[ ANALİZ ] Ali Babacan'ın cemaat düşmanlığı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Kasım 18 2020
Erdoğan'ın zayıflamaya başlamasıyla birlikte Türkiye'deki muhalefet liderleri daha yüksek sesle konuşmaya başladılar.

Kamil Ergin, Sao Paulo- Brezilya 

Erdoğan'ın zayıflamaya başlamasıyla birlikte Türkiye'deki muhalefet liderleri daha yüksek sesle konuşmaya başladılar. Eleştirilerin dozu artarken halkı cesaretlendirmeye yönelik "Korkma konuş Türkiye" tarzı kampanyalar yürütülüyor. Bu bağlamda öne çıkan siyasi figürlerden biri olan Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde YouTube kanalı FluTV'ye bir röportaj verdi. 

Türkiye, AKP tecrübesini hiç yaşamamış olsaydı röportajı olumlu değerlendirmek mümkündü. Ne var ki sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi tekrar eden nağmeleri sorgulamadan geçemiyor insan. Babacan, ekonomiyi düzeltme, tek adam rejimini sona erdirme, medyaya özgürlük ve bağımsız yargı erki için mücadele vereceğini söylüyor. Başka bir konuşmasında ise seçilirse kimsenin kendi öz vatanında parya hissetmeyeceğini vurgulayarak KHK'lılara sinyal yakıyor. 

Türkiye'nin mevcut konjonktüründe birkaç insan hakları aktivisti ve bir kaç cesuryürek dışında tüm siyasilerin ve yörüngesindeki grupların üzerinde hemfikir olduğu konu cemaat karşıtlığı. Babacan'ın röportajında sözü edilen reformlarla Türkiye ileride demokrasi ihraç eden bir ülkeye dönüşse bile yeni senoryaların hiçbirinde cemaate yönelik en ufak bir taviz yok.

Babacan'ın konuşmasından Türkiye'ye bir fayda gelmeyeceğinin göstergesi olarak şu değerlendirmeyi tarihe not düşmek gerekiyor. Soran da cevaplayan da Türkiye'de bilgiye erişimin devlet kontrolünde olduğu, halkın yoğun bir propagandaya maruz kaldığı ve alternatif düşünceye sansür uygulandığı konusunda  hemfikir. Ülkede hukukun işlemediği ve yargının iktidar tekelinde olduğu da açıkça ifade ediliyor. Toplumda kampların oluştuğu ve kendisi gibi olmayanın yok sayıldığı gerçeği de "Ali Babacan gelirse FluTv'den ayrılırız" diyenlerle tescillenmiş. 

<

Bu haberler de ilginizi çekebilir