Kuran

Kuran-ı Kerim 14 asır sonra bulunan tevafuklu şekliyle üretiliyor -Ispartada bir tesis, ilk kez 1936 yılında bulunan ve aynı sayfada Allah lafızlarının alt alta gelmesi olarak açıklanan tevafuk yöntemiyle Kuran-ı Kerim basıyor


ISPARTA (A.A) - Murat Yolcu - Ispartada bir tesis, ilk kez 1936 yılında bulunan ve aynı sayfada Allah lafızlarının alt alta gelmesi olarak açıklanan tevafuk yöntemiyle 162 çeşit Kuran-ı Kerim basıyor.
     Tesis Müdürü Ali Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kuran-ı Kerimin tertibinin Hz. Muhammedin irşadı üzerine Fatiha Suresi ile başladığını ve Nas Suresi ile bittiğini kaydetti.
     Eski dönemlerde kemik ve deri üzerine yazılmasının Kuran-ı Kerimin yazı itibarıyla güzelliğini ortaya koyamadığını dile getiren Yıldız, ancak zaman içerisinde kendisini Kuran-ı Kerimin yazılmasına adayan birçok hattat yetiştiğini söyledi.
     Kuran-ı Kerim Mekkede nazil oldu, Mısırda okundu, İstanbulda yazıldı sözünün ecdadın Kuran-ı Kerimin yazılmasına ne kadar önem verdiğinin göstergesi olduğunu vurgulayan Yıldız, hattatlardan en önemlilerinden birisinin Burdurda yaşayan Hafız Osman Nuri olduğunu kaydetti.
     Osman Nurinin 19. yüzyılda dünyada ilk kez Ayet berkenar denilen ve Kuran-ı Kerimin her sayfasının ayetle başlayıp ayetle bitmesi, bir ayetin diğer sayfadan devam etmemesi anlamına gelen yöntemle Kuran-ı Kerimi yazdığını anlatan Yıldız, Hafız Osman Nuri, Allahın verdiği ilhamla yeni bir yazı şekli geliştirmiş. Nuri, Bakara Suresinde Ayat-i Müdayine denilen, 47. sayfadaki 282. ayeti sayfa ölçüsü, İnna Atayna ve İhlas surelerini ise satır ölçüsü olarak alarak yazmaya başlamış. Bu ölçü ile bütün sayfalar ayetle başlar, ayetle biter.
    
     -Kuran-ı Kerim her yönüyle mucize-
    
     Yıldız, 1936 yılının Ramazan ayında Hafız Osman Nurinin yazdığı Kuran-ı Kerimi okuduğu sırada Allah isimlerinin alt alta geldiğini gören Bediüzzaman Said Nursinin kendisine, Kuran-ı Kerimin göze de hitap eden bir mucizesi olup olmadığını sorduğunu belirterek, şunları söyledi:
     Bediüzzaman Said Nursi, Kuran-ı Kerimi araştırdığında aynı sayfada alt alta Allah isimlerinin gelmesi tevafukunu fark etti. Hafız Osman Nuri, bu duruma dikkat etmediği için görmemişti. Kuran-ı Kerimde 2 bin 806 Allah ismi, 846 Rab kelimesi, 69 Kuran ismi alt alta gelmiştir. Aynı zamanda bir sayfada aynı kökten gelen kelimelerin de alt alta gelmesi söz konusu. Tevafuk, Kuran-ı Kerimin yazılış itibarıyla hiçbir kitaba benzemediğinin, üstün olduğunun bir delilidir.
     Bediüzzaman Said Nursinin 10 öğrencisine Kuran-ı Kerimde keşfettiği tevafuk ile yazması yönünde görev verdiğini ifade eden Yıldız, bu talebelerin içinde Ahmet Nusrev Altınbaşakın, Hafız Osman Nurinin koyduğu ölçüyü hiç bozmayarak tevafuk yöntemiyle Kuran-ı Kerimi yazdığını vurguladı.
     Tevafuk ile Kuran-ı Kerimin basımının ilk kez 1985 yılında yapıldığını anlatan Yıldız, tesislerinin de Tevafuklu Kuran-ı Kerimi tüm dünyaya yaymak için kurulduğunu, şu anda Kuran-ı Kerimin, çeşitli dillerdeki mealleri ile dünyaya gönderildiğini kaydetti.
     Kuran-ı Kerimin her yönüyle mucize olduğuna dikkati çeken Yıldız, Günümüze kadar yazılışında bu tevafuk ortaya çıkmamıştı. Her asır kendisine göre bir mucizeyi görüyor. Zamanımız kalem asrı olduğu için Allah, Kuran-ı Kerimin yazılış mucizesini bu asra ihsan etmiş oluyor. Bu da manevi cihadın kalemle olduğunun zaten bir ispatı oluyor diye konuştu.
    
     Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER