, 27 Nisanlara, 28 Şubatlara bel bağlıyorlar, gerek yok. Başkanlık sistemine geçerlerse belki başarısız başkanlar çıkarsa bu ihtimal var. Bunu görmüyorlar ve değerlendirmiyorlar."
    
     -"Günün birinde Türkiye sistemini mutlaka değiştirecektir"-
    
     Bozdağ, 2014ün son derece önemli bir tarih olduğunu, çünkü cumhurbaşkanını ilk defa halkın seçeceğini belirterek, şunları kaydetti:
     "Anayasadaki mevcut yetkilere baktığımız zaman Türkiye 2014de mevcut Anayasamızı değiştirmesek bile fiili bir sistem değişikliğine kendiliğinden gidecek gibi gözüküyor. Biz bunu görüyoruz. Yarı başkanlık sistemine 2014 seçiminden sonra Türkiye resmen olmasa bile fiilen gidiyor. Biz onun için diyoruz ki bakın Türkiye buraya gidiyor, gelin biz bunun tedbirlerini alalım, vaktinde tedbirlerini alalım. Fiilen olacağına bunun yasal ve anayasal olarak yapılması gereken kısımlarını yapalım ve Türkiye bu yola daha sağlıklı bir şekilde gitsin ve yol alsın diyoruz. Muhalefet buna yanaşmıyor. 2014 uzak değil, bu dediklerimizin hepsinin gerçekleşeceğini hep beraber göreceğiz, eğer yeni anayasa hayata geçmezse geçerse de yeni anayasada bu anlamda olumlu adım atılmazsa Türkiye farlı bir noktada olacaktır. Sistem değişikliği tartışılacaktır. Günün birinde Türkiye sistemini mutlaka değiştirecektir. Bunu vaktinde yapsın, gecikmeden, uygun zamanda yapmayı başarırsak Türkiye için daha hayırlı olur diyoruz."
    
     -"Milletimizin ortak talebidir terör sorununun çözümü"-
    
     Bozdağ, Türkiyenin 30 yılı aşkın süredir bölücü terörle mücadele ettiğini belirterek, Bu sorunu ortadan kaldırmak için bütün hükümetler gayret ettiler. AK Parti iktidarları döneminde de bu sorunu ortadan kaldırmak için önemli gayretleri, çabaları ortaya koyduk. Millet bize, bitirin de bu işi, nasıl bitirirseniz bitirin diyor. Sadece bizden değil MHPden, CHPden, BDPden, meclisin dışında olan siyasi partilerden de bunu istiyor. Bütün siyaset kurumundan milletimizin ortak talebidir terör sorununun çözümü, kanın durdurulması dedi.
     Hükümet olduktan sonra milletin bu taleplerini bir emir kabul ettiklerini vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:
     Bu çerçevede bugüne kadar politikalar ortaya koyduk, terörün istismar ettiği zemini kurutmak için ciddi adımlar attık. Bunlardan biri cezaevinde herhangi birisi Türkçeden başka bir dille konuştuğu zaman sıkıntıya giriyordu. Terör örgütü de gelip bunun ailesine bak cezaevinde senin oğlun sana kendi dili ile bile hitap edemiyor diye istismar ediyordu. Bu yasağı kaldırdık, Kıyamet koptu mu, kopmadı.
     Yıllar yılı Türkiyede Kürtçe yayın yapan bir televizyon kurulsun dendi. Ülke bölünür diye MHPnin, CHPnin başka partilerin propagandaları nedeniyle siyasal iktidarlar bu alanda ciddi bir adım atmadılar. Sonuç ne oldu, PKK terör örgütü kurdurduğu televizyonlarla bizim kardeşlerimizin evine misafir oldu. Biz televizyon açmadık, evlerine televizyonla misafir olamadık, doğru haber, bilgilerle oraya giremedik ama terör örgütü başka ülkelerden yayın yapan kanallarla ne yaptı, bizim insanımızın evine girdi, zehir kustu o kanallardan. Devletin, RTÜKün denetiminde yayın yapan kanalı olsa kötü mü olur- Biz bu adımı atacağımız zaman parlamentoda neler söylendi, ülke şöyle bölünecek, şöyle olacak diye. Adımı attık ve şu anda yayında yıllardır. Türkiye bölündü mü, kıyamet koptu mu- Terör örgütü TRT 6yı seyretmeyin diye baskılar yapmaya başladı. BDP, TRT 6ya karşı kampanyalar başlattı. MHP de bir yandan TRT 6yı niye açıyorsunuz diye bizi hainlikle itham eden kampanyalar başlattı. Toplumu birleştiren, bütünleştiren bir şey. Her evde insanımızın doğru şekilde bilgilendirmesine imkan sağlayan bir adım attık.
    
     -"İstismar edilen şeyleri ellerinden alırsanız, netice alırsınız"-
    
     Orta öğretimde seçmeli ders geldiği zaman da çeşitli sözlerin söylendiğini ifade eden Bozdağ, şöyle devam etti:
     21 bin insanımız bu noktada tercihte bulunuyor. Kaldı mı bir şey, kalmadı. Geçenlerde kişilerin kendilerini en iyi ifade edebileceği dilde savunmalarına imkan veren düzenlemeyi yaptığımızda da başka şeyler söylendi. En son artık kimse kendisini Türkçeden başka bir dilde savunmuyor. Erzurumda bir savunmada çıktı dedi ki ben kendimi Türkçe savunacağım. Siz istismar edilen şeyleri ellerinden alırsanız, netice alırsınız. Bu noktada terörün istismar ettiği alanları ortadan kaldırmak, bataklığı tamamen kurutmak için ciddi adımlar attık, atmaya da devam edeceğiz.
     Bu meselenin sadece güvenlik politikalarıyla halledilemeyeceği çok açıktır, dünyada güvenlik politikaları ile bu meseleyi çözen hiçbir ülke de yoktur. Türkiyenin iktidarına talip olan ve iktidarda olan partisi dahil, bütün partilerin döneminde terör varlığını korumuş. Türkiyede terör sorununu çözme iradesiyle ilk tartışmaya açan rahmetli Özaldır, ömrü vefa etmedi. İkinci tartışmayı başlatan Recep Tayyip Erdoğandır. Bu kadronun lideridir, çözeceğim ve çözüm iradesiyle bu meseleyi halledeceğim diyen ikinci kişidir ve bu noktada politikaları hayata geçiren lider de bizim liderimiz sayın Başbakanımızdır. Çözüm iradesini ortaya kor ve bu çerçevede adımlar atarsanız netice alırsınız."
    
     -"Terör sadece AK partililerin sorunu değil"-
    
     Dünyada terörle mücadele edip başarılı olan ülkelere bakıldığında siyaset kurumunun iktidar olsun, muhalefet olsun terör meselesinde yekvücut olduğunun görüldüğünü dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
     "Bu konunun partiler üstü bir konu gibi kabul edildiğini ve bu noktada muhalefet partilerinin iktidar partisinin arkasında sanki tek partiymiş gibi durma becerisini, iradesini koyduktan sonra netice aldığını görüyoruz. Türkiyede maalesef biz hala bunu sağlayabilmiş değiliz. Terör sadece AK partililerin sorunu değil, bütün partililerin sorunu. Bütün partilere oy veren insanlarımızın, hepimizin ortak sorunudur, o gözle bakıp hareket etmeyi başarması lazım. Her terör saldırısını, polisimizin, askerimizin şahadet haberini iktidara saldırmak için vesile addederseniz o zaman ortak bir dili, söylemi inşa etmeyi başaramayız. Biz Türkiyede maalesef bunu başaramadık. Umuyorum milletimizin sağduyusu diğer partilerin de bu ortak dili, mücadeleyi güçlendirme noktasında bir noktaya taşısın.
     Biz kan dursun diyoruz, onlar hain diyorlar. Biz milli birlik ve kardeşliğimiz daha tahkim edilmiş bir hale gelsin diyoruz, onlar memleketi böldünüz diyorlar. Biz güçlü bir Türkiye olsun diyoruz, onlar Türkiyeyi zayıflatıyorsunuz diyorlar. Biz artık Türkiyede kan dursun diyoruz, gözyaşı dinsin diyoruz, onlar PKK ile işbirliği yapıyorsunuz diyorlar. Yahu bizim ne yapmak istediğimizi ne yaptığımızı siz gelip bizden dinlemiyorsunuz, biz size gelip anlatmak istiyoruz kabul etmiyorsunuz. Kan dursun lafının karşılığı sizi gidi hainler midir, terör bitsin lafının karşılığı siz ülkeyi bölüyorsunuz demek midir. Gözyaşı dinsin lafının karşılığı, biz bu ülkeyi size böldürtmeyiz lafı mıdır. Ne söyledik biz bu ülkenin birliğinden, dirliğinden güçlü, her açıdan kuvvetli, kudretli bir Türkiye olmasından, bir millet olmasından başka hangi cümleyi söyledik. Söylediklerine bakın baştan aşağı iftira, aşağıdan yukarı iftiradır."
    
     -Çözüm süreci-
    
     Bozdağ, çözüm süreci içerisinde hayata geçirilecek her ne varsa milletin gözü önünde olacağını vurgulayarak, "Millete rağmen bu kadrolar bugüne kadar tek bir cümle söylemediği gibi tek bir adımda atmamıştır. Bundan sonraki süreçte de millete rağmen sözümüz de olmaz, millete rağmen adımınız da olmaz. Her şey milletin gözü önünde olur, ne olacaksa milletle beraber olur" dedi.
     İftiracılara herkesin kulaklarını iyi kabartması gerektiğini söyleyen Bozdağ, şöyle devam etti:
     "Şu lafı herkese bizim söylememiz lazım, peki siz hükümetin çözüm iradesini ve bu süreçte ortaya koymak istediklerini benimsemiyorsunuz, hayır diyorsunuz. O zaman sizin çözümünüz nedir, söyleyin, sizden dinleyelim denilmeli. Biz Türkiyenin her yerinde aynı lafı söylüyoruz, tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak, bizim lafımız her yerde budur ama Türkiyenin bazı yerlerini kafasından silenler, her yeri için yüreği samimiyetle çarpanları anlayamazlar
     PKK terör örgütü 30 seneyi aşkın bir süredir terör estirerek bu ülke insanının arasına fitne sokmayı başaramamıştır. Türkü Kürdün, Kürdü Türkün karşısına dikmeyi başaramamıştır. İnsanımızın kalbi arasındaki sevgi bağlarını, kardeşlik bağlarını koparmayı başaramamıştır. Hiç bir terör bunu başaramamıştır, kıyamete kadar da başaramayacaktır. Hiçbir siyaset de bunu yapamayacaktır. Çünkü biz bugün bir araya gelmiş, bugünün menfaatleriyle ortaklıklar kurmuş insanlar değiliz. Binlerce yıllık geçmişin birlikte yaşattığı büyük bir aileyiz. Bu alenin huzuru, refahı, saadeti için çalışmaya devam edeceğiz. Bu süreç başarılı olduğunda inşallah milletimiz daha büyük, müreffeh, huzurlu bir Türkiyede, insanların birbiriyle işlerinin daha güzel olduğu bir Türkiyede olacaklar ve bununla da iftihar edecekler. Biz de bu yolda karınca kararınca irade ortaya koyan siyasi kadronun içerisinde yer alma, bu kadroya bir yerinden omuz verme şerefi payesi hepimizin olacaktır. Ben milletimizin basiretine, sağduyusuna güveniyorum."
     "Deniyor ki , hükümet bu güzel şeyleri yapıyor da ne verdi karşılığında. Biz karşılığında bir şey vermedik" diyen Bozdağ, "Huzur, refah, saadet, milletimizin birliği, dirliği, kardeşliği diyoruz. Demokratikleşme konusunda ciddi adımlar atacağız diyoruz. Çok hürriyet olduğu için, adalet olduğu için hukukun üstünlüğü, insan hakları tam olduğu için bölünen ülke var mı- Hangi ülkeler yıkıldıysa zulmün olduğu ülkelerdir, hürriyetin, insan haklarının, demokrasinin olmadığı yerlerdir. Bunların olmadığı yerlerde bölünme yoktur, birlik huzur vardır" diye konuştu.
    
     Muhabir: Tuğba Yardımcı Mısır
     Yayıncı: Murat Kaban
<< Önceki Haber Başbakan Yardımcısı Bozdağ: Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER