"Ah Bir Numune Toplum Gösterebilseydik!.."

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Mayıs 11 2021
“Bu zât, sizlerle istişare görüşmesi yaparken, sizin ağzınızdan çıkan sözlerden çok benim anladığım sizin beyninizden geçenlere dikkat ediyor. Herkes Türkiye’ye gelip bu Hizmetleri ve bu zatı görmesi gerekir.”
"Ah Bir Numune Toplum Gösterebilseydik!.."
Abdullah Aymaz | samanyoluhaber.com
"Ah Bir Numune Toplum Gösterebilseydik!.."

1992 Temmuz’unda geldiğimiz Amerika’da yeni dostlar arıyorduk. Üniversitelerde okuyan öğrencilerden, master ve doktora çalışmaları yapanlardan yüze yakın arkadaşımız vardı, ama  diğer milletlerden İslamî grup ve cemaatlerden pek yoktu. O sıralar Bosna’da zulümler başlamıştı. Onun için Washington’da Beyaz Saray önünde, Meclis ve Senato’nun  bulunduğu geniş alanda çok kalabalık bir topluluk olarak mağdur, mazlum ve çaresiz Bosnalıların derdini dile getirecek konuşmalar yapılmıştı. Tabii orada pek çok gruplarla tanışma imkanımız olmuştu. Bunlardan bir grupta camileri ve hafta sonu kurslar veren okulları bulunan Pakistanlı bir gruptu. Ziyaretlerine gittik…  İleri gelenleri toplandı. Kendilerine Hizmetin Türkiye’deki eğitim faaliyetlerinden, üniversite hazırlık dershanelerinden ve kolejlerden hem olimpiyatlardaki birincilik alan başarılarından bahsettik. İlgiyle dinlediler. Bilhassa Başkanları durumundaki Dr. Şerif çok ilgi duydu. Sonra “Bizim mahallede de bir mescidimiz var ama Türkler  pek gelmiyorlar. Siz ilgilenseniz”  dedi ve sonra biz orada bir ev tutarak bazı arkadaşlarımızı oraya yerleştirdik ve söyledikleri kişilerin Özbekler olduğunu anladık.
Tanıştık. Hatta mescidin alt katında sınıflar varmış  ama yeni okul alınınca öğrencileri yeni yere  taşımışlar. Orası boş duruyor. Orasını bize verdiler. Arkadaşlar Özbek  çocuklarını  orada toplayıp kurslar vermeye başladılar. Sınıfları Özbek ve Türk bayrakları ile süsledik. Fakat bir baktık bütün çocukları toplayıp hafta sonu oraya yüz kilometre uzakta bir yere taşımışlar. Niye? Çünkü New York’taki Türk Konsolosluğumuz bunu öğrenince sırf  bizden koparmak için böyle bir şey yaptırmış. Dedik ki, “Bu devam eder mi?  Her hafta o uzak yere taşıyabilir misin?  Ders verecek imkanınız olur mu?”  “Olmaz ama ne yapalım öyle isteniyor” deyip koptular.

Bu haberler de ilginizi çekebilir