ESKİŞEHİR (A.A) - TBMM Milli Eğitim, Kültür ve Gençlik ve Spor
Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, YÖKün yeniden
düzenlenmesi artık kaçınılmaz bir zaruret haline geldi dedi.
Avcı, AK Parti İl Başkanlığında düzenlenen Halk Günü etkinliğinde
gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin basında, YÖKe neşter başlığıyla bir haberinin çıktığını
hatırlatması üzerine Avcı, haberin sanki hazırda YÖK yasasının olduğu ve meclise
gönderileceği gibi algılandığını belirterek, bu algının yanlış olduğunu bildirdi.
YÖK yasasının sadece milletvekillerinin şahsi girişimleriyle değil, meclise
hükümet yasası olarak gelmesi, gelmeden önce de mümkün olan en geniş biçimde bir
müzakere süresinden geçmesi gerektiğini anlatan Avcı, şunları kaydetti:
YÖK, 1980 vesayet rejiminin üniversite ayağını oluşturtan bir
kurumlaşmaydı. Yıllar içerisinde görüldü ki, sadece bu özeliğinden dolayı değil,
Türkiye genelindeki üniversite yapısındaki değişmelerden dolayı YÖK artık
yetersiz kalmaya başladı. 32 senedir Türkiye askeri vesayet zihniyetiyle
hazırlanmış bir yapı içerisinde üniversitelerini yönetmeye çalışıyor. Bir ara YÖK
düzenlenmesinde bazı değişiklikler yapıldı ama oda yamalı bohçaya döndü. YÖK
anayasal bir kurum olduğu için onunla ilgili düzenlemeler yapmak aynı zamanda
anayasa değişikliği yapma anlamına geliyor. Anayasa değişikliği yapmakta her
zaman kolay bir şey değil.
-YÖKün yeniden düzenlenmesi artık kaçınılmaz bir zaruret haline geldi-
Avcı, siyasi partilerin, üniversitelerdeki akademisyen ve öğrencilerin de
YÖKten şikayetçi olduğunu söyledi.
Bu şikayetlerin ortaklaştığı noktalarının olduğunu, bunların geniş bir
tartışma zemininde enine boyuna konuşulması gerektiğini ifade eden Avcı, şöyle
devam etti:
YÖKün yeniden düzenlenmesi artık kaçınılmaz bir zaruret haline geldi. AK
Parti 2003ten itibaren YÖKle ilgili düzenleme yapmak için ciddi caba gösterdi.
Fakat gerek o zamanki YÖKün yapısı ve zihniyeti gerekse o günlerde Türkiyeye
hakim olan ve bugün mahkemelerde iç yüzünü öğrenmeye başladığımız atmosferin
sonucu olarak bu demokratik adımlar o dönemlerde maalesef atılamayıp, sürekli
engellenmişti. Şimdi daha olumlu atmosferde inşallah çok geniş bir toplumsal
müzakerenin sonucunda üniversitelere ve Türkiyeye yakışan, günün ihtiyaçlarına
cevap veren bir YÖK düzenlemesi yapılacak diye ümit ediyorum.
-Şu an yürürlükte olan YÖK mevzuatı üniversiteleri tek tip bir yapı olarak
görüyor-
Avcı, YÖK düzenlemesinin çok esnek ve bir çerçeve yasa içinde olması
gerektiğini belirterek, Üniversiteler kendi özelliğine göre bu çerçeve
içerisinde yer bulması gerektiğini düşünüyorum. Şu an yürürlükte olan YÖK
mevzuatı üniversiteleri tek tip bir yapı olarak görüyor. Bizim İstanbul Teknik
Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Anadolu
Üniversitesi gibi köklü belli bir geçmişe dayanan, teşkilatlanmış üniversitelerin
yanı sıra çok yeni üniversitelerimizde var. Şimdi İstanbul Teknik Üniversite gibi
köklü bir üniversiteyle, yeni kurulan Şırnak Üniversitesini aynı yasal mevzuatla
idare etmek mümkün değil. Ama yasa bunları standart yapı dayatıyor. Onun için
esnek bir çerçeve yasası herkesin üzerine mutabık kalacağı bir yasa olur dedi.
Üniversitelerdeki rektörlük seçimlerini de değerlendiren Avcı, Komisyon
başkanı ya da kişisel olarak bana fikrimi sordukları zaman üniversitelerdeki
rektör seçimleri fevkalade yanlış. Bu üniversitelerimizi ve rektör adaylarını
yıpratıyor. İş başındaki rektörler bir sonraki dönemde de seçilmeyi garanti
edebilmek için adete seçmen icat eder gibi öğretim kadrolarına yeni alımlar
yapıyorlar. Böyle üniversitelere yakışmayan bir sürü ayak oyununa, çatışmaya yol
açıyor. Ben o konuda Türkiye şartlarına uyarlanmış mütevelli düzenlemesinin daha
gerçekçi ve işlevsel olacağını düşünüyorum diye konuştu.
Muhabir: Fatih Doğan
Yayıncı: Mürsel Çetin