Bir denizyıldızı: Ayşe Özdoğan

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Eylül 13 2021
"Nice yürek yakan insan öykülerine dolaysız tanıklık etmiş şu kıdemli gazeteci Aydın Engin’in bile okurken zorlandığı, insanın insana bu kadar nasıl zulmedebileceğini çaresizce sorguladığı bir infaz hukuku cinayetiyle karşı karşıyayız."
Aydın Engin | T24
Bir denizyıldızı: Ayşe Özdoğan

Onlar herhangi bir deniz yıldızı değil, bu ülkenin yüz akları, bu ülkenin “demokrasi ve özgürlük yıldızları” oldular…
Fıkra eskidir. Belki de biliyorsunuz. Tırmık’ta en az üç dört kez aktarıldı.

Olsun. Güzel öyküdür, bir kez daha anlatılsın.

Küçücük bir oğlan okyanus kıyısındaki güçlü gelgit’te “gel”in kıyıya sürüklediği, “git”in geri götüremediği, kumlar üstünde, kızgın güneş altında ölecek deniz yıldızlarını toplayıp toplayıp denize fırlatıyor, suya ve yaşama kavuşturuyormuş.

Kıyıda yürüyen yaşlı bir adam surat buruşturmuş:

- Boşuna çaba bu çocuk. Baksana kumların üstünde yüzlerce ve yüzlerce var onlardan.. Bunların kaderi bu. Değiştiremezsin.

Oğlan elindeki deniz yıldızını suya fırlatmış, sonra adama dönmüş:

- Bak, bunun için değişti.

***

Yurdum hapishanelerinde aylardır, yıllardır, çok yıllardır volta atan arkadaşlarımız, dostlarımız var. Onları iyi tanıyoruz. Az tanıdıklarımızı, hatta daha önce tanımadıklarımızı da artık, tanıdık, uğradıkları haksızlıkları kendimize yapılmış haksızlık; sevinçlerini sevincimiz, öfkelerini öfkemiz bildik.

Onlar herhangi bir deniz yıldızı değil, bu ülkenin yüz akları, bu ülkenin “demokrasi ve özgürlük yıldızları” oldular…

Onları tanıyoruz. İyi tanıyoruz…

Alın Osman Kavala’yı…

Sudan bile olmayan, sadece “olmayan” bir suç iddiasıyla 1413 gündür tutuklu.  Bir gün bile sızlandığını, özgürlüğüne kavuşmak için yalvard

Bu haberler de ilginizi çekebilir