Torba yasanın görüşüldüğü TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Toplantısı 26 saat sürdü. Aralıksız mesai yapan komisyonun ardından, muhalefetin tüm itirazlarına rağmen teklif, hiçbir değişiklik yapılmadan komisyondan geçti.
AKP ve MHP’li üyelerinin oyları ile belli yerlerdeki zeytin ağaçlarının taşınması ve taşınan ağaçlardan boşalan alanlarda madencilik faaliyeti yürütülmesinin önünü açıldı. Teklifin, 1 Temmuz’da TBMM Genel Kurulu’na geleceği belirtildi.
Siyasetçilerin, köylülerin ve milyonlarca yurttaşın itirazlarına kulak tıkandı. Teklifin görüşüldüğü TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank da zaman zaman gerginliği tırmandırdı. AKP’li Varank, salonun girişinde karşılaştığı CHP milletvekillerini itti. Varank’a tepki gösteren CHP milletvekilleri, bazı AKP milletvekillerinin müdahalesi ile karşılaştı.
Tartışmalı şekilde İYİ Parti’den AKP’ye geçen Eskişehir Milletvekili Nebi Hatipoğlu CHP milletvekillerine müdahale etti. Hatipoğlu’nun, CHP milletvekilleri Orhan Sarıbal ve Ednan Arslan’ın üzerine yürüdüğü görüldü.
TBMM Halkla İlişkiler Binası’ndaki küçük salonda başlayan komisyon görüşmeleri, tepkilerin ardından ana binadaki Plan ve Bütçe Komisyonu Toplantı Salonu’na alındı. Komisyon görüşmelerinin ilk bölümü, salon dışında tartışmalar devam ederken ısrarla sürdürüldü. Çok sayıda yurttaşın yanı sıra bazı milletvekilleri de görevlilerin müdahalesi ile yaralandı. Muhalefetin, komisyon sıralarına vurarak tepki göstermesi de görüşmeleri durduramadı.
Toplantı, 19 Haziran günü saat 13.30 itibarıyla büyük salonda devam etti. Teklifin en tartışmalı maddesi olan ve doğrudan zeytin ağaçlarını hedef alan 11’inci maddesi de muhalefetin tüm çabasına rağmen değiştirilmedi. AKP’nin “Enerji, ulaşım ve madencilik gibi sektörlerde yatırım süreçlerini hızlandırmak” gerekçesiyle hazırlandığını savunduğu, muhalefetin ise “Sermayeye süper maden izni” olarak nitelendirdiği torba kanun teklifinin görüşmeleri 20 Haziran saat 11.45’te tamamlandı.
SÜPER İZİN YETKİSİ
TBMM Genel Kurulu'nda da değişikliğe uğraması beklenmeyen teklif kapsamında, “ÇED Gerekli Değildir” uygulamasına son verilerek, tüm projeler için ortak bir değerlendirme sistemi kurulacak. Maden Kanunu'nda yapılan düzenleme ile ruhsat öncesi izin süreçleri kısaltılacak. Bu kapsamda, izin kararının dört ay içinde verilmemesi durumunda, "İzin verilmiş” sayılacak.
Orman Genel Müdürlüğü’nün elinde olan orman alanlarında madencilik faaliyetlerine yönelik izin yetkisi, teklifin yasalaşması ile Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne verilecek.
Teklifin 11’inci maddesi kapsamında, “3213 sayılı Maden Kanunu'na” geçici madde eklenecek. Bu kapsamda Kanun’a ekli haritalar ve listeler yerleştirilecek.
Maddenin yürürlüğe girdiği tarihte, “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere” yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan ve Maden Kanunu'na ekli Harita ve Koordinat Listesi sınırları içindeki alanlara denk gelmesi halinde, bölgedeki zeytin ağaçları taşınacak. Zeytinlik sahasında madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu kapsamda sahaya tesis inşa edilmesine, "Kamu yararı dikkate alınarak" bakanlıkça izin verilebilecek. 4342 Sayılı Mera Kanunu’nda öngörülen değişiklikle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak ilan edilen yerlerde mera tahsis amaç değişikliği için artık ÇED raporu şartı aranmayacak.
İmar Kanunu'nda yapılacak değişiklikle rüzgar ve güneş enerjisine dayalı yenilenebilir enerji tesislerinin imar plan onayı, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belge işlemleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca yapılabilecek. Düzenleme ile belediyelerin devre dışı bırakılarak imar plan onayı ve yapı ruhsatı yetkisi merkezi yönetime devredilecek.
Zeytinlikler şirketlerin hırsına feda ediliyor
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, kanun teklifine, "Konu, AKP’nin ve onun desteklediği, onun destekçisi olan vahşi şirketlerin kâr etme, para kazanma hırsına zeytinliklerimizin feda edilmesidir” dedi.
Çevre katliamına yol açacak, ‘ÇED gerekli değildir’ hükümleri içeren, alabildiğine vahşi madenciliğin önünü açan, denetimleri ve yönetmelikleri etkisizleştiren ve maden çıkartmasını son derece azdıran bir yasa teklifiyle geldiler" dedi.