Altan: Yazdığım kendi kaderimmiş...

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Şubat 28 2018
Hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Yazar Ahmet Altan yaşadıklarını Kılıç Yarası Gibi romanındaki kahramanın yaşadıklarına benzeterek bir deneme kaleme aldı.
Altan’ın bu denemesinin daha kısa bir versiyonu “Portrait of a Turkish Novelist as Prisoner” başlığıyla the New York Times’da yayınlandı. K24’te yayınlanan deneme şöyle:

İki metre yükseklikteki bir kürsüde oturuyorlar. Kırmızı yakalı siyah cübbeleri var üstlerinde.

Birkaç saat sonra benim kaderim hakkında karar verecekler.

Onlara bakıyorum.

Hayatın ipliğini kesecek Moiralara benzemiyorlar. Sıkıntıyla gevşettikleri kravatlarıyla Gogol’ün küçük memurlarını andırıyorlar daha çok.

Ortada oturan başkanları sağ kolunu ıslak çamaşır gibi kürsünün üstüne serip parmaklarını oynatıyor ve oynayan parmaklarını seyrediyor.

Yüzü dar ve uzun, kaşları yoluk ve renksiz. Yarı kapalı şiş gözkapaklarının altındaki gözbebekleri fark edilemiyor, ölü bir ıslaklıktan ibaret gözleri.

Özellikle savunmacılar konuşurken artan garip bir tiki var, küçük bir yumru çenesinden gözlerine kadar cildinin altında yuvarlanıyor.

Arada sırada cep telefonuna bakıp gelen mesajları okuyor.

Bizimle birlikte yargılanan sanıklardan biri bypass ameliyatı olacağını söylediğinde, kırmızı ışıklı mikrofonu kendine doğru çekip mekanik bir sesle “hastane hapiste kalmanıza engel bir durum olmadığını bildirdi” diyor.

Avukatlar, en hayatî konuları anlatırken gene mikrofonu önüne çekip aynı mekanik sesle, “iki dakikanız var, toparlayın” diyor.

Sanki sanıkların ve avukatların söylediği sözler alnına çarpıp, parçalanmış kelimeler hâlinde kürsüye dökülüyor.

Elias Canetti’nin, “Kendin güvende, huzur ve görkem içindeyken, bir insanın taleplerini, o talep

Bu haberler de ilginizi çekebilir